Ne de olsa Trump farklı!
Haziran 2009…
Dönemin Rusya Başbakanı Vladimir Putin, dönemin ABD Başkanı Barack Obama'yı, Moskova'ya yakın bölgedeki devlet rezidansında ağırladı.
Putin, Obama'ya Rus kahvaltısı ziyafetinde bulundu, semaverde çay da demledi.
Şöyle ki; bahçede açılan sofrayı işaret eden Putin, kömür ateşinde kaynayan ve geleneksel Rus çizmesiyle körüklenen semaver içinde kaynayan çayı göstererek, “Size Rus usulü kahvaltı hazırladık” diyerek sürpriz de yapmıştı.
Kahvaltıda klasik Rus kıyafeti giyen garsonlar servis yaparken, müzisyenler de balalayka çalıyordu.
Sofrada neler yoktu ki: Beluga gözlemesi, böğürtlen reçeli, siyah havyarlı kremalı haşlanmış yumurta, bıldırcınlı mantı, hoşaf ve kaymaklı dondurma!
Peki sonra ne oldu?
Sonrası şu: Obama döneminde Rusya-ABD ilişkileri daha da kötüleşti.
Peki sebebi?
Bu konuda Putin'in çok sayıda aydınlatıcı açıklamaları var. Ama benim en çok ilgimi çeken 2021 yılında Putin'in St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'ndaki (SPIEF) Rusya-ABD ilişkileri ile ilgili değerlendirmeleri oldu. O dönem Putin, “ABD bize yaptırım uyguladı. Ve her bahaneyi kullanarak veya bahane olmadan yaptırımlara devam ediyor. Sırf biz var olduğumuz için. Fakat bunu kabullenmeleri gerekiyor. Rusya vardı, var ve var olacak. Dünyada önemli bir role sahip ABD'nin var olacağı gibi." diye özetlemişti.
20 Ocak 2025…
ABD'nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump, görevi Joe Biden'dan devraldı. Kongre binasında düzenlenen törende yemin eden Trump, resmen ABD'nin yeni başkanı oldu.
Rusya Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleriyle yaptığı toplantıda konuşan Devlet Başkanı Putin, Moskova'nın bugün göreve başlayacak olan Trump'ı bu vesileyle tebrik ettiğini ifade etti.
Putin, Moskova'nın yeni ABD yönetimiyle Ukrayna ihtilafı konusunda diyaloğa açık olduğunu vurguladı. Trump ve ekibinin Rusya ile doğrudan temasları yeniden kurmaya istekli olduğu yönündeki açıklamalarına dikkat çeken Putin, ayrıca Moskova’nın, Trump’ın üçüncü dünya savaşını önlemek için her şeyin yapılması gerektiği yönündeki tutumunu ve sözlerini memnuniyetle karşıladığını vurguladı.
Hedefin kısa vadeli bir ateşkes değil, bu bölgede yaşayan tüm halkların meşru çıkarlarına saygı temelinde uzun vadeli bir barış olması gerektiğine dikkat çeken Putin, Rusya’nın ABD ile diyaloğun eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde tesis edileceğini varsaydığının altını çizdi.
Yukarıda bahsettiğim 2 olayın ardından yazımın soru ve cevap kısmına gelmek istiyorum.
Şimdi herkes soruyor: Peki, Trump döneminde Rus-Amerikan ilişkileri düzelecek mi?.. Ukrayna ihtilafı çözüme kavuşacak mı?.. Ve başka...
ABD eski Başkanı Joe Biden'den farklı olarak Trump, kendisiyle masaya oturulup, görüşmeler yapılabilir nitelikteki bir lider. Biden, tam bir Rusya karşıtı; ekibi de öyle. Ukrayna ihtilafının baş mimarı de onlar. Rusya ve Ukrayna arasındaki kardeş kanının akıtılmasında onların büyük suçu var.
Trump ise Amerikan vatansever. Kendi ülkesinin çıkarları doğrultusunda Rusya ile masaya oturacak. Ancak bunu Rusya için değil, kendi ülkesinin çıkarları için yapacak. Bu da dış politikada gayet normal. İkili ilişkilerin düzelmesi belki uzun zaman alabilir. Ama önemli olan süreci başlatmak. İşte Trump'ın farkı da burada.
Öte yandan, Rusya da Batı ile bu gergin ilişkilerden bir sonuç çıkarmaya devam ediyor. Şöyle ki; Batı ile (sadece Batı ile değil) ilişkilerde hayallere kapılmamak lazım. Kendine güvenmek lazım. Ülkenin güçlü olması için tüm güçleri seferber etmek lazım.
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com