Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın idari ve hukuki yapısını birçoğumuz bilmez.
TCMB, 30 Haziran 1930 tarihinde anonim şirket statüsünde kuruldu ve 3 Ekim 1931’de Ankara’da faaliyetlerine başladı.
14 Ocak 1970’de kabul edilen 1211 sayılı TCMB Kanunu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ne ait olan para basma yetkisi TBMM tarafından süresiz olarak TCMB’ye devredildiğinden, bu doğrultuda, banknot basma ve ihraç imtiyazı tek elden TCMB’ye aittir.
Son verilere göre; yurt içinde 20 Genel Müdürlüğü ve çeşitli illerde faaliyet gösteren 21 Şubesi; T.C. Dışişleri Bakanlığı yurt dışı teşkilatının Frankfurt, Londra, New York, Washington, Pekin, Tokyo ve Doha’daki temsilcilikleri bünyesinde ekonomi müşavirlikleri ve ataşelikleri bulunan TCMB, toplam 3 bin 805 personeli ile dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri yakından izleyerek sürekli yenilenen dinamik bir yapı içinde politikalarını uyguluyor.
TCMB, Türk ekonomisinin komuta kontrol merkezi denilebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mutabakata zorlayan süreç!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 31 Mart seçim kampanyası süresince dışladığı CHP ile İstanbul iş çevreleri üzerinden “Türkiye İttifakı” çağrısı kapsamında mutabakat arayışına zorlayan nedir hiç düşündünüz mü?
Hani, Napolyon Bonapart’a sormuşlar; “Sizce dünyada en önemli şey nedir?”, Bonapart hiç düşünmeden seri şekilde cevap verir; “Para para para”
Türk ekonomisinin karşı karşıya kaldığı nakit para sıkıntısı, maalesef ekonomik kriz evresine yöneldi ve Allah korusun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti konkordato ilan etmenin eşiğine geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu süreçte krizi aşmanın çözüm yollarını arıyor. İşte Erdoğan’ın formüle ettiği “Türkiye İttifakı” daha özelde AKP-CHP mutabakat hükümeti bu zorunluluğun sonucu.
Türkiye’nin döviz rezervi ne durumda?
Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen yabancı bir şirket sahibi veya Türkiye'nin kredi talebinde bulunduğu bir finans kuruluşunun yöneticisi olsaydınız, Türkiye ile ilgili neyi araştırırdınız?
Londra merkezli finans şirketleri, Türk ekonomisinde en çok neyi merak ediyor olabilir?
Ben bu sorunun cevabını buldum galiba.
Sermaye ajanları Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin neden azaldığını öğrenmeye çalışıyorlar.
Buna bağlı olarak TC Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin azalmasından dolayı, bununla ilgili olarak, “Ülkenin kırılganlığının daha önce görülmedik düzeyde” olduğu ileri sürülüyor.
Financial Times gazetesi, deyim yerindeyse Türkiye ile yatıyor, Türkiye ile kalkıyor!..
İngiliz Financial Times gazetesi, Türkiye'de mali piyasaların ağır bir darbe aldığını vurgulamaktan adeta keyif alıyor.
Merkez Bankası'nın faiz artırımına gitmekte isteksiz olduğu sinyali vererek yatırımcıların güveninini sarstığı ve Türkiye'nin döviz rezervlerinin daha da azalmasına yol açtığını yazıyor gazete.
En çok merak ettikleri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) kısa vadeli borçlanma yoluyla dolar rezervlerini artırmasının, yeni bir kur şoku karşısında TL'nin değerini korumak için yeterli adım atıp atamayacağı?
Çünkü, Türkiye'de yatırım yapan yabancı şirketler, finans kuruluşları sermayeyi kediye yüklemekten korkuyor.
Türkiye’nin 12 ayda 177 milyar dolar dış borç ödemesi mümkün mü?
Anlaşılan o ki yabancı yatırımcılar Türk ulusunun sosyalpsikolojik yapısını çözememiş.
Oysa Türkler’de, “Borç yiğidin kamçısı” kabulü yaygın.
TCMB de bu kanaatte olmalı ki TCMB bilançosuna göre 1 Ocak-25 Mart döneminde borçlanma 500 milyon doları aşmazken, 8 Nisan'da bu miktar 13 milyar dolara tırmanmış.
TCMB, bu kaynağı ne yapmış dersiniz?
Hani bir zamanlar “İslami kazanç sistemi” furyasında kâr payı dağıtan sözde İslami şirketlere, Avrupa ülkelerinden iştirak eden Türk işçileri vardı?
Onlar, Avrupa bankalarından düşük faizle çektikleri kredileri Türkiye'de “İslami atom bombası yapacağız!..” diyen şarlatanların holdinglerine kayıtdışı yöntemlerle, senetsiz-sepetsiz yüksek kâr payı almak hayaliyle yatırmışlar, sonra hisselerinin üstüne bir bardak soğuk su içmişlerdi.
Sıkı durun; TCMB da aynı işlemi taklit etmiş.
TCMB, 13 milyar dolarlık borç kaynağı ile yerleşik bulunanların paralarını artan bir oranda döviz mevduatlarına yatırması sonrasında Türk bankalarından borç alarak döviz rezervi oluşturmuş.
2018 TCMB Yıllık Faaliyet Raporu’na bakıldığında; Ağustos ayında yaşanan gelişmeler karşısında finansal istikrarın desteklenmesi ve piyasaların etkin işleyişinin sürdürülmesi amacıyla zorunlu karşılıklar kapsamında rezerv opsiyon mekanizması döviz imkânına ilişkin üst sınırın indirildiği görülüyor.
Bununla yetinilmemiş, Türk Lirası ve yabancı para zorunlu karşılık oranları düşürülerek piyasalara likidite sağlanmış.
Bu kadar mı?
Bankaların teminat koşullarına esneklik getirilmiş, reeskont kredilerinin geri ödemesinin Türk Lirası olarak yapılabilmesine imkân tanınmıştır.
TCMB, Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda kurumsal ve bireysel yatırımcılarla Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz işlemlerine başlamış, “Döviz Karşılığı Türk Lirası Swap Piyasası” devreye alınmıştır.
Ha tüm bunları neden yapmışlar?
Söz konusu adımlarla vadeli işlem piyasalarının derinleşmesi ve reel sektörün kur riskinin yönetilmesine katkıda bulunulmasını amaçlamışlar.
Yani TCMB diyor ki; “Sorun bakalım, borçlandık ama neden borçlandık?” Biz de sormuş bulunduk.
Ama ben bu sorunun cevabını sizlerle daha önce patlamıştım.
Türkiye’nin Ekonomik Savaş Planı; Altını topla, ABD tahvillerini sat, Dolar`dan kurtul!
Bu çerçevede Merkez Bankası mevcut döviz rezervlerinin bir bölümünü altına çevirirken, en başta ABD Merkez Bankası “FED”de duran 28.7 ton altın rezervlerini başka merkezlere taşıyarak sıfırladı.
Sonuç hemen alındı.
Hem altın rezerv artışı hem de yurtiçine kaydırma amaçlı transferler nedeniyle yurtiçindeki altın varlıkları 100 tondan fazla artıverdi.
Merkez Bankası, döviz rezervlerini tuttuğu yatırım alanlarının en başında gelen ABD devlet tahvili varlıklarını ivedilikle elden çıkardı.
Amerikan Hazine Bakanlığı verilerine göre; Türk Merkez Bankası’nın Kasım 2017’de 61 milyar dolar olan ve FED’de muhafaza ettiği yani sakladığı ABD tahvil mevcutlarını hızla azaltılarak Ocak 2019 itibariyle sadece 3.2 milyar dolara çekildi.
Temmuz sonunda 30 milyar dolara yakın olan tahvil mevcudu, Ağustos ayında ABD ile Rahip Brunson krizi sonrasında neredeyse sıfırlandı.
2019/15 Mart Cuma günü yapılan Merkez Bankası Genel Kurul toplantısı sonrasında yayımlanan Yıllık Rapor’da yer alan verilere göre; bu tahvil azaltımı sonrasındaMerkez Bankası’nın döviz varlıklarını “vadesiz hesaplar”da tuttuğu görülüyor.
2017 sonunda 7.2 milyar dolar olan “vadesiz mevduat” seviyesi, 2018 sonunda 33.9 milyar dolara çıkmış. Bunun da ABD dışındaki muhabir bankalarda yapıldığına hiç şüphe yok.
Yine raporda yer alan verilere göre; Merkez Bankası, 2018 boyunca yurtdışındaki altınlarını yurtiçine kaydırmaya devam etti.
2018 sonu verilerine göre; Merkez Bankası’nın toplam altın rezervleri zorunlu karşılıklar için tutulan altınlardaki azalış nedeniyle 76.3 ton düşerken, kendi malı olan altın rezervleri 53.8 ton arttı.
Türkiye, döviz borçlandı; döviz aldı, dövizleri altına çevirdi. Türkiye’nin altın stokları arttı.
TCMB, “altın turşusu” kurdu. TCMB, efsanevi “Kral Midas” gibi, dokunduğu mevduatı altına dönüştürüyor.
Bir bildikleri mutlaka vardır.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete