MİT’İN HALLERİ
Bugün başımı, Türkiye Cumhuriyeti adına, yurtiçinde ve yurtdışında canını veren adsız kahramanlar için öne eğiyorum.
Haberimiz taze, en fazla iki günlük.
Değineceğimiz konu, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış TERKOĞLU’nun köşe yazısında detaylarıyla mevcut, arzu eden inceleyebilir.
Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı ve Yeni Şafak yazarı Bülent ORAKOĞLU, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin TANRIKULU için,
“Gölge CIA” olarak bilinen STRATFOR belgeleri yayımlanan ve ‘TR 705’ kodu taşıdığı için eleştirilere konu olan CIA ajanı Sezgin TANRIKULU...”
ifadesini kullanınca, TANRIKULU’nun yanıtı sert oluyor ve “bunu TR705 olarak yazıldığım listede TR326 olarak kodlanan şimdiki MİT Başkanı İbrahim KALIN’a havale ediyorum. Hadi sıkıysa ona da CIA Ajanı de” diyor.
Şimdi konuyu herkesin anlayacağı şekilde sadeleştirelim.
1996’da ABD’de kurulan STRATFOR isimli özel bir araştırma şirketi, dünyanın değişik ülkelerinde hem kendi kaynakları hem de basın-medya gibi açık kaynaklar nezdinde istihbarat topluyor ve bunları abonelerine satıyor.
Bir nevi haber ajansı yani.
Ancak, ana müşterileri arasında CIA’nın da olması nedeniyle, STRATFOR’a “Gölge CIA” yakıştırması yapılıyor.
Hatırlarsanız, Wikileaks 2012’de, STRATFOR’un iç yazışmalarını içeren, 5 milyonun üzerinde e-posta yayınlamış ve bu sayede STRATFOR’un onlarca ülkedeki yüzbinlerce haber kaynağı deşifre olmuştu.
STRATFOR’un Türkiye’deki deşifre olan kaynaklarından CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin TANRIKULU da bu konuyu yeniden gündeme getirerek, kendisine kasti faul yaptığını düşündüğü Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent ORAKOĞLU’na,
“Ohooo. Ne var ki bunda? STRATFOR’un Türkiye’deki tek kaynağı ben miyim sanki? Sen beni bırak da MİT Başkanı İbrahim KALIN’a bak. Ben neysem o da o” demeye getiriyor.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış TERKOĞLU da tam bu noktada devreye girerek, Asrın Dışişleri Bakanı Hakan FİDAN’dan görevi devralan Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı İbrahim KALIN’ın da, “TR326” koduyla, STRATFOR’un Türkiye’deki kaynağı olduğunu teyit ediyor.
MİT Müsteşarı İbrahim KALIN’ın, dikkat ederseniz “MİT Başkanı” demiyoruz, inadına “MİT Müsteşarı” diyoruz.
Neden derseniz bizim için Müsteşar, iktidarı değil devleti yani Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eder. Kısıtlı bir kullanım alanı, buna göre de bir ağırlığı vardır.
İşte MİT Müsteşarı İbrahim KALIN’ın, STRATFOR’un haber kaynağı olduğunun iddia edildiği dönemde, Türkiye ile ilgili hangi bilgileri aktardığını ya da hangi görevleri yerine getirdiğini öğrenmek isteyenler yukarıda bahsettiğimiz köşe yazısını okuyabilir.
Zira eski bir MİT Mensubu olarak duyduğumuz hüzün, bu konuyu daha fazla uzatmaya izin vermiyor ama “Yazıklar Olsun” diyerek haykırıyoruz.
Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de bizzat kurucularından olduğu, Kurtuluş Savaşı’nın adsız kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusuyla birlikte ana payandası, bulunduğu coğrafyanın tartışmasız lideri Milli İstihbarat Teşkilatı ve onun Müsteşarı,
Üçüncü sayfa haberi gibi, magazinel seviyeye indirilemez, Teşkilatın kendisi de Müsteşarı da film izleyenlere çekirdek misali malzeme olamaz.
Bakın, İbrahim KALIN’ın STRATFOR’un haber kaynağı olduğunun öne sürüldüğü dönemde;
Mart 2010’da, ERDOĞAN’ın Başbakanlık ofisinde STRATFOR’un Türkiye Uzmanı Reva BHALLA ile görüştüğü ve kendisinden talep edilen, “GÜLEN Hareketi ile STRATFOR’un arasının düzeltilmesi” ricasını yerine getirdiği, Mayıs 2010’da istihbarat toplama gezisi için eşiyle birlikte Türkiye’ye gelen STRATFOR Direktörü FRİEDMAN’ı, İstanbul’da gezdiren aracı ve şoförü sağladığı, Türkiye’de STRATFOR lehine haber de yaptırdığı ve bunu kuruma bildirdiği, KALIN’ın, STRATFOR’un haber kaynağı olmasından ziyadesiyle memnun olan Direktör FRİEDMAN’ın, 14 Eylül 2010 tarihli e-postasında; “Bu adam büyük bir kaynak... Bu adamla kurduğum ilişki ve yaptığım görüşme kesinlikle gizli kalmalıdır.” ifadesine yer verdiği,iddialarını bir kenara koyuyoruz.
Keza, ABD’de Georgetown Üniversitesi’nde ders veren KALIN’ın, üniversitenin 2009 yılındaki “En etkili 500 Müslüman” listesini hazırladığı ve listenin 13. sırasına FETÖ lideri GÜLEN’in adını yazdığı, 17-25 Aralık’a kadar FETÖ’nün kapatılan gazetesi Today’s Zaman’da köşe yazarlığı yaptığı,gerçeklerini de pas geçiyoruz.
Ama her ne sebeple olsun, bir MİT Müsteşarı’nın adının, ikinci-üçüncü ülkeler, kurumlar veya şahıslar tarafından haber kaynağı olarak kullanılmış olmasını asla ve kat’a kabul etmiyoruz.
Ne yapalım şimdi?
“Amann canım. Geçmiş geçmişte kalır. Bugün olsa yapılmaz bunlar” mı diyelim?
Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasıyla alakalı direk sorumluluğu bulunan, Milli İstihbarat Teşkilatı ve onun en tepesinde bulunan Müsteşarından bahsediyoruz burada, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nden değil.
Yanlış anlaşılmasın bu kurumu ve çalışanlarını kötülemek değil kastımız. Olası teknik hatalardan ve yanlışlıklardan örnek vermeye çalışıyoruz.
Tapu Kadastro mühim bir hata yapsa da mutlaka geri dönüşü olur, düzeltilir.
Ama bir ‘istihbarat örgütü’nün, hem de Ortadoğu gibi kaypak bir coğrafyada var olma savaşı veren Türkiye Cumhuriyeti’nin belkemiği olan istihbarat örgütünün, tek bir hata yapma şansı yoktur zira ikinci fırsatı vermezler adama.
Ülkeyi de o ülkenin milletini de anasından doğduğuna pişman ederler.
Ve Sayın ERDOĞAN şimdi size sesleniyorum.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nı siyasileştirerek, usta-çırak sistemiyle çalışan hassas mekanizmasını ve sahada bedeli kanla ödenerek kazanılan kurumsal tecrübesini bertaraf ederek, kadrolarını, yönetimini paşa gönlünüzce değiştirerek,
MİT’in bugünkü hallerinin Baş mimarı oldunuz.
Bu yaptıklarınızın devletin bekası adına ne gibi sonuçlar doğuracağını yakında hep birlikte görürüz ve umarız yanılan biz oluruz.
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ
VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ.
.
Yener Bozkurt, dikGAZETE.com
-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı, Emekli MİT mensubu-