İlk başlıkta, "NATO’nun dağılması, Amerika’nın (Batı İttifakı’nın) dağılmasını tetikler" öngörüsüdür.
İkinci başlıkta, "Avrupa eksen kayması yaşıyor" öngörüsüdür.
Bugün ise mücadelenin hangi boyutta yaşandığı okuyuculara sunulacaktır.
Birinci Paylaşım Savaşından sonra, coğrafya sakinleri adına devletler kuruldu. Fakat bu devletlerin içerisine, egemenler adına KLONLAR (Yerleşik Düzen) paralel devletler şeklinde yapılandırıldı.
Birinci paylaşım savaşında kaybedilen ve Batı tarafından dizaynedilen Osmanlı nüfuz alanındaki Müslüman dünyanın günümüzdeki kıpırdanmasının etkileri, batıdaki fay hatlarının kırılmasını tetikledi ve bu kırılmalar batıda ve tüm dünyada deprem etkisi yaratıyor.
Müslüman dünyada kıpırdanmanın harekete geçme süreci ve fitilin ateşlenmesi:
Farklılıkların kesiştiği noktada, bir genç kendisini ateşe verdi.
Yer: Tunus, Tarih: 17 Aralık 2010
26 yaşındaki Muhammed Ebu Azizi’nin, geçim kaynağı olan tezgâhına polis tarafından el konulması ve gencin bunu kabullenememesi, kendisini ateşe vermesiyle son buldu.
Lakin bu son bulma, yüzyıla yakın birikim ve sıkışmışlığı reddeden tepkiyi de beraberin de tetikledi.
Tunus, Kuzey Afrika’da yer alan bir kıyı ülkesi.
Batısında Cezayir, güneydoğusunda Libya, doğusundan ve kuzeyinden Akdeniz ile çevrilidir.
Bu Akdeniz ülkesi; adeta Avrupa’nın Afrika’ya, Afrika’nın da Avrupa’ya açıldığı bir kapı niteliğindedir.
Samuel Huntington (Medeniyetler Çatışması ) tarihi bir tez kaleme aldı.
Öyle ya, iki farklı medeniyetin çatışma alanı da kesiştiklerinoktada başlayabilirdi.
Coğrafyada kabul görmeyen deli gömleği giydirme süreci, artık geri dönüş sürecini başlatmış oldu ve ardı ardına gelişen olaylar birbirini takip etti.
Başlayan bu süreçte, Okuyucuların dikkatlerinin çekilmeye çalışıldığı konu;
Sürecin kronolojik olarak nasıl yaşandığı değil, Batı İttifakı’nın süreci kimler arasında yaşatmaya çalıştığıdır.
Dedik ya; Batı, bu toprakları dizayn etme sürecine, paylaşımsavaşı sonrasında hız verdi diye.
Muhammed Ebu Azizi, Ahmet, Ayşe, Ali, Semra, İsmail, Hasan, Zeynep ve tüm diğerleri, yani topyekün halkların gösterdikleri tepki neye karşıydı?
Kendi yöneticilerine mi yoksa "bizlere benzesinler ama batılıların çıkarlarına hizmet etsinler" diye KLONLANMIŞ (Yerleşik Düzen) olanlara karşı bir duruş değil midir bu refleks!
Müslüman coğrafyanın dışında kalan coğrafyalara ne oldu?
Örneğin; Avrupa.
Birinci paylaşım savaşının tek yenilgisi sadece Müslüman coğrafyada yaşanmadı.
Ya İkinci Paylaşım Savaşı?
Pek tabii Avrupa kıtası da bu her iki yenilgiden payına düşen bedeli ödedi.
Batı’daki fay hatlarının kırılmasını tetikleyen enerji, coğrafyamızdaki kıpırdanmalara benzer karakteristiğe sahipve aynı refleks orada da mevcut.
Birinci ve ikinci paylaşım savaşının galiplerine hizmet etsinler diye KLONLAMALAR (Yerleşik Düzen) Avrupa kıtasında gerçekleşmedi mi dersiniz!..
BATI, PLANLARINI UYGULAYABİLDİĞİ HER ALANDA KLONLARINI ÜRETTİ, PARALEL (yerleşik düzenini) SİSTEMİNİ KURDU.
BU TESPİTİN ARDINDAN RESTORASYONA BAŞLANMALIDIR.
*
Kör dövüşü yapmaya gerek yoktur.
KLONLANANLAR (Yerleşik Düzen) köklü ahlak değerlerimize sahip değiller; kendi köklerinden beslenen güzel ahlaki değerlerimiz tam da bugün bundan dolayı gereklidir.
Medeniyetleri yok etmeye çalışanlara karşı, insanlık adına dünyayı güzelleştirmek için köklü medeniyet temsilcileri kendi medeniyetlerini yaşatmalılar.
Medeniyetler Çatışması tezi, Medeniyetler İttifakına dönüşmeli.
*
Sorum Şudur:
Medeniyetler ittifakı hayata geçerken, KLONLARI (Yerleşik Düzen) Medeniyet inşa edebilen gerçeklerinden ayrıştırmak için hangi panzehirin kullanılması gerekiyor?
Başlangıç için GÜZEL AHLAK’ın inşası, huzuru ve dünya barışını tesis edebilmek adına domino etkisi yapar.
Son Söz:
Algıların önündeki en büyük engelin aşılması, gelecek kaygısının oluşturduğu akıl tutulması çemberinin kırılması ile mümkündür.
.
Ali Karani, dikGAZETE.com