Çemenzâr Namazgahında Bayram
Çemenzâr Namazgahında yeni bir ders halkası kurulmuş; bir coşku, bir heyecan, bir muhabbet. Rüzgârın fısıldaması mı güvercinlerin kanat sesi mi yoksa hafızların kıraati mi? Bir ses cümbüşü var, kulağı tırmalamayan; inceden inceye. Gönle sürur sadra şifa veren.
İyi niyetli, insaf sahibi, temiz kalpli insanlar var burada. Tesbih daneleri gibi. İmamesi/ reis hangisi; uzaktan belli değil. Varınca fark ediliyor; nezaketi ve duruşundan.
Sade bir Bismillah ve Salavatı Şerife’den sonra ders başlıyor. Halkanın lideri gibi dersin konusu da ilginç. İlk derse kitabın sonundan başlanıyor; “ölüm!” Halbuki ölüm meselesi en son okunacak konu.
Dört Kapı Kırk Makam insana tahsis edilmiş. İnsan olmakta ölümlü olduğunu bilmeyi gerektiriyor. Alçak gönüllü, boynu büküksen yola devam edersin.
“Çemenzâr-ı dehrün sonu hep hazandır. Bu bezmin fena oldu berg ü nevali.”
Çemenzâr; yeşillik, çimenlik, çimenle örtülü yer demek. Baharda yeşilin bin tonu; çayır çimen, güz vurunca sararıp samana döner. Dünyanın sonu; sararıp solan çimen gibi hazandır. Bu bahçede eylenenin yediği içtiği de fena/ yok olur. Yok olma hali dünya için. Gelip giden hayat, yokluğa varıyor.
Var olmak için; halk içerisinde Hakla beraber olmayı gerektiriyor.
"Ey bu çayırın sakinleri, bayram eğlence; gördüğün yeşillikte seyran/ gezinme yeri değil. Dört Kapıyı açıp Kırk Makamdan geçersen varırsın Hakka.” Kapıdan ancak cesur olanlar geçer. Cesaret kavgada değil; Hak yolunda lazım.
“Ben âlemi neyleyim çemenzâr, ben âlemi neyleyim çemensiz!” demiş; Abdülhak Hâmit Tarhan. Çemenzârda isen aleme ne gerek var. Çemen yoksa alemden ne fayda var!
Ver gönlünü Mevlaya
Düş ateş-i sevdaya
Uçup yerden balaya
Seyrana gel seyrana
"Lâ İlâhe İllallâhül Melikül Hakkul Mübîn Muhammedün ... Bütün saltanat ve hükümranlık kendisinin olan (Melik) ve apaçık yegâne hakikatin ta kendisi olan Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur.”
Sübhan Allah, Rahman AllahTüm dertlere derman AllahBen eyledim hadsiz günahCürmüm ile geldim sana.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Uyan uykusu çok gözlerim uyan.
Peygamberimiz Muhammed-i Mustafa (sas) Efendimiz bildiriyor bir hadiste; “Kulun Ramazan'daki ibadetlerinin, Allah indinde makbul olmasının alameti, kulun hüsnü halinin Ramazan’dan sonra da bozulmadan devam etmesidir.”
Kıymetli okuyucu, barış/ esenlik ve huzur/ selamet için; Ramazan Bayramınızı tebrik ederim. Her daim İstikamet üzere olmak temennisiyle; afiyette kalın.
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com