?>

Nassı nasıl anlamalı?

Sevim Korkmaz

3 yıl önce

Nass var süresiz nafaka haram! Ama mihrin farz olduğu sistemde.

Nass var faiz haram! Ama enflasyonun olmadığı sistemde.

Ekonomi en az anladığım alan. Bu yüzden ilki hakkında yorum yapacağım.

Kur’an’ın kendi içinde gayet tutarlı ve adaleti gözeten bir sistem olarak koyduğu hükümlerin, şimdiki Müslüman fukaha tarafından bazılarının göz ardı edilip, bazılarının ön plana çıkarılması sonucu ortaya çıkan garabet ve zulüm oluyor. 

Bunun bir örneği de boşanma sürecinde erkeğin kadına ödemesi gereken nafaka süresi hakkında verilen hükümler.

Düşünelim şimdi; çok eşlilik yaygın bir toplum, kadın istihdamı oldukça az, ekonomik gücü olmayan kadınların çoğunlukta olduğu, evlenirken boşanırken, nafaka, tazminat, çocukların velayeti gibi hakları bulunmayan kadınların çoğunlukta olduğu bir toplumda vahiy, iyileştirme yapıyor. 

Ne diyor; kadınların eğitim ve ekonomik özgürlüğü yok, dolayısıyla para kazanamıyorlar, bu durumda onların maddi ihtiyaçlarını karşılama görevi erkeklerin. 

Evlenirken mihr vereceksiniz, boşanırken iddet müddetince nafaka verip, hamile ise bebeğinizi de mağdur etmeyecek şekilde boşanacaksınız. 

Bu konuda oldukça detaylı hükümler vardır hatta. 

Sistem ne kadar güzel değil mi?

Peki gelelim şimdilerde nasıl anlaşılıyor bu hükümler?

Kadınlar eğitim alıpi ekonomik özgürlüğü olsa ya da ailesinden yüklü miras kalsa zengin olsa da erkekler kavvam, kadınların her türlü ihtiyacını karşılamak zorunda. 

Kadın kazandığı parayı isterse evi, eşi ve çocukları için harcar, istemezse tek kuruş vermek zorunda değildir; kocası ona bakmak zorundadır.

Bu da zulümdür.

Ayetlerdeki adaleti emreden sistemi anlayamamaktır.

Bir diğer husus, hamile ve lohusa kadını ve bebeğin haklarını düzenleyen ayetlerden “kadınlar, çocukların velayetini alamaz, velayet babanın hükmü!..” çıkarıp, evliyken çok önemli olan anneliği, boşanırken değersizleştirme çelişkisidir.

Ya da “kadın hamile mi değil mi 4 ay evinizde tutun, ona bakın eğer hamile ise şunları şunları yapın…” hükmünden mihri hiç gündem etmeksizinvay efendim, nafaka 4 ay; fazlası haram!..” hükmünü çıkarmak...

Bunlar sadece birkaç örnek. 

Sistemi bütün olarak görmeyip, adaleti sağlarken gözettiği dönemsel durumları göz ardı edince, en adil sistem bile zulme evriliyor.

Allah’ın, din gönderme sebebi zulmü bertaraf edip, adaleti ikame değil miydi?

Yıllarını evine, kocasına, çocuklarına vermiş bir kadını, erkek kardeşlerine, babasına ya da devlet desteğine muhtaç halde yaşatmak adalet midir?

Bakın bu bana “özelden” gelen bir mesaj:

“Selamlar Sevim hanım, size buradan yazmayı uygun gördüm çünkü özel bir meseleden bahsetmek istiyorum; bu konudaki hassasiyetinize dayanarak. 

Ben 18 yaşında, bir imamla evlenip 20 yıl sonra Suriyeli bir kızla aldatılıp, bir çocukla terkedilen bir kadınım, şu an 40 yaşındayım, boşanalı 1 yıl oldu.

Eski eşim, hemen bir tane daha çocuk yaptı ve yetmiyor diye benden nafaka hakkımdan feragat etmemi istiyor; helal değil dinimizde böyle bir şey yok diyor. 

Evliliğimiz boyunca çalışmamı istemedi, misafirimiz çok olduğundan kadının evinde olması gerektiğini savundu. 

Şimdi ben ancak çocuğumdan mükellefim diyor, dört gözle yasal düzenlemenin gelmesini bekliyor. 

Peki neye göre herkese aynı standartı getirecekler? Anlamadığım,  kadınlarımızın hiç tepkisi yok bu konuda.."

Eğer bir erkek evlenirken, kadının çalışmasına izin vermeyip, “evimin hanımı çocuklarımın anası ol” demişse, boşanırkenben sana bakamam baban, erkek kardeşin ya da devlet baksın” diyemez. 

Kadın evlenene kadar ya da iş bulana kadar, bunlar da olmazsa ailesi ya da devlet değil, boşandığı kocası, ömür boyu bakmak zorundadır. 

İslam hukuku neden iddetle sınırlandırır nafakayı? 

Çünkü mihr sınırsız. 

Mihr, kadını kimseye muhtaç etmemek için var.

Yasal olan “süresiz nafaka haram” diyen fukaha, “mihr de farz, o halde mihr de yasal olsun” demiyor.

Evlenirken; “çalışmasın bana hizmet etsin!”…

Boşanırken; “ben bakamam nafaka haram!”,

Gider yeni bir yuva kurarım, çok rahat bekar bir kızla; ilk eşim benim düzenimi bozuyor, zavallı biri gibi benden para istiyor!..” demek adalet mi?

Evet İslam hukuku, bir bütün olarak düşünülmeli.  

Aslolan adalettir.

Bu konuda erkekler, onlarca dernek kurdu ve başarılı oldular. Kadınlar, ahvalini gizli gizli birbirlerine anlatıyor. Çünkü bizim kadınlarımız “er gibi erim olsun, çalı dibi yerim olsun”; “sarımsağı bile gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış”; “vardığın yer körse sen de gözlerini yumuver…” gibi kanaatkâr ve uyumlu olma öğretileri ile yetişti. 

Bakmayın şimdi medyatik figürlerin astronomik nafaka ve tazminatlarına, çoğunluğu böyle sessiz Anadolu kadınlarının teşkil ettiği bir zümreyi mağdur etmemeli yapılması planlanan düzenlemeler.

Ayrıca erkekler nafaka ödediği kadınları rencide ettiği müddetçe, gelecek kuşak kadınlar daha da hırsla yetiştirecek kızlarını. 

Aman ha çalış kızım, erkeğin nafakasina muhtaç olma!” diyecekler.

Anneleri, böyle boşanmış baba evine yollanmış, “devlet baksın” denmiş kızlar, nasıl yetişecek sanıyorsunuz? 

Annesinin, babası tarafından “ben sana nafaka veremem!.. Kendi başının çaresine bak!.. Ailen ya da devlet sana bakmalı!.. 4 ay sonrası nafaka sana haram" denilip, babasının evine gönderildiğini gören kız çocukları, ilerde evlenip, nasıl sadece  evinin hanımı, çocuklarının annesi olmak isteyecekler?

Beyler! Az kaldı merakla bir etmeyin, kadınlar artık nafakanıza muhtaç olmayacaklar.

Çocuklarınız 6 aylıkken bakıcıda, 2 yaşında kreşte olacak, yaşlı ana-babalarınız huzurevinde, eşiniz de sizin nafakanıza muhtaç olmamak için işte olacak. 

O zaman da; “kadınlar ekonomik özgürlüğe kavuşunca evlerimizde çorba kokusu yok, aile kurumumuz elden gidiyor!” diye yakınmalara başlayıp, tüm suçu günah keçisi bellediğiniz batı feminizmine ya da kapitalizmine atacak ya da “kadınlar ekonomik özgürlüğe kavuşunca kolay boşanıyor” diye fukahaya dert yanıp, köşelerinde kadınları uyarması için yazılar (Örnek; Hayrettin Karaman'ın 18 Ekim 2019 tarihli köşe yazısı) yazdıracaksınız.

.

Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI