?>

MEDDAHLIK "SOKÜM”ü...

Ulvi Alacakaptan

6 yıl önce

Meddahlık ne bilirsiniz, en azından bir duymuşluğunuz vardır.

SOKÜM"ü ben sonradan duydum.

Hani herşeyi kodlama, başharflerden isim uydurma şehveti var ya!..

İşte “SOKÜM" de UNESCO uydurması "Somut Olmayan sözlü Kültür Mirası” demekmiş. Listeye alınmış.

Ankara’da TC Kültür Bakanlığı’nın himayelerinde "Meddah Çalıştayı" düzenleniyormuş; beni de çağırdılar. Kapadokya’da "YerGök Aşk" çekiyoruz 2012/13 olmalı; arabamla geçtim.

TOplantı, akademisyenlerin tekelinde geçiyor sanki.

UNESCO bir fon ayırmış da o…

Ezilecek gibi bir hava var!

Açılış konuşması Ö.Nutku'dan;

"- Bizim Meddahımızın arap meddahıyla ilgisi yoktur, dini değildir…" filan anlamında ne bilimsel ne de kilimsel bir savı var hocanın.

İlk itirazım bu tuhaflığaydı; sanki meddahlık Laiklik tasında yıkanıp, vaftiz edilecek.

- Aman hocam Meddah, anlatımına Hakk sözüyle, peygamber kıssaları, evliya menkıbeleriyle başlar ve dini bir öğüt, hadis ile bitirir!..

Hoca, “evsahibi" konumundan vazgeçicek gibi değil;

- ÜNiversitelerde Meddahlık kürsüleri açılmalı... Bütün Meddahlar üniversite mezunu olmalı!.

Yİne ben:

- Aman hocam ne yaptınız Meddahların çoğu okuma yazma bilmezdi. Önemli olan Meddah ın anlattıkları değil, anlatım biçimidir. Yaşamı boyunca tek bir hikayeyi anlatarak ömrünü ve sanatını tamamlamış Meddahlar var. Biri de aslen Vanlı olan Yaşar Kemal in babasıdır. Yazarımızın eşssiz üslubu da babasından gelmedir.

BAşaka bir hanım aldı sazı ele...

- Meddah ın bastonu vardır sandalyeye oturur, hiç kalkmaz!.. 

DAyanamadım;

- HAnımefendi, bir kültür ürünü eylemi bitmişse bitmiştir. Onu konserve eder örneklerini videoya çeker ve saklarsınız Kültürü ileri aktaracak olan onun ruhunu alıp kendi renginizi tadınızı katarak ileriye, günümüzün seyir alışkanlıklarına taşımaktır.

MEsela ben oturuyorum da geziniyorum da barkavizyon da kullanıyorum.

AKademisyen:

- Öyle meddah olmaz!..

- Sİz benim “Meddah"ımı seyrettiniz mi?

- Hayır Seyretmedim; gerek yok!..

- Bİzim de sizi dinlememize gerek yok!..

Dün gece, hep birlikte kaldığımız bu otelde N.T. hanımefendi (O da bir akademisyen) bize bir Meddah gösterisi sundu. Dostumuz rahmetli Haşmet Zeybek'in "Zilli Şıh”ı…

Kİtabı masanın üstüne koydular…

Dönüp dönüp oradan okudular…

Aslında, hikayeyi okuyup bir sindirseler, sonra kendi sözleriyle aktarsalar daha doğru, daha Meddah olacaktı.

Oradan bana nedensiz düşman; Benden sonra GSM ye çöreklenenlerden Alpay Ekler.

"- Ne yani koskoca Profosör bir de ezber mi yapacak?” dedi.

Hemen sessizce eşyamı topladım, ayaklarımı seslice yere vura vura salonu terkettim.

-HAYATTA OYNAMAM kitabımdan-

.

Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @HayattaOynamam , @dikgazete

YAZARIN DİĞER YAZILARI