?>

‘New World Order’ aldatmacasının gerçek yüzü

Ali Karani

4 yıl önce

Batı’nın sömürü sistematiği, bölgemizi gerçekten zorlayan hatta geri bıraktıran bir tavır sergilemektedir. Ancak bugüne kadar kat etmiş olduğu bir süreç yaşanmış olmasından dolayı Batı, belli bir doygunluk seviyesini yakalamış durumdadır diyebiliriz.

Fakat, Uzak Doğu’dan gelen İngiltere & Çin & Hindistan Konsorsiyumu çok daha tehlikeli ve yıkım katsayısı çok daha yüksek bir tehlike olarak görülmek zorundadır. 

Hindistan ve Çin halkının refah seviyeleri incelenecek olunursa görülecektir ki; halkın kahir ekseriyeti açlık sınırının altında ve o coğrafyalarda sömürü çok daha acımasız şekilde işletilmektedir. 

BATI EKSENLİ KAPİTALİST SÖMÜRÜ BİRLİĞİ;

-Yaklaşık 500 milyon nüfuslu Avrupa Birliği, yaklaşık 330 milyon nüfuslu ABD, bu iki bölgenin toplam nüfusu yaklaşık 830 milyon civarında ve bu nüfusu doyurabilmek için tüm enerjimiz sömürülmüş durumdadır.

BÖLGEMİZİN ENERJİSİNİ SÖMÜRMEK İÇİN SINIRLARI ZORLAYAN “DOĞU EKSENLİ KAPİTALİST SÖMÜRÜ BİRLİĞİ”

-Yaklaşık 1,4 milyar nüfuslu ÇİN, yaklaşık 1,35 milyar nüfuslu HİNDİSTAN, yaklaşık 67 milyon nüfuslu İNGİLTERE...

Sadece bu üç ülkenin toplamı, batı eksenli sömürü sisteminin kat be kat fazla nüfusuna sahip olması ve bu nüfusun doyuma ulaşabilmesi, coğrafyamızın yıkım yaşamasını daha şiddetli şekilde tetiklemeyecektir diyebilenler beri gelsin…

Batı, kendi coğrafyasını inşa etmek için coğrafyamızı sömürdü ve sistemini belli bir refah standardına ulaştırdı. Elbette uluslararası hukuk, bunun hesabını soracaktır…

Lakin doğudan yükselen ivmenin, fakir insan nüfusu ve coğrafyasının alt ve üst yapı olarak çok daha büyük yatırım masraflarına ihtiyacının olması, yapılması gereken sömürünün ne kadar büyük bir getiriye “ganimete” ihtiyaç duyuyor olması, coğrafyamızın enerjisinin çok daha acımasızca sömürülerek içinin boşaltılmasını getirmez mi!?

“Coğrafyamızın kaderi sürekli olarak sömürülmek mi olacaktır? Bunun sonu gelmeyecek mi?” diyerek biz de sorumuzu sormuş olalım…

Sonuçta sömürünün dayandığı temel, dış dünyadan getirilen “ganimet" ile kendi ülkeni inşa etme hedefine odaklı olaylar silsilesi değil midir!? 

Bundan dolayıdır ki, “Uzak Doğu bölgesinin inşası için gerekli olan ganimetin coğrafyamızdan alınıp götürülmesi, coğrafyamızı virane edecektir” düşüncesi ön planda tutulmalıdır.

Gerçekçi olmak zorundayız…

Kapitalizm, çöküş sürecini yaşamıyor! Tam tersine doğudan gelen kapitalizm ivmesi, batıdan gelen kapitalizm ivmesi ile alan kapma çatışması yaşamaktadır.

Bu gerçeklik karşısında yapılması gereken tespit ise; Kapitalizmin daha da acımasızlaşacağıdır…

Şimdiye kadar bölgemizde batı eksenli ve tek kutuplu kapitalizme karşı hayatta kalma mücadelesi verilmekteydi. 

Bugünden sonra, çift kutuplu kapitalizm ile karşı karşıyayız.

Hem kendi aralarındaki alan kapma çatışmasından etkilenerek zarara uğrayacağız, hem de etki gücü ikiye katlanmış bir sömürü sistemi karşısında hayatta kalma mücadelesini vermek durumunda kalacağız maalesef.

Dünyada etki gücüne sahip devlet yapıları ve duyarlı kadrolarına genel bir çağırıdır!..

SİZLER, YEMİN ETMEKLE BİRLİKTE SORUMLULUĞUNU OMUZLARINIZDA TAŞIDIĞINIZ NESİLLERİN HAKSIZLIĞA UĞRAMADAN, DEVLETİN KORUYUCU KANATLARI ALTINDA, ADİLCE YAŞAYABİLECEKLERİ BİR HAYATI SUNMAKLA MÜKELLEF OLANLARSINIZ!..

Birkaç özel şirketin, insanlığın refahını tehdit eder şekilde faaliyet göstermelerine sınırlamalar getirmek zorunda olduğunuzu unutmamanızı temenni ederiz.

Hiçbir özel şirketin, devletin varlığının ve devamlılığının ilerisinde bir öneme sahip olmadığının hatırlanması beklentisi içerisinde olduğumuzu da belirtiriz…

Ne BATI’dan gelen ivmeyi, ne de DOĞU’dan gelen ivmeyi doyurmak zorunda değiliz.

Bütün emperyalist yayılmacılığa ve sömürüye karşı tek panzehirin, devletimizin kuruluş felsefesinde de yer alan milliyetçilik olduğunu unutmamalıyız…

Kendi coğrafyamızda KALICI İSTİKRARI kurmanın mücadelesi içerisinde olmamız gerekmektedir.

Geçmişte “İlim Çin de dahi olsa alınız” diyen Peygamber ŞİARI unutulmadı…

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın hedef gösterdiği “KALICI İSTİKRAR” hedefi de bunu işaret etmektedir…

Türk Akıl Ve Düşünce Sistematiği’nin hedefi;

KALICI İSTİKRAR DEVAMLI HALE GETİRİLMELİ VE TÜM İNSANLIĞA HALKA HALKA YAYILMALIDIR…

Saygılarımla.

.

Ali Karani, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI