?>

MOSSAD, Güney Kıbrıs'ta Türkler’e mi çalışıyor?

Ömür Çelikdönmez

5 yıl önce

Türkiye’nin, Libya Mutabakatı, Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi dışlayan düşmanlarının kimyasını bozdu. Deyim yerindeyse birbirlerine düştüler.

Nifak kurdu şimdi bunların içini kemiriyor.  

Güney Kıbrıs'ta İsrail’in Casusluk Şebekesi…

İsrail’in istihbarat teşkilatı MOSSAD; 1967'de Orta Doğu'yu sarsan 6 gün savaşı sonrasında Arapların müttefiki Kıbrıs Cumhuriyeti’ni hesaba katması gerektiğini öğrenmişti.

Maruniler, Ordodosklar ve Ermeniler, İsrail'e karşı düşmanca tavır içindeydiler. Ayrıca Kıbrıs adasının stratejik konumu İsrail’in güvenliği açısından önemliydi.  

Adada askeri üsleri bulunan İngilizler’in, İsrail karşıtı Arap rejimleriyle yakın ilişkisi ve Ürdün’le ittifakı İsrail’i endişelendiren bir durumdu.

MOSSAD, 1967 savaşı sonrasında Kıbrıs’ta boy göstermeye başladı. MOSSAD’ın Kıbrıs’taki  kendisini gösterdiği ilk eylem, 1972 Münih Olimpiyatları’nda İsrailli sporcuların öldürülmesinden sorumlu tutulan Filistinli El-Şir'in Lefkoşa’daki Olympic Otel’de yatağının altına yerleştirilen uzaktan kumandalı bir bomba ile 25 Ocak 1973 tarihinde MOSSAD tarafından infaz edilmesidir. 

Bu olayın hemen sonrasında Kara Eylül (Münih’te İsrailliler’i katleden örgüt), “MOSSAD ajanı” dediği Simha Belger’i 12 Mart 1973 tarihinde öldürmüş ve MOSSAD buna misillemeyle Nisan 1973’te Lefkoşa’da bir başka Filistinli’yi öldürmüştür. 

Kıbrıs, adeta İsrail’in bölgedeki gözü ve kulağı. 

Bu nedenle MOSSAD’ın yüzlerce casusu adada  faaliyette. İsrail, Larnaka ve Limasol Limanları aracılığıyla Lübnan’daki Falanjistler’e silah göndermişti.

14 Şubat 1988’de Limasol’da Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)’nün askeri üst düzey üç yetkilisi Volkswagen Golf marka arabaya yerleştirilen bomba ile havaya uçuruldu. 

Bir gün sonra da FKÖ’nün Yunanistan’dan kiraladığı, Filistin’e Araplar’ın geri dönüşünü simgeleyecek politik bir eylem için kullanılması düşünülen “Spi Phryne” ismli yolcu gemisi, Limasol Limanı’nda MOSSAD tarafından dökülen deniz mayınıyla tahrip edildi. 

Denizde seyahat ederken özel yatından esrarengiz şekilde düşerek ölen ve cesedi Kanarya Adaları’nda bulunan ünlü basın kralı Robert Maxwell’in bu ölüm olayında CIA, MOSSAD ve Kıbrıs İngiliz Üsleri’nin ortak istihbarat çalışmalarının izine rastlanmıştır.

Ünlü yazar Ronald Payne, 1990'da basılan “MOSSAD: Israel’s Most Secret Service” adlı kitabında MOSSAD’ın Kıbrıs’ta çok faal olduğunu ve hatta Ada’daki İsrail Büyükelçiliği’nin dinleme servisi olarak kullanıldığını ileri sürer.

İsrail Gizli Servisi, Kıbrıs'ı çok geniş istihbarat faaliyetleri için kullanmaya devam ediyor. 

İsrail’in Kıbrıs'ta son casusluk olayı…

Güney Kıbrıs - İsrail ilişkileri casusluk iddiaları nedeniyle çok gergin. Güney Kıbrıs, İsrailli ajanların 1 milyon telefon numarası kaydettiği saptanan “casus van” olayının şokunu yaşıyor.

Aslında MOSSAD, Güney Kıbrıs’ta 20 yıl önce de buna benzer operasyon gerçekleştirmişti. 

MOSSAD’ın iki ajanı olduğu iddia edilen Woody Hargov ile Igal Demary, yanlarında gerekli tüm teçhizatla, 1998 yılında Güney Kıbrıs’a giderek “Nikiforos” tatbikatını izlemişti.

Aynı şahıslar bir ay sonra “Kıbrıs Havayolları” uçağıyla ve şahsi pasaportlarını kullanarak Güney Kıbrıs’a gitmişler,  Rum Polisi ile Rum Milli Muhafız Ordusu’nun sinyallerini takip etmişlerdi.,

İki ajan, kayıt cihazları aracılığıyla telefon görüşmelerini kaydetmişler,  tutuklandıklarında kayıt cihazında yalnızca Rum polisinin ceza tahsilatı yaptığı bir ses kaydı bulunabilmişti.

Woody Hargov ile Igal Demary isimli ajanların elinde son model takip cihazları ve Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) kışlalarının işaretli bulunduğu haritalar vardı.

İsrailli ajanların tutuklanması o dönemde Güney Kıbrıs ile İsrail arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açmıştı. 

Bir kaç gün önce, Güney Kıbrıs'ta 'casusluk' suçlamasıyla gözaltına alınan İsrailli eski bir istihbarat subayına ait firmanın çalışanları serbest bırakıldı. 

Kıbrıs Mahkemesi, yüksek teknolojili takip cihazı üreten İsrailli bir firmada çalışan 3 kişinin tutuklanma talebini reddetti. 

Larnaka Bölge Mahkemesi Yargıcı Dona Constantinou, firma çalışanlarının gözaltında tutulmasını gerektirecek hiçbir sebep görmediğini belirtti.

İki erkek ve biri kadın olan İsrailli firma çalışanları, özel iletişim ve kişisel veri yasalarını ihlal ettiği suçlamasıyla gözaltına alınmışlar, 'suç işlemek adına komplo kurmak' ve 'sahte iddialarla kayıt yaptırmak' dahil 13 ayrı suçlama ile mahkemeye çıkarılmışlardı.

Rum Polisi, firmanın çalışanları tarafından Ada halkını gözetlemek için gelişmiş teknolojiyle donatılmış bir minibüs kullanıldığı iddiaları üzerine soruşturma başlatmıştı. 

Firma bu iddiaları reddederek, söz konusu minibüsün Kıbrıs'ta sadece gösteri amaçlı ve saha testleri için yerel makamların bilgisiyle kullanıldığını savunmuştu.

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda EOKA ve Yunan ordusunun en büyük destekçisi kimdi biliyor musunuz?

Firavunlarıyla ünlü Mısır” desem.

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Mısır, Türkiye karşıtı söylemlerde bulunmakla yetinmemiş, hatta Mısır Firavunu Enver Sedat’ın özel talimatıyla, İsrail karşısında paçası sıkmayan Mısırlı komandoları EOKA’cılara yardıma göndermişti.

Mısır, Kıbrıs’ta Müslüman Türkiye'nin yanında değil, Başpiskopos Makarios’un safında el bağlamıştı. 

Batırılan Kocatepe muhribinin mürettebatını İsrail kurtarmıştı…

İsrailli Kaptan Reuven, İsrail Denizcilik Okulu'nun küçük bir teknesiyle, 1974 yılının 22 Temmuz günü Akdeniz sularında seyrederken  yaklaştığı askeri botta bulunan Kocatepe muhribinin komutanı Güven Erkaya ve 41 subay, astsubay, eri kurtarmıştı.

Siyonizm.. İşgalci İsrail…” söylemlerinin arkasında unutmayın İngiliz gizli servisi var. Yahudiler, İngilizler’in bizden çaldığı Filistin topraklarını kanları pahasına İngilizler’den aldılar.

Dolayısıyla İngiliz emperyalizminin onları “Siyonist işgalci” diye nitelemesi doğal. Ama benim için değil. Ben ilan ediyorum “İngiliz İslamcısı” değilim. 

Kıssadan hisse; Arif olan anlar... 

Bir gün, bir kuş uçarken soğuktan donar ve yere düşer, o sırada bir inek kuşun üstüne tezeğini bırakır. 

Kuş tam küfür edecekken tezeğin sıcaklığıyla ısınır ama bu kez de tezeğin içinde havasızlıktan öleceği sırada bir kedi kuşu tezeğin içinden çıkarır..

Kuş tam teşekkür edecekken, kedi kuşu yer..

Yani neymiş!

Her üstüne tezek bırakanı düşmanın sanma, seni her tezekten kurtaranı dostun sanma, tezeğin içindeysen sesini çıkarma!..

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

YAZARIN DİĞER YAZILARI