?>

Meskûn Mahalde Kara Harekâtı

Serkan Yıldız

1 yıl önce

Son günlerde İsrail'in Gazze'ye yönelik muhtemel bir kara harekâtıyla ilgili medyada sıkça haberlerle karşılaştık. Ancak bu harekâtın gerçekleştirileceği bölgenin çoğu kez göz ardı edildiğini fark ettim.

Gazze, tamamen meskûn, sivil nüfusun yoğun olduğu ve düzensiz yerleşim alanlarından oluşan bir bölge. Bu nedenle, bu tür meskûn mahallerdeki bir "Kara Harekâtı," geleneksel cephe savaşlarından çok farklı bir deneyim, eğitim, personel ve teşkilatlanma, teknoloji ve mühimmat, ikmal ve lojistik, temel taktikler ve manevra anlayışı gerektirir.

Bu tür bir operasyon, her konvansiyonel ordu tarafından kolayca gerçekleştirilemez. Önceden çok iyi bir hazırlık ve istihbarat toplama çalışmaları gerektirir. Ani bir kararla gerçekleştirilebilecek bir plan da değildir.

Bu tür harekâtın diğer savaş tekniklerine göre temel prensipleri, temel taşları ve izlenmesi gereken farklı yolları vardır.

Şehirlerdeki meskûn mahaller, ordular için eşsiz zorluklar sunar ve bu zorluklar, konvansiyonel orduların savaş stratejilerini yeniden gözden geçirmelerini ve uyarlanmalarını gerektirir.

Altı temel ilkeyi ele alırsak;

1- İstihbarat;

Savaşın her türlüsünde, kesinlikle en önemli unsur "istihbarat"tır. Özellikle meskûn mahal savaşlarında, sahadan elde edilen canlı ve güncel istihbarat bilgileri hem askeri hem de istihbarat faaliyetlerinde büyük avantajlar sağlar.

Meskûn mahal ve sivil yerleşim alanlarında gizlenmiş düşman birimlerinin varlığını ve faaliyetlerini tespit etmek, sivil halktan ayırmak ve yapay veya doğal direniş mevzilerini belirlemek için elde edilen en geçerli ve kullanışlı istihbarat türü, "Humint" (İnsan İstihbaratı) temelli istihbarattır.

Bu tür istihbarat, düşman unsurlarının arasına sızmış casuslarınız, yerel gönüllü / satın alınmış unsurlar ya da yerinde (düşman içinde) angaje edilmiş ajanlar aracılığıyla toplanır. Bu tür istihbarat, özellikle düşmanın taktiklerini, niyetlerini ve güncel bilgilerini elde etmek için kritik bir rol oynamaktadır.

Diğer yandan teknik istihbarat türleri ve alt başlıkları olan, sinyal ve uydu istihbaratından da faydalanılabilir. Ancak temel ve değişmez olan “Humint” İstihbaratıdır. İstihbarat birimlerinizin, kaynaklarınızın ve faydalandığınız her nevi konağın güvenilirliğinden, memurlarınızın yetenek ve donanımlarından emin olmanız gerekmektedir. Bu üçgende aksayacak bir nokta size telafisi çok zor kayıplara neden olabilir.

Bu sebeplerden dolayı meskûn mahal harekât ve operasyonlarından önce çok iyi bir istihbarat bilgi havuzunda oluşmuş, değerlendirilmiş ve analizi tamamlanmış ‘istihbari ürünler’in kurmay masanızda kullanılabilecek halde olması gerekir.

2- Lojistik – İkmal ve Levazım;

Bu tip harekât planlarında en büyük zorluk hiç şüphe yok ki; İkmal ve levazımdır.

Lojistik desteği sağlam olmayan ordu, açık arazide hatta açık bir iklimde bile çamura saplanmaktan kaçamaz.

İkmal düzenliyse orduda moraller de yüksek olur. İkmalin düzenli olmasının yanında bu ikmalin ve lojistik kaynakların israftan ve lüksten uzak, eşit ve taze olarak dağıtılması da çok önemlidir.

Meskûn mahallerde savaşmak, ordunun kaynaklarını daha dikkatli ve etkili bir şekilde kullanmayı gerektirir. Dar sokaklar, binalar ve sivil nüfus nedeniyle ikmal ve lojistiğin maliyeti artar. İkmal zorlaşır, ikmal kanallarında tıkanıklıklar, aksilikler daha sık yaşanır. Açık arazide ve cephe savaşında yaşanılacak zorluklardan çok daha kaotik ve spesifik aksaklıklarla karşılaşılır.

Ve bunlara alışık olmayan, bunun eğitiminden geçmemiş, tecrübesiz ikmal / levazım sınıfı ve lojistik birimleri, meskûn mahaldeki ordunun en büyük düşmanıdır. Bu sebeple önce ikmal ve lojistik desteğinizi akıllıca – pratik ve sonuç odaklı oluşturmalı ve planlamalısınız.

3- Taktik ve Manevralar;

Bir diğer yaşanılacak zorluk, konvansiyonel ordunun meskûn mahalde yaşayacağı taktik yetersizliğidir.

Bunun için en önemli parametre ‘meskûn mahal tecrübesi olan kurmay heyetinizin’ olmasıdır.

Hiç şüphe yok ki meskûn mahal, bambaşka bir arenadır. Düşman mevzileri, düşman namluları hatta düşmanın kendisi bile kesinleşmiş, sınırları çizilmiş ve belirlenmiş bir cephe arkasında değildir. Bu da işleri konvansiyonel ordular için çok çok zorlaştırmaktadır.

Cephe savaşında düşman karşınızdadır. Bellidir. Bulunduğu yeri bilmeseniz bile en azından mantıklı tahminleriniz vardır. Ancak meskûn mahalde böyle lüksleriniz ne yazık ki yoktur.

Meskûn mahalde savaş, geleneksel cephe savaşından en temelde bu yüzden ayrılır.

Ordulara, daha esnek taktikler lazımdır. Ancak bu esnek taktikleri uygulayabilmek için ordunun da teçhizat – teşkilat ve piyade sınıfları bakımından da esnek olması gerekmektedir.

Paletli veya paletsiz zırhlı araçlar ne yazık ki bu “esnek sınıf”a girmez.

Bu yüzden zırhlı birliklerle taktik ve manevra yapmaya çalışmanız, intihardan farklı değildir.

Meskûn mahalde yürüttüğünüz konvansiyonel ordu harekâtına en uygun kadro ve teşkilatlanma; askerlik görevini zorunlu yerine getirenlerden çok profesyonelözel eğitimli ve tecrübeli ordu unsurlarıdır.

4- İnovasyon ve Teknolojik Gelişmeler;

Ordular, sürekli olarak yeni teknolojilere yatırım yapmalı ve inovasyonu teşvik etmelidir.

Yapay zekâ, uzaktan kontrol edilen silah sistemleri ve istihbarat toplama yöntemleri, meskûn mahal savaşları için daha etkili stratejilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Ve muhakkak ki ihmal edilemeyecek önemli bir maddedir. Ancak bunu yaparken, ihtiyaçlara cevap veren, hayalperestlikten uzak ve operatörlerin kullanabilmesi açısından kolay ve uyumlu teknolojiler konusunda hassas davranılmalıdır.

Son derece gelişmiş bir teknoloji, onu kullanamayan operatörün elinde bir yükten fazlası olmayacaktır.

5- Eğitim ve Psikolojik Hazırlık;

Cephe savaşı ve meskûn mahal savaşı arasında ciddi farklar olduğunu söyledik.

Ve bu farkların zararlarını en aza düşürmek için de ilk ve temelde gerekli olan; birimlerinize meskûn mahal savaşı için özel eğitim vermektir.

Bu eğitim, başlangıçta psikolojik olarak bu zorlu savaş koşullarına nasıl hazırlanacaklarını içermelidir.

Manevra ve taktik olarak çok büyük farklılıkları olan bu savaş türünde eğitim yönünden eksik kalmış ordu, büyük kayıplar yaşamaya da mecburdur.

Temel düstur bellidir; “Eğitimde ter akıtmayan, savaşta kan akıtır.”

Bu eğitimin bir başka önemli konusu da; sivil nüfusa saygılı davranışlar ve etik kurallar konusunda verilecek derslerdir.

Ordunun harekâtı sırasında bu konuda yaşanacak zafiyet ve amatör hatalar, sivil ve yerel unsurlarını hırçınlaştıracak ve düşmanın çeşitlenmesine sebep olacaktır.

Bu sebeple eğitim ve tatbik derslerde bu konu üzerinde de durulması gerekir.

6- Sivil Halkla İletişim ve İşbirliği;

Meskûn mahal savaşlarında dikkat edilmeyen ancak günümüzde en çok üzerinde durulması gereken konulardan biri de; sivil halkın güvenini kazanmak ve desteklerini almaktır.

Bu, başarı için hayati önem taşır.

Ordular, sivil halkla iletişim kurmalı ve onların ihtiyaçlarına saygı göstermelidir.

Hassasiyetlerini, teolojik ihtiyaçlarını ve kutsal ritüellerini bilmeli bu konularda amatörce ve misantropist davranışlardan uzak durulmalıdır.

Bu gereksiz yere öfkelenip, düşman sathına geçişlerin önüne geçer, düşman içindeki direnci kırar ve en önemlisi işbirliği sağlanabilmesi için büyük kolaylıklar sağlar. Ayrıca, harekât ordusunun istihbarat birimlerinin, sivil halkın istihbarat sağlamalarına yardımcı olmaları için bir mekanizma oluşturmaları da son derece hayati önem taşır.

Bu bağlamda ordu teşkilatlanması içinde sadece bu işle ilgilenen ve sosyal – beşeri yetenekleri yüksek olan kadrolar bile oluşturulabilir.

Sonuç olarak, konvansiyonel orduların meskûn mahalde savaşmak için geleneksel savaş stratejilerini gözden geçirmeleri ve adapte olmaları gerekiyor.

Bu zorlu ortamda başarılı olmak, istihbarat tekniklerine hâkimiyet, kaynak yönetimi, esnek taktikler, sivil halkla işbirliği, eğitim ve teknolojik inovasyon gerektirir.

Bu zorlukların üstesinden gelmek, orduların güvenilirliklerini ve etkinliklerini sürdürmeleri için hayati öneme sahiptir.

.

Serkan Yıldız, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI