Kardeşliğin en somut duruşu: Balkar Türkleri!
MOSKOVA
“Uzakta ağır azap çeken kardeşim
Solmuş laleler gibi kuruyan kardeşim
Etrafını sarmış düşman ortasında
Göl gibi gözyaşı döken kardeşim
Önünü ağır kaygı örtmüş kardeşim
Ömrünce yaddan cefa görmüş kardeşim
Hor bakan, yüreği taş, kötü düşman
Diri diri derini soymuş kardeşim”
Karaçay Balkar Türklerinin etnik oluşumunda Bulgar ve Sabir Hunlarının etkin rolü olduğu genelde savunulur. Kafkasya’da Elbruz dağının doğu ve batısındaki yüksek dağlık vadilerde yaşayan Karaçay Balkar Türkleri, tarih boyunca bölgede hâkimiyet kuran Kimmer, Saka (İskit), Bulgar, Sabir Hun ve Kıpçak Türklerinin binlerce yıl süren etnik bütünleşmesinden süzülerek ortaya çıkmış bir Türk boyudur.
Türkoloji bilimiyle uğraşan birçok bilim adamı, Karaçay-Balkar Türklerinin etnik oluşumunda Bulgarların çok büyük bir pay sahibi olduğunu, hatta bazı bilim adamları da Karaçay-Balkarlıların doğrudan Bulgarların devamı olduğunu kabul etmektedir. Ancak, bize göre Balkarlar adının Türkiye’de çok az konuşulduğu “çok özel” ve “çok samimi”, nadir Türk topluluklarından biridir.
“Materyal” düşünce yapısından çıkamadığımız günümüz Türkiye’sinden biraz uzaklaşarak, sizlere Rusya’nın güneyinde, Kuzey Kafkasya’da varlığını sürdüren Karaçay ve Balkar Türklerini, yani “karındaşlarımızı” ziyaret etmenizi öneriyoruz. Böylelikle, Elbruz dağının yamacında kardeşliğin en somut duruşunu iliklerinize kadar hissedebilirsiniz…
Türk uygarlığının ayrılmaz bir parçası olan Balkarlarda küçük bir kız çocuğunun sizinle Türkiye Türkçesi konuşmaya çalışırken gözlerinin gülmesini belki size yaşatamasak da yaşlı bir Balkar Türkü teyzenin “biz sizlerden, yani Türklerden geldik” derken oluşan haleti ruhiyeyi bir nebze olsun kalplerde hissetmek zor olmasa gerek. Zira bu hissi yaşamaya bugün hepimizin herkesten daha çok ihtiyacı var.
“Kudrete hamle eden Türk’ün canı
Gerçekten hasta mı, bitti mi hali?
Ateşi söndü mü yürekteki, kurudu mu?
Damarında kaynayan atalar kanı…”
Kuzey Kafkasya bölgesi, malum, jeopolitik, kültürel ve lojistik anlamda uzun yıllardır köprü vazifesi gören bir bölgedir. Haliyle bu durum, ortaya Kafkasya’yı kendi emelleri için kullanmak isteyen ve toplumları birbirine düşman etmeyi planlayan birçok düzenli-düzensiz yapıların oluşmasını beraberinde getirmiştir.
Halk içinde kargaşa, halkı galeyana getirme ve kendi emellerine alet etmekte “usta” olanlar, bugün Türkiye’yi “globalleşen materyal bir yapıya” dönüştürmeyi biraz olsun başarmışlardır. Maalesef Türkiye’deki sosyal çöküntü, bunun en bariz bir sonucudur.
Bölgemizdeki komşu ülkeler üzerinden Kafkasya’da etki sağlamak isteyen bir takım Batılı ülkeler, Türkiye ve çevresinde “kendi kan kokan tarihlerini” yazmayı hedeflerken, Rusya, başta Kafkasya’da Türklerin tarihini, kültürünü ve dillerini saygıyla korumakta ve kollamaktadır. Yani, Rusya Coğrafyası, Dünya tarihinin en bakir, en saf ve en “sırlı” bölümlerini kendi derinliklerinde saklayan özel bir bölgedir.
Dolayısıyla daha önce de sıkça tekrarladığımız “Rusyasız Türk Devletler Teşkilatı”, ya da “turan anlayışı” pek mümkün değildir. İçinde Rusya’nın olmadığı bir yapı, tarihte “sırrın sahibi” olan Türklerin de çıkar ve haklarını bugün layıkıyla koruyamayacaktır.
“Alaca altın aşık atışmadık mı?
Tepişip bir döşekte yatışmadık mı?
Anamız olan Altay’ın ak sütünden
Beraber emip beraber tadışmadık mı?”
Balkarlar, kendine has gelenek ve göreneklerini yoğunlukla sürdüren bir Türk boyu. Türkiye’de pek rastlamasak da ‘Balkar’lar hala “soy bağlarına” derinden bağlı bir millet. Öyle ki; soylarını belli eden “soy bayrakları” dahi var. Bu soy bayrakları, bir düğün merasiminde iki soy arasında kız alıp-verme esnasında halk içinde gösterilerek, hangi soydan kız alınıp, hangi soya gelin gittiğini sembolik olarak da ortaya koyuyor.
Türkiye’ye derin saygı ve samimiyet besleyen Balkar Türkleri’nin dili de Türkçe’ye oldukça yakın. Bölgemizde oldukça ismini az duyduğumuz Balkar Türkleri, Türk’ün töresine bağlı kalarak oldukça misafirperver ve candan. Her Türk vatandaşının kendi soydaşını yerinde ziyaret etmesi dileğiyle de kaleme aldığımız bu yazımızın yerine ulaşmasını temenni ederiz.
Zira, Rusya deyip geçmeyin, yalnızca Türk olduğunuz için elinizi öpmek, size sarılmak, sizinle sohbet etmek isteyen binlerce Türk sevdalısı var. Bir gelin, bir görün. Bir de bunları gördükten sonra ülkenize dönün. Dönün bakalım, Türk sevdalılarının gözünden bir de ülkemize bakın…
.
Hasan Enes Karahan, dikGAZETE.com
Seçilmiş kaynakça:
https://www.dikgazete.com/yazi/sibirya-da-gunes-i-yakanlar-6759.html
https://ytb.gov.tr/haberler/uzaktaki-kardesimiz-magcan-cumabay
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/135930
.