Gabi, DDR’de makbul bir ailedendi.
Babası bakanlığa kadar yükselmişti, ancak kendisi iktidardaki “SED” “Sozialistische Einheitspartei Deutsclands / Almanya’nın Sosyalist Birlik Partisi”ne muhaliflerdendi.
Tabii bizdeki Muhalifler kendine pay çıkarmasın; bu o ülkede insanı ölüme götürecek bir sürecin kurbanı da olabilmek demekti.
Arkadaşım Elizabeth, 45 yıl önce ne demişti; “Faşizm olsun ister komünizm en bokunu biz Almanlar yaparız” demişti.
Hoş kendisi Avusturyalı’ydı daha iyi ya Hitler de Avusturyalı’dır.
Haber vermeden, aklıma esti Gabi’ye uğradım.
Kapıyı açtı şaşırmadı sevindi hatta;
- Aaa iyi ki geldin!.. Ben de ders çalışıyordum, bunalmıştım, birer kahve içer laflarız. Salona girdim, başka da oda yok zaten.
Bir yatak var, gündüz oturuluyor gece de yatılıyor üstünde.
Kitaplar saçılmış üstüne “Das Kapital”, “Gotha Erfurt programı” ve veya benzerleri. “Bunlar ne?” diye sordum.
- Mektupla, Marksizm Enstitüsü’ne devam ediyorum da… Bazı şeyleri yeniden okumak öğrenmek gerek.
Komünist parti karşıtı komünistlerden haberim vardı; ancak işi bu kadar ciddi tuttuklarını bilmiyordum. Gabi;
- Mine hep Türkiye’den, İstanbul’dan söz eder… Ancak ömrüm boyunca göremeyeceğim oraları derdi.
Mine, DDR’de Volksbühne’de Batı’da da “Schiller Tiyatro”da Reji Stajı görüyordu. Gabi de Volksbühne oyuncu dramaturglarından ve dahi Genel Sanat Yönetmeni Castrof’un hayat arkadaşıydı.
Mine, Doğu’ya geçtiğinde Gabi’de kalırdı. Gabi, ben tanıdıktan 7/8 yıl sonra, 1985’de Batı’ya geçmiş.
İstanbul’a geldi mi bilmem. Ancak birleşmeden sonra “die Linke” diye Sol parti kuruldu bir zamanlar Doğu bölgesinde (Batılılar öyle der).
Partinin merkezi Rosa Luxemburg Meydanı’nda Karl Liebknecht’in adını taşıyan bir zamanlar DDR iktidar partisinin olduğu binada ve Voksbühne’nin karşısında. Peki, partinin sözcüsü ve ileri gelenlerinden biri kim?
Gregor Gysi, bizim Gabi de ablası.
-“Hayatta Oynamam” kitabımdan…-.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com