MÜSAVAT NE DEMEK?
Biz merak ettik, açtık öğrendik. Eminiz ki aynı soru defalarca sizin de aklınıza geldi ama bir türlü fırsatınız olmadı aslını öğrenmeye.
Hadi bu da kamu hizmetimiz olsun.
Arapça kökenli müsavat kelimesi, genel anlamıyla “ölçü ve değer bakımından iki şeyin denk olmasını” ifade ediyor.
Ahlâk ve hukuk terimi olarak da; “değer, hak, ödev ve sorumluluk yönünden insanlar arasında eşitlik gözetmeyi” temsil ediyor.
Giriş bittiğine göre gelişme bölümüne geçebiliriz.
Malumunuz İYİ Parti Eski Genel Başkanı Meral AKŞENER, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı ERDOĞAN ile ikili bir görüşme yaptı.
Yerel seçimlerde partisine yaşattığı hezimetin ardından Genel Başkanlığı, Müsavat DERVİŞOĞLU’na devreden Meral Hanım’ın konuyla ilgili olarak,
İYİ Parti yönetimini ancak görüşme bittikten sonra bilgilendirmesi, görüşmenin kamuoyuna, AKP’nin resmi organı İletişim Başkanlığı’nca duyurulması, görüşme içeriğinin bir sır gibi saklanması ve bu durumun yol açtığı spekülasyonlar,
Sadece İYİ Parti’yi değil tüm siyasi kesimleri ve gündemi karıştırmaya yetti.
Konu hala sıcakken, İYİ Parti’nin dünkü Grup Toplantısı’nda, Çanakkale Milletvekili Rıdvan UZ, yaşanan gelişmeyi 9 kusurlu hareketten biri olarak görmüş olsa gerek, İYİ Parti bünyesindeki AKŞENER fotoğraflarının kaldırılmasını istedi ve kıyamet koptu.
Meral Hanım bunu duyar duymaz, aynı gün aynı saatte İYİ Parti yönetimine, dilekçeyle başvuruyor ve UZ’un talebi doğrultusunda, gereğinin derhal yapılmasını istiyor. Gayet onurlu bir duruş sergiliyor yani.
Gel gör ki, onurlu duruş için kullandığı ifadeler, hinlikten, şark kurnazlığından ve Cin Ali’den esintiler taşıyor.
Nasıl mı?
Buyurun beraber okuyalım.
Meral Hanım, “asil duruş” sergilediği dilekçesine, Milletvekili UZ için, tırnak içerisinde “beyefendi” terimini kullanmak suretiyle, itibar suikastı yaparak başlıyor.
Ardından iki satır önce “Kurucu Genel Başkan” olarak tanımladığı şahsını, imza bölümünde “İyi Parti Kurucular Kurulu Üyeliği”ne indirgeyerek, mütevazılığın kitabını yazıyor.
Ama bir dakika!.. Bunun hemen altına da “İçişleri Eski Bakanı” unvanını ekliyor. Taşıdığı onca unvan arasından seçtiğine bakar mısınız?
Biz bir şey anlamasak da “eminiz İYİ Parti Yönetimi verilen mesajı anlamıştır” diye düşünürken şakkadanak tahminimiz doğru çıkıyor.
Meral Hanım’ın dilekçesinin daha mürekkebi kurumadan, İYİ Parti, “AKŞENER’in resimlerinin kaldırılmasını isteyen Rıdvan UZ’un, Genel Başkan DERVİŞOĞLU tarafından kesin ihraç talebi ile disiplin kuruluna sevk edildiğini” duyuruyor.
Açıklamada Meral AKŞENER’in etiketlenmesi de ihmal edilmiyor tabii.
Nedendir bilinmez birden aklımıza, ÇİLLER dönemi GEN.KUR Bşk. Doğan GÜREŞ’in o unutulmaz, “Başbakanım tak diye söyler, ben de şak diye yaparım” repliği geliyor. GÜREŞ Paşa’nın bilahare milletvekili olmasının konumuzla ilgisi yok tabii.
Grup toplantısında sorduğu “Saray mı, Millet mi?” sorusuna aldığı “Millet” yanıtı üzerine, “Başkaldırıyorum” diye kükreyen DERVİŞOĞLU,
İYİ Parti’nin ideolojik duruşuna karşı, “nerden baksan tutarsız, nerden baksan ahmakça” bir tutum sergileyen AKŞENER’i partiden ihraç edeceği yerde, Parti duruşunu korumak isteyen kendi vekilini ihraç ediyor.
Rıdvan UZ, partisinden ihraç edildikten sonra gidip AKP’ye katılsa hak mıdır diye soramıyoruz.
Soramıyoruz çünkü kirlenmedik yeri kalmamış Türk siyasetinde, hem de tek bir milletvekilinin bile kritik önem taşıdığı, Anayasa değişikliği için gerekli Meclis aritmetiği öncesinde, yeni bir transfer senaryosu ihtimalini de göz ardı edemiyoruz.
E hani müsavat, ahlâk ve hukuk terimi olarak “değer, hak ve sorumluluk yönünden insanlar arasında gözetilmesi gereken eşitlik” demekti?
Neyse biz kendi işimize bakalım.
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ,
VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ.
.
Yener Bozkurt, dikGAZETE.com
-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı, Emekli MİT mensubu