?>

Murat Tozan’a eleştiri: Meteorion – Akhyraous – Kalamos

Ramazan Topraklı

1 yıl önce

Har.1.- Gerçek Tarihî Yollar ve Tarihî Coğrafya Haritası. 

MURAT TOZAN’A ELEŞTİRİ: METEORİON-AKHYRAOUS-KALAMOS

Özet

Bu makalenin amacı, Meteorion, Akhyraous ve Kalamos’un yerlerini tayin etmektir. Murat Tozan 2017 yılında “Pergamon’un Yolları” adlı makalesinde bu isimleri ve birçok eski yer adını hatalı yerleştirmiştir.

Anadolu’da birçok yer adı birden çoktur. Mesela Bergama iki, İznik iki, Tralleis iki, Edremit üç yerde vardır. Tarihçi Anadolu’daki coğrafî değişimin farkında değildir.

Söz konusu Meteorion ve Akhyraous aynı yer veya birbirine çok yakın olup, Kalamos ise Şuhut-Çobankaya köyündeki Gavurkale’dir. Şuhut-Kali çayının adı, büyük ihtimal bu Kalamos’la ilgilidir.

Açar Kelimeler: Meteorion, Göktaşı, Akhyraous, Kalamos, Tozan, Hacerü’l-Esved, Kybele, Kâbe

Giriş

Murat Tozan, çok emekli olan bu makalesinde İbn Hordazbih (820-912) ve el-İdrîsî (1100-1166) gibi iki mühim kaynağa yer vermeden Anadolu’nun Yolları hakkında bir makale yazmak gibi büyük bir işe girişmiştir.

Bunu ben yapsam, cahil cesareti denilebilirdi. Ama bunu bir akademisyenin yapmış olması anlaşılır gibi değil.

İnternette, “Arkeoloji Dünyası: Geçmişten Günümüze Kutsal Gök Taşı: Sivrihisar yakınındaki Pessinus Antik Kenti'nde bulunan Matar Kubileya (Kybele) Tapınağı'nda kara bir göktaşı vardı.

Frigler, o noktayı Ana Tanrıça'nın kutsal yeri kabul ettiler. Bu taş bir Tanrıça'yı, yani doğurganlığı simgeliyordu. Titus Livius (MÖ 58-MS 17), Frigler'in gök taşına ana tanrıçanın kendisi dediklerini aktarır.

Hannibal, MÖ 3. yüzyılda ortalığı kasıp kavururken, Romalılar korkudan kâhine danışıyorlar ve kâhinler (orakl) Pessinisun kara taşı Roma’ya getirilirse Roma’nın korunacağını söylüyor.

Bunun üzerine Romalılar Pessinus rahiplerinden taşı istiyor ve onlar da veriyor. Pessinus’taki tapınaktan alınan kara taş Roma’ya konuyor. Hititler bu tarz taşlara huwasi derdi. Daha geç zamanda baitylos adını aldı.

Gökyüzünden düşen bir parçanın insanlığın gözünde nasıl etkiye yol açtığı bir gerçek. Bir zamanlar bu karataşa yüz binlerce insan tapıyordu” diye Selahattin Aydın 22 Nisan 2021 tarihli bir yorum gördüm.

Mantıken Meteorion, yâni göktaşının bulunduğu kent, Pessinus olması gerekmez mi? “Prof. İznik ve Strabon’a coğrafya eleştirisi” adlı makalede Pessinus’un Ballıhisar’da değil, Firikya Hellespont, yâni Küçük Firikya’daki Kötürnek köyü olduğunu iddia ettim (bk. Topraklı, 27.03.2023 dikGazete).

Benzer bir taş (Hacerü’l-Esved, yâni Karataş), Kâbe’de var. Prof. Fatih Erkoçoğlu ise Hübel adının Kybele ile ilgili olduğunu söyler.

Göller Bölgesi ve Batı Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası Sil Baştan

Sütkuyusu Baskını ve Ammûriye; “Bölüm 5, Yol ve Kent, Ramsay’ın Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası’na Şerh, Hamideli Sancağının Tarihî Coğrafyası Sil Baştan” diye bir bölüm açtım ve İbn Hordazbih ile el-İdrîsî’nin verdikleri yolları Dünya’da ilk kez coğrafyamıza yerleştirdim (Topraklı, 2013: 139-202).

Aradan 10 yıl geçmesine rağmen Türk tarihçisi hâlâ Göller Bölgesi’ndeki coğrafî değişime ve yeni keşiflerimize karşı sağır ve kör taklidi yapıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Batılıların izinden çıkamayan; yanlış yolda giden akademisyenleri destekliyor. Baş olmak varken, kuyruk olmayı yeğliyorlar. Onların yapamadıklarını biz başardık.

Bir Türk’ün başarısından neden rahatsız olunur? Yoksa bizlere maaşı, Batı mı veriyor? Bir toz zerresi kadar bile cirmi olmayan insana, gurur-kibir yakışır mı? 

1204 Lâtinlerin İstanbul’u, 1247 Cenevizlerin Rodos’u Zaptı

1. Milâdî 1204 Venedik Doju Çanakkale boğazından içeri girdi. Evvela Galata kalesini zapt ve badehu Haçlılar, İstanbul’u kuşattı. Birçok çatışmadan sonra Haçlılar şehre girdi ve İstanbul müthiş bir yağma ve kıtale maruz kaldı. Haçlı reisleri Baudouin’i şark imparatoru seçtiler.

İstanbul’dan kaçan Teodor Laskaris, İznik’te despot unvanını aldı. Anadolu Sultanının yardımı ile Bursa’yı ve tekmil Bitinya’yı zaptetti. Bizans asillerinden Akılsız Teodor Alaşehir’e, Manuel Mavrozomes ise Honas ve Menderes sahillerindeki bazı şehirlere hâkim oldular. Diğer Bizans arazisi Latin asilleri arasında taksim edildi.

Asya’daki bazı Bizans memâliki Blois kontunun payına düştüğünden merkum o hâvâliyi zaptetmek için asker gönderdi. Laskaris önce mağlup olduysa da bilâhare galip geldi ve sahil noktalarını istirdat etti. Bitinya’dan hariç Lidya ve Ayaslug’a kadar Adalar Denizi sevâhiline ve Firikya’nın bir kısmına hâkim oldu. Bilâhare imparator unvanını aldı ve İznik’i payitaht ittihaz etti (Yinanç, 2013: 378-379).

2. Latinler 1204’de İstanbul’u işgal edince Bizans dağıldı; bunlardan birisi İznik’te, daha sonra da Nimfea’da, yâni İzmir Kemal Paşa’da bir hükümet kurmayı başardı.

Bu hükümet, 1261’de Cenevizlilerle çok mühim bir antlaşma yaptı, onların Doğu Akdeniz ticaretine egemen olmasına izin verdi; onlardan kredi aldı; bunun karşılığında 1261’de İstanbul’u Haçlılardan geri aldı.

İstanbul’un hemen karşısındaki Galata semtinde bir koloni kurmalarına izin verdi; Galata Kulesi bunun bir kalıntısıdır” (S. Nişanyan, Anadolu’nun Türkleşmesinde Lyon Konsili’nin Rolü adlı video).

3. Bilge Umar da Nimfe’nin (Nimfea) hükümet merkezi olduğunu söyler (Akropolites, 2008: 104-105, açık.32).

4. İtalyanlar, Anadolu yakasına geçtikten sonra bölgelerin çoğunu işgal etti. Opsikion teminin tümü ile Ege ve Edremit onların eline düştü. Baris, Aulonia, Poimanenon ve Lentiana, Lopadion’a kadar onların egemenliğini tanıdı. Keza bütün Thynia yöresi, ta İzmit’e kadar öyle yaptı. Ama Bizans asillerinden Teodoros Alaşehir’i, Savvas ise Sampsounta ve çevresindeki bölgeleri egemenliği altında aldı.

Bu arada Laskaris, Türklerin Sultanı ile bir antlaşma yaptı ve iki yıl içinde (1206) imparator ilan edildi; Teodoros ve Savvas ile kolayca başa çıktı ve Kelbianos yöresinde, Alaşehir’de, Menderes boyunda ve Neokastra’da mutlak egemenliğini kurdu (Akropolites, 2008: 24-25).

5. Henri, Nimfe’ye kadar ilerledi, orada ordugâh kurup konakladı, sonra geriye döndü ve imparator ile barış antlaşması yaptı (1212). Böylece Kiminas yöresinin, yâni Akhyraous yakınındaki dağın yöresinin, Frank idaresi altında bulunacağı, buna karşılık Kalamos’un -Neokastra arazisinin başladığı köy- işgal edilmemiş kalacağı, oradan ötesinin Laskaris’in egemenliği altında olacağı yolunda anlaştılar.

Bu yöre, Neoakastra’yı, Kelbianon’u, Khliara’yı, Bergama’yı ve yanlarda Magidia ile Opsikia’yı içine alır. Ayrıca Lopadion’dan başlayan ve Bursa ile İznik’i de içine alan bir diğer bölge de Laskaris’e aitti (Akropolites, 2008: 38-39).

6. Anadolu’nun batısında küçük çatışmalar vukû buldu ve talih Lâtin imparatoruna güldü. Henri, Rhyndakos kenarında bir savaş kazandı (15.10.1211); Bergama ve Nimfe’ye kadar ilerledi.

Her iki taraf 1214 sonunda Nimfe’de, Bizans ve Lâtin imparatorluğu arasındaki sınırı tespit eden bir barış antlaşması yaptı (Ostrogorski, 1981: 397).

7. O sıralarda Cenevizler gece vakti hileyle Rodos’u işgal ettiler. Bunun üzerine imparator buyrultusuyla oraya, o sırada tesadüfen Thrakesion ilinin vâlisi bulunan Kantakouzenos gönderildi.

Bu kişi adaya, silâh taşımakta olan sınırlı sayıda bir güçle birlikte çıktıktan sonra Phileremos adlı bir kaleyi işgal etmeye yetişebildi. Cenevizlerle de, kendi gücünün olanak verdiği kadarınca çarpıştı; ancak, ona savaş değeri yüksek takviye birlikleri gönderildiğinde, kentin (Rodos kenti) yakınında ordugâh kurdu ve hisarın içinde bulunan Cenevizleri kuşatmaya aldı. Ama onlara bir zarar veremedi. (…)

Suriye’deki Franklara yardıma gitmekte olan Akhaia prensi Rodos’ta bulunan Cenevizlerle antlaşma yaptı ve onlara 100 soylu ve yiğit şövalye bıraktı. (…)

Prensin orada bıraktığı şövalyeler, hisar içindeki piyade Cenevizleri orada bırakıp kendileri dışarıya çıktılar ve bütün ülkeyi talan ettiler. (…)

Bunun üzerine imparator Ioannes Nimfe’ye vardıktan sonra, 100 kadar at taşıyabilecek üç dizi kürekli kadırgalardan İzmir’de büyük bir donanma hazırladı başına Kontostephanos’u komutan atadı ve dua ederek yola çıkardı.

Kontostephanos Rodos’a vardı ve Lâtinleri hezimete uğrattı. Çünkü imparatorun askerleri onları kırsal alanı talan ederken bulmuşlar. Böylece Rodos, yeniden Rumların eline düştü. İşte bu işler böyle oldu, bitti (Akropolites, 2008: 89-91).

Bu Yedi (7) Paragrafın Açıklanması

Olayların iskeletini özetlemeye çalıştım. Metinde görüldüğü gibi Haçlılar, İtalyanlar, Franklar, Venedikliler ve Cenevizler var. Cenevizler, Frank mı, İtalyan mı bilemedim.

Keza Bursa, bugünkü Bursa, İznik bugünkü İznik mi, belli değil. Tarihçi, “Her yeni bulunan belge ve bulgu tarih bilgimizi değiştirebilir” der, ama maalesef kendisi buna uymaz.

13 yıldır, Göller Bölgesi’ndeki coğrafî değişim ve buna bağlı olan tarihî coğrafya hakkında yazıyorum. Dediğim gibi Göller Bölgesi ve Batı Anadolu’nun “tarihî coğrafyası” sil baştan ele alınmalıdır.

Her ne kadar Bitinya, Bursa-İznik civarı idiyse de, belki hatadan, belki başka şeyden Hoyran Gölü çevresi için Bitinya denildiğini gördüm. Hâlbuki burası Bitinya değil, Mysia; Hoyran Gölü ise Askania’dır.

Bursa-İznik’ten gayri bir İznik daha vardır. Remsi, bu ikinci İznik’i hatalı olarak Manisa Alaşehir yakınına yerleştirir (bk. Har.2).

Bu ikinci İznik, Senirkent-İlegüp olup, Nimfe denilen kent dahi burasıdır. Böyle olunca da küçük Rum devletinin başkenti, baştan beri bir adı da Nimfe olan ikinci İznik mi sorusu akla gelir.

Bunun gibi Turan ve Öztuna, İznik’in 1075, M. Halil Yinanç ise 1080’de fethedildiğini söyler ki, 1075’de fethedilen İznik- İlegüp, 1080’de fethedilen İznik ise Bursa-İznik’tir. Bu bilgiler bile tarih bilgimizin alt üst olmasına yeter sanırım. Yorumlara devam ediyorum:

Akılsız (Mankafas) Teodor’un hâkim olduğu Alaşehir (Filâdelfiya), bir adı da Firikya veya Menderes Antakyası olan Yalvaç’tır.

Honas, Gelendost ile Eğirdir arasında bulunan bir kent, Menderes ise Eski Hoyran ve Eğirdir Gölleri arasındaki ırmaktır.

Karia, Eski Eğirdir Gölü’nün kuzeyi; Ayasluk veya Efes, bu Karia’daki ikinci bir Efes; Lydia ise Karia ile Yalvaç arasındaki bölge; Asya- Asya eyaleti; Adalar Denizi ise Eski Eğirdir Gölü’dür.

Blois kontunun payına düşen Asya’daki bazı Bizans memâliki ise Karia ve Lydia’da bulunan Gelendost-Kötürnek (Akhyraous) ve Yalvaç-Gemen (Kiminas) çevresindeki yerlerdir.

İtalyanlar, Anadolu yakasına geçtikten sonra bölgelerin çoğunu işgal etti” metnindeki Anadolu yakası, Kemer Boğazı’nın şarkı; Ege, Eski Eğirdir ve Hoyran Gölleri ile ikisi arasındaki ırmağın kıyıları; Edremit, Bergama ve Khliara, Hoyran ayağındaki kentler.

Baris ve Aulonia (Ainos?), iki göl arasındaki ırmak kıyısı; Lopadion ve Poimanenon Kemer Boğazı’nın garbı; Lentiana ise Gelendost yanındaki kent; Savvas’ın hâkim olduğu Sampsounta ve çevresi ise Lampsakos ve çevresi olmalıdır (bk. Har.1; Topraklı-Bilgin, 2021: 301-318).

Kelbianos ve Thrakesia, Eski Eğirdir Gölü kuzeyi, Neokastra ise Kemer boğazı ile Kalamos arası; Rhyndakos, Lampes ırmağı (Remsi, 1960: 176, açık. 5) da denilen Uluborlu-Papa çayıdır.

“Lopadion’dan başlayan ve Bursa ile İznik’i içine alan bölge de Laskaris’e aitti” ifadesindeki Bursa- Uluborlu önü, İznik (Nimfe) ise İlegüp idi (bk. Har.1).

Cenevizlerin zaptettiği Rodos, bilinen Rodos olmayıp, Eski Eğirdir Gölü’ndeki Gülistan adasıdır.

Malûm 1521 yılında Türkler, Rodos’un fethi için 22 bin şehit verdi. Akropolites, 100 şövalyeye Rodos’u işgal ettirir.

Sevan Bey de, Cenevizlerin Doğu Akdeniz ticareti için küçük Rum devletiyle anlaştığını söyler.

Bir Rodos’a, bir de Rumların oyuncak gücüne; bir Nimfe’ye (İlegüp), bir de bugünkü İzmir’e bakıyorum; Rodos, malum Rodos olamaz diyorum. Üstüne üstlük Rodos’un zaptıyla görevlendirilen kişinin Thrakesion ilinin komutanı olması da işin cabası.

Zikredilen Suriye, iki göl arasındaki ırmağın şarkı (Gelendost tarafı), İzmir ise Apameia’nın yerindeki İzmir’dir (bk. Har.1).

Uluborlu kalesini Cenevizlerin yaptığı/onardığı gibi bir rivâyet var. “Mahallin ihtiyarlarının kalenin Cinivizlerden kalma şeklindeki ifadeleri bize bir kanaat veremez. Çünkü Cinivizler –Ceneviz- sahil memleketlerle ilgilenirlerdi.

Yurdun muhtelif bölgelerinde bulunan bu gibi eski eserlere halk, Ciniviz gününden kalma sözü ile cevap verir. Elhasıl kaleyi, hangi milletin yapıldığı kesin değildir” (Demirdal, 1968: 104).

Uluborlu (Senirkent)-Yassıören halkıyla Cinibizler diye şaka edilir. Yunanca Cinibis cimri demekse de Cinibiz adının Ceneviz ile de ilgisi olabilir.

Boğazı geçmek isteyen Türklere Cenevizli bir korsan olan Andre Morisco saldırdı (Pahimeris, 2009: 96). Tarihçi, bu boğaz için Çanakkale Boğazı derse de yanlıştır; boğaz, Kemer Boğazı’dır ve Kemer Boğazı çevresinde hatırı sayılır bir Ceneviz ve Venedik gücü vardır.

Uluborlu kalesini Cenevizlerin onardığı gerçek olabilir. 1310 yılında Ertuğrul oğlu Osman’ın kuşattığı Rodos dahi, Eski Eğirdir Gölü’ndeki Gülistan Adası’dır (Lebeau, 1835: 194).

İstanbul’un 1261’de Rumlarca Tekrar Zaptı

* Rum ordusu, İS 1261 yılı 15 Temmuz günü İstanbul’u ele geçirdi. B. Umar 25 Temmuzu sehven 15 Temmuz yazmış (Akropolites, 2007: 376; 2008: 168).

İstanbul’un tekrar zaptı, Akropolites’te bir masal gibi anlatılır. Galiba yazar olaya bir kutsiyet katmak istemiştir. Yazar ya coğrafyayı bilmiyor, ya da masa başı yazdığı için hata yapıyor.

Meteorion- Kalamos-Akhyraous

Meteorion, bir tarihî metinde ilk kez Akropolites’te ve 13. Asrın ortalarında geçmektedir. Meteorion (Göktaşı), Kalamos ve Akhyraous kelimelerinin bir arada kullanılması ayrı bir önemi haiz (s.169-170).

F. Barbarossa’nın 1190 yılı seferindeki Kalomon Akhisar civarındadır. İbn Hordazbih’te Kalami, el-İdrîsî’de Calmata (Kalmata), Neokastron teminin kuzey sınırındaki Kalamos, üçü de aynı yer olup Şuhut-Çobankaya köyüdür.

Kalamos, Şuhut Kali çayında hâlâ yaşıyor. “Kalamos, bazen Kalanda yazılır” ifadesindeki Kalamos başka bir yerdir (Remsi, 1960: 139-140).

Kanaatimce Akropolites (s.170)’de zikredilen Kalamos budur. Remsi (Ramsay) şöyle verir:

* 692’de Kalanta, Lydia'da değil Asia'da bir piskoposluk olarak gösterilmiştir. Belki bu bir yanlışlıktan ibarettir. Neokastron teması ile Hermos ve yukarı Kaikos vadilerinin aynı şey olduğu Teodor Laskaris'in tasarrufundaki Rum memleketleri listesinden anlaşılır.

Bunlar: Neokastron, Kelbianon (Kaystros), Khliara ve Pergamos (Aşağı Kaikos vadisi), Magidion ile Opsikion yanındaki kaleler idi.

Neokastron, Kalamos'tan başlar (yani şimal hududu buradadır). Pahimeris'in sözleri bunu tasdik eder.

İsmin aslını Khoniata nakleder: 12’nci asırda Manuel Komnenus'un yeniden ihya ettiği Khliara Pergamos ve Adramyttion müstahkem şehirleri bir grup olarak Neokastra ismini almışlardı.

Sonraki müelliflerin bahsettiği Neokastron, Hellespont’un [2] ağzındaki Yenikale’dir. [2] Alexius da, Philippopolis’in yanında Alexiopolis, yahut Neokastron isminde bir kale yaptırtmıştır (Remsi, 1960: 140 ve açık.2).

* Kalanta yalnız son kilise listelerinde Stratonikaia ile beraber aynı piskoposluk dâhilinde gösterilmiştir. Lâkin Hierokles'in Hellespontus hakkındaki malûmatı buraları bizzat bildiğini zannettirecek kadar geniştir. Hatta bu bilgiye Kaikos vadisi de dâhildir.

Bundan başka 692 senesinde Kalanta (Kalanda) başlıbaşına bir piskoposluk olarak gösterilmiştir. Aslında Stratonikaia’dan ayrı olup sonradan birleşmiş olabilirler (Remsi, 1960: 143).

* Kalanda, Antalya nahiyeleri arasındadır (İbni Bibi, 2014: 573).

Söz konusu Antalya nahiyeleri, Eğirdir Gölü civarıdır; Yalvaç-Alaşehir kumandanı Philokales’in Antalya valisi olması ve Uluborlu’nun Pamfilya’da gösterilmesi buna en güzel misaldir (Anna, 1996: 440; Honiyates, 1995: 8).

Zikredilen Hellespont, Çanakkale değil, Kemer Boğazı; Philippopolis Filibe değil, Kemer Boğazı’nın batısı, Kayaağzı yanı ve Papaz Bogomil’in mezhebini yaydığı kent;  Alexiopolis dahi orada bir kale, Neokastron ise Kemer Boğazı ile Şuhut-Kalamos arası, bu bölgenin güney kısmı ile Eski Eğirdir Gölü arası Thrakesion temidir. Onun için Bergama, Edremit ve Khliara, hem Neokastron, hem Thrakesia, hem de Asya’dadır (eyalet).

Kelbianon ve Kaystros Eski Eğirdir Gölü’nün kuzeyi, Kaikos vadisi ise Hoyran ovasıdır (bk. Har.1).

Tarihçi, Bergama’yı bugünkü Bergama, Edremit’i Balıkesir-Edremit ve Khliara’yı da Kırkağaç sanarak yanılır.

Bu üç kalenin tahkim edildiği 1165’li yıllarda imparator Manuel tahttadır; bizden toprak almaktadır; Uluborlu ve hatta Kemer Boğazı’nın batısı Bizans elindedir.

Miryokefalon savaşı bunun en güzel delilidir.

Karia ve Lydia, hem İzmir ve Muğla çevresi, hem de Eski Hoyran ve Eski Eğirdir Gölleri arasındaki Menderes, Sangarios, Halis, Euros, Ebros, Skamandros, Boğazdaki Asya ırmağı, Bathys Rhyax ve el-Battâl gibi birçok adı kaydedilen ırmağın şarkındaki ovadır.

Asya, Asya eyaleti olup, Uluborlu ovası dâhil, Kemer Boğazı ile Çarşamba çayı arasıdır. Onun için Kalanta, hem Lydia, hem Asya’da olup, iki farklı kaydediliş yanlış değil.

Kalanta (Kalamos), Kötürnek civarındadır. Zira Stratonikaia (Stratonicea-Hadrianopolis) ve Akhyraous (Hadrianoutherai), Kötürnek’e (Kotoiraikia) yerleşir (İbni Bibi, 2014: 573; Remsi, 1960: 138, 168, 172).

Amorion (Uluborlu) 787’den evvel başpiskoposluk derecesine varmış ve 9. asırda da bir grup piskoposlukların metropolisi olmuştur. VIII ve IX bunu Pessinus'a tabi bir piskoposluk olarak gösterdikleri halde VIII ayrı bir yerde başpiskoposluklar arasında kaydeder.

Stratonicia yahut Kalamos piskoposu terkibinin ve buna benzer birçok kayıt sureti, bir piskopos idaresindeki iki şehre delalet ettiğini gösterir (Remsi, 1960: 96).

Bu bilgi, Pessinus’un Kötürnek, Meteorion ile birlikte zikredilen Kalamos’un da Kötürnek (Akhyraous) yakınında olduğuna işarettir.

Egirdir Gölü civarındaki isimler, bazen Karia, bazen Lydia, bazen Firikya, bazen Firikya Hellespontia, bazen de Asya’da (eyalet) yazılır.

Firikya Hellespontia başlığı altında Çanakkale civarına konulan isimlerin hepsi de Kemer Boğazı ve Yalvaç civarındadır.

İlk göze çarpanlar Kiminas (Yalvaç-Gemen), Kotoiraikia (Gelendost-Kötürnek) ve Kyzikos (Afşar-Kızık).

Bunlarla birlikte tarihî metinlerde adı geçen Lentiana- Gelendost veya yakını, hem Lentiana, hem de Gemen (Kiminas) ile birlik zikredilen Akhyraous (Kötürnek), Poimanenon, Lampsakos ve Philippopolis (Senirkent-Kayaağzı civarı) ve birçok isim (Remsi, 1960: 165-177; bk. Anna ve Akropolites).

Gelendos(t) adı, Goe-Leontos adıyla ilgili olduğu için, Lentiana ile Leonti/Ge-Lendos arasında da bir bağ olabilir (Remsi, 1960: 155).

Murat Tozan, yanlış bir coğrafya üzerindedir. 1260-1261 yılı olayları tarihî coğrafyaya ışık tutar: 

* İmparator kışı Lâpseki’de geçirdikten sonra 1260 baharında İstanbul üzerine yola çıktı. Lâpseki, Lampsakos olacak (Akropolites, 2008: 162; 2007: 367).

Bilge Umar, İngilizce çeviride Lampsakos olan bütün isimleri Lâpseki yapmıştır.

Lampsakos, Kemer Boğazı’nın Batı sahilindedir. Bursa-İznik’ten gayri bir İznik (Mikra İznik)- Senirkent-İlegüp, Aydın-Tralleis’ten gayri bir (Eski) Tralleis- Barla, Manisa Alaşehir’den gayri bir Alaşehir- Yalvaç’tır.

Mikra-İznik’in Nimfe (Nymphaion), Lampe, Pentapolis ve daha birçok adı var. Remsi (Ramsay), ikinci bir İznik ve ikinci bir Tralleis bulunduğunu fark etmesine rağmen yanlış yerleştirmiştir (bk. Har.2 ve Har.1).

* İmparator, kışı Nimfe’de geçirdi; 1261 baharı başında Phlebia’da birkaç gün geçirdikten sonra Klyzomene’de iken Tornikes çıkageldi, bütün başpapazlar Lampsakos’ta toplandılar (Akropolites, 2008: 162, 166).

* O sırada imparator Meteorion’da ordugâh kurmuş bulunuyordu; haber gece vakti birdenbire geldi. (…)

Bunun üzerine imparator Meteorion’dan, çabucak İstanbul’a varmak üzere ayrıldı. (…)

İmparator gidişini hızlandırdı. Kalamos dağlarını geçtiğimizde ve imparator, Akhyraous yakınlarında ordugâh kurduğunda, o zaman bize, İstanbul’daki sözde imparator Baudouin’in imparatorluk simgelerini getirdiler. (…)

İmparator 13 Ağustos’ta İstanbul’a vardı (Akropolites, 2008: 168-171).

İşte bu Nimfe, Senirkent-İlegüp köyü; Lampsakos, Senirkent ovası ayağında; Phlebia, Lampsakos yanında; Klyzomene ise Kemer Boğazı’nın şarkında ve Bigadiç (Marsyas) ırmağı kıyısındadır.

Kalamos veya Kalanda ise Kötürnek yakınındadır. Meteorion, Amorion’un (Uluborlu) 43 mil şarkındaki Pessinus, yâni Akhyraous’un (Kötürnek, Ammûriye’nin kalesi el-Alemeyn, Hısnu’l-Meclis) 13 mil şarkındaki Yalvaç-Kuyucak Göktaş Öreni olmalıdır. Çünkü Kuyucak Göktaş Öreninde buna işaret eden coğrafî ve tarihî işaretler vardır (Şen, 2019: 9).

Akropolites’in metni veya tercümesi bozuktur.

Olayı başka türlü açıklayamadım.

Tek şüphem, Stratonicea-Hadrianopolis ile ilgilidir. Şöyle ki, Stratonicea-Hadrianopolis, tek bir şehir olmayabilir. O zaman Hadrianopolis- Kötürnek, Stratonicea- Kundanlı, Kalanda ise Kaikos vadisindeki Kundanlı veya yakını bir yer; Kalanda dağları ise, Sultan-Bozdurmuş dağlarıdır.

Akhyraous’un Kötürnek olduğuna dair iki kuvvetli delil: 1. Kiminas (Yalvaç-Gemen) ve 2. İbn Hordazbih’in verdiği yollardır (bk.Har.1 ve Remsi, 1960: 168).

Meteorion’dan ayrılan İmparator, Akhyraous yakınındaki Kundanlı civarında ordugâh kurduğunda İstanbul’dan Baudouin’e ait eşyaların getirildiği ve sonra da Kalamos dağlarından geçtiği anlaşılmalıdır.

Kuyucak’tan (Meteorion) ayrılan imparator, İstanbul’a Kemer Boğazı yoluyla da gitmiş olabilir. O halde Kalamos’u (Kalanda), Kemer Boğazı ile Kötürnek arasında aramak gerekir.

Sultan, Kalanda’da vakit geçirdiğine göre burası, Uc’ta, su ve yeşilliğin bol olduğu Yenice Sivrisi civarı olabilir (İbni Bibi, 2014: 573).

Remsi’nin Mysia haritası ya yok, ya ben göremedim. Mysia, Hoyran (İznik) Gölü civarı olup, Heinrich Kiepert’in Mysia haritası külliyen yanlıştır.

Remsi’nin haritaları ise hatalarla dolu olup, Remsi, “ya benim eserim sırf bir hatadan ibarettir, yahut da Anadolu haritasının büyük bir kısmı tamamiyle değişmelidir” diyerek hatasını itiraf eder (Remsi, 1960: 106, bk.Har.1-2-3).

Maalesef bütün bunlara rağmen tarihçi, 133 yıldır bu yanlış haritaları esas almaktadır.

Sonuç

Akropolites’in verdiği Meteorion, Akhyraous ve Kalamos isimleri, Pessinus’un Firikya Hellespontia’da ve büyük ihtimalle de Anayol üzerinde ve Yalvaç ile Orgas çayları (Gallos) kıyısında bulunan Gelendost-Kötürnek köyü olabileceğine tekrar işaret etmektedir. Meteorion, büyük ihtimal Yalvaç-Kuyucak köyündeki Göktaş örenidir.

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

Kaynaklar.

Akropolites, Georgios (2007): The History, Yay. Haz. Ruth Macrides Oxford University Press-Oxford.

Akropolites, Georgios (2008): Vekayinâme, Çeviri: Umar, Bilge, Arkeoloji ve Sanat Yayınları-İstanbul.

Demirdal, Said (1968): Bütünüyle Uluborlu ‘Monografi’ –İstanbul.

İbn Bibi (2014): el-Evamirü’l-Ala’iye fi’l-Umuri’l-Ala’iye, Selçuknâme II, Çeviri: Mürsel Öztürk, TTK-Ankara.

Lebeau (Par Lebeau) (1835): Histooire du Bas-Empire, 19. Kitap, Paris.

Ostrogorsky, Georg (1981 ve 1995): Bizans Devleti Tarihi, Çeviri: Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu-Ankara.

Pahimeris/Pachymeres, Georges (2009): Bizanslı Gözüyle Türkler, Çeviri: İlcan Bihter Barlas, İlgi Kültür Sanat-İstanbul.

Remsi/Ramsay, W. M. (1960): Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Çeviri: Mihri Pektaş, MEB-İstanbul.

Şen, Ahmet (2019): Anadolu’da kadim bir yurt Kuyucak Kültür ve Tarihi, Dinç Ofset, Zeytinburnu-İstanbul.

Topraklı, Ramazan (2013): Hicrî 541/ 1146 Roma-Selçuklu Savaşları, Sütkuyusu Baskını ve Ammûriye, Sistem Ofset-Ankara.

Topraklı, Ramazan-Bilgin, K. Ufuk (2021): “Eğirdir Gölü Coğrafî Değişimi Öncesi Kemerli Kamusal Önder Aziz Trifon”, UTAD, s.301-318.

Topraklı, Ramazan (27.03.2023 dikGazete): “Prof. İznik ve Strabon’a coğrafya eleştirisi”.

https://www.dikgazete.com/yazi/prof-iznik-ve-strabon-a-cografya-elestirisi-5458.html

Tozan, Murat (2017): “Pergamon’un Yolları: Antikçağ’dan Bizans’a Bakırçay (Kaikos) Havzası’nın Yol Sistemi”, Tarih İnceleme. Der. 32-2, s.531-563.

Yinanç, M. Halil (2013): Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu-Ankara.

Har.1.- Gerçek Tarihî Yollar ve Tarihî Coğrafya Haritası.

Har.2.- Remsi’nin (Ramsay) 1890/1960 Asia, Lydia ve Caria Haritasında birçok hata var. Bitynia Haritası da hatalarla doludur.

Har.3.- Heinrich Kiepert’in Mysia Haritası. Mysia Hoyran/İznik Gölü civarı olup, Kiepert’in Mysia haritası külliyen yanlıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI