?>

Malta Ordusunun kurtardığı kaçırılan Türk gemisinin kargosundaki nakit paralar kime ait?

Ömür Çelikdönmez

6 yıl önce

Palau [PW] bayrağı taşıyan 2015 yapımı, 52m × 8m ebatlı,   484 tonajlı  Bunkerıng Tanker türündeki kargo gemisi EL HIBLU 1, İstanbul'da Küçükyalı'dan (kimine göre Tuzla) Trablus istikametinde hareket ettikten sonra Libya açıklarında, Libya'dan hareket ettikten kısa süre sonra tekneleri batan 108 göçmeni kurtarmış ve daha sonra bu göçmenler tarafından kaçırılmıştı. 

EL HIBLU 1 Gemisinin ait olduğu Palau [PW]

Büyük Okyanus'un güneyinde yer 250 adadan meydana gelen Palau ya da resmî adı ile Palau Cumhuriyeti, Papua Yeni Gine'nin kuzeyinde ve 1994’te ABD himayesinden çıktı. Yerli halk dilinde adı 'Belau'dur.

Palau; BM Kudüs oylamasında ret oyu kullanan ülkelerden biriydi. 

12 Mayıs 2016 tarih ve E.35068 sayılı Dışişleri Bakanlığı'nın 07 Nisan 2016 tarih ve 10766179 sayılı yazısı doğrultusunda Palau ile denizcilik alanında işbirliğinin artırılması amacıyla Palau Uluslararası Gemi Kayıt Kurumu yetkilileriyle görüşüldü. 

"Gemi Enkazlarının Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Nairobi Sözleşmesi"nin tarafı konumunda olan Palau ile Sözleşme'de öngörülen sertifikaların düzenlenme şartları ve denizcilik firmalarımıza Palau'nun sağlayacağı kolaylıklar hakkında anlaşmaya varılmıştı.

Libyalı göçmenlerin kaçırdığı iddia edilen "EL HIBLU 1" işte bu ülkenin envanterine kayıtlı. Palau bayrağı taşıyan tanker, 11 Mart’ta bir Türk firma tarafından satılmıştı. 

Libya’dan Malta’ya… Nereye niyet nereye kısmet?

İstanbul Küçükyalı’dan kalkarak Libya’nın Trablus limanına doğru yol alan Palau bayraklı "Elhiblu 1" isimli bir kargo gemisi, denizde mahsur kalan 108 göçmeni kurtarmış ve hedefi olan Trablus’a doğru yola çıkmıştı.

Ancak evdeki pazarlık çarşıya uymadı.

Afrika’ya geri dönmek istemediğini söyleyen göçmenler, geminin kontrolünü ele geçirerek, gemiyi Malta adasına doğru çevirdi. Gemide Türk kaptan, 4’ü Hint ve biri Libyalı 6 kişilik mürettebat bulunuyordu.  Atalarımız boşuna dememiş  “Merhametten maraz doğar” diye…

Malta Askeri Kuvvetleri (AFM) kaçırılan gemiyi kurtardı...

Geminin kaçırıldığı haberi ile teyakkuza geçen Türk Dışişlerinin temasları sonuç verdi ve Malta Askeri Kuvvetleri (AFM), İstanbul Küçükyalı'dan hareket eden ve Libya açıklarında göçmenler tarafından kaçırılan 'El Hiblu 1' adlı tankere müdahale ederek ele geçirdi. 

Aksiyon filmlerini aratmayan operasyonla, AFM Özel Harekât Birliği, geminin kontrolünün kaptana geri verilmesi için gemiye sevk edildi.

Birliğin, AFM P51 Devriye Gemisi, ani müdahale botu ve bir AW 139 helikopteri destek sağladı. P51 destek olmaya ve operasyonu gözlemlemeye devam etti. 

Tanker, mürettebat ve tüm göçmenlere Malta Silahlı Kuvvetleri, Boiler Wharf limanına kadar eşlik etti. Gemi şu anda Malta'nın Boiler Wharf limanında.

Akdeniz'de sözde kaçırılan ve kurtarılan geminin kamuoyuna yansıtılan hikayesi bu! Ne yalan söyleyeyim ben ikna olmadım.

İngiliz bankerler kara para trafiğini Malta’dan yürütüyor...

İngiltere’nin para aklama merkezi Cebelitarık bölgesi.

İngiltere; siyaset ve polis teşkilatı bakımından değil ama hiç şüphe yok ki para aklama olayları açısından, dünyada yolsuzluğun en çok çok yapıldığı ülke olarak biliniyor.  

İngiliz halkı, mali yapının tamamıyla çöktüğünü bilmediği gibi İngiltere’nin dünyanın en büyük yolsuzluk olaylarına karışmış ülke olduğunun farkında bile değildir. 

Çünkü rüşvet olaylarına karışan polis ve siyasilerin hesabını sormak çok zor. Sadece Londra’yı işin içinde sanmayın. Cebelitarık, Malta ve Jersey’e ardına kadar açık kapılardan geçen ve Büyük Britanya’dan gelen kontrolsüz bir para akışı var.

Beyaz Türkler Malta'yı seviyor...

Malta'da her yıl belli sayıda yabancı yatırımcıya vatandaşlık verilmesini sağlayan ve tam ismi Citizenship by Investment (Yatırım ile Vatandaşlık) olan program bir çok Türk sermayedar için çekici.

Malta Hükümet -Resmi- Gazetesi; Bireysel Yatırımcı Programı aracılığıyla vatandaşlığa ulaşmış olanlarla Malta kökenli olanları ve çifte vatandaşlık alanlardan oluşan listeyi 21 Aralık 2018 Cuma günü yayınladığında,  Türk kamuoyunda şaşkınlık tavan yapmıştı. 

Kimler yoktu ki yayınlanan o listede?

Malta vatandaşlığı alan ünlü isimler:

Çiğdem Sabancı Bilen Suzan Sabancı Dinçer Ceyda Sabancı Dinçer Haluk Akay Faruk Bilen Gözdem Bilen Gizem Bilen Can Köseoğlu Kazım Köseoğlu Zeynep Köseoğlu Irmak Köseoğlu Gönenç Gürkaynak Serra Ayşe Başoğlu Gürkaynak Hulusi Kurukahveci Neslihan Akyürek Kurukahveci Hulusi Doruk Kurukahveci Nezih Barut Nesrin Esirtgen İbrahim Barut Mehmet Fatih Karamancı Mehmet Reha Demirdağ Özer Hıncal

Malta off-shore (kıyı bankacılığı) cenneti...

Malta, özellikle yatırım fonları, trust şirketleri, uluslar arası bankalar, sigorta şirketleri, holding ve ticari şirketler için çekici bir ortam sunuyor.   

Finansal hizmetler sektörü ve uluslararası yatırımın geliştirilmesi, hükümetin en başta gelen ekonomik hedefleri arasında.

Ülkede, İngiliz hukuk sistemi geçerli.

Bankacılığı düzenleyen yeni yasalar ile birlikte, "Kara Paranın Aklanmasını önleyici düzenlemeler" getirilse de bu işlem için her türlü kolaylıklar sağlanıyor.

Malta’da kıyı bankacılığı için ayrı bir vergi rejimi olmadığı gibi yabancı sermaye girişinde de kambiyo kontrolü bulunmuyor.

Sermaye çıkışı bazı sınırlamalara tabi olmakla birlikte uluslararası işlemleri etkileyecek mahiyette değildir. Ceza Kanunu’nun 257. maddesi, hem kamu görevlileri ve meslek sahiplerine hem de kurum çalışanlarına meslek sırlarının saklanması zorunluluğunu getirmektedir.

Malta, Yıldırım ailesine de yabancı sayılmaz! "Paradise Papers" olayı... 

Türkçesiyle ‘Cennet Belgeleri’ yani Paradise Papers’ın ilk kurbanı, Akdeniz ada ülkesi Malta’da erken seçimlere sebep olan gazeteci olarak tanınan Daphne Caruana Galizia’ydı ve bombalı saldırıda hayatını kaybetmiş 53 yaşında öldürülen Galizia, otomobilinin altına bomba yerleştirilmesi suretiyle bir suikasta kurban gitmişti.

"Blog gazeteciliği" yapan Daphne Caruana Galizia hükümete dönük yayınladığı yolsuzluk dosyalarıyla büyük ses getirmiş ve süreç erken seçim kararı alınmasına kadar uzanmıştı.

"Paradise Papers"ı Türkiye’de izlenir kılan, belgelerde eski Başbakan Binali Yıldırım’ın oğulları Erkam ve Bülent Yıldırım’ın adlarının geçmesiydi. 

Yıldırım kardeşlerin Malta’da kayıtlı Hawke Bay Marine Co. Ltd ile Black Eagle Marine Co. Ltd adlı iki şirketin hissedarı olduğu ortaya çıkmıştı.

Hawke Bay Marine‘ın Nisan 2004’te, Black Eagle Marine Co’nun in ise Ocak 2007’de kurulduğu, her iki şirketin de deniz taşımacılığı alanında faaliyet gösterdiği anlaşılmıştı. 

Binali Yıldırım, şirketlerin kurulduğu tarihlerde Ulaştırma Bakanı olarak görev yapıyordu. Belgelerde çoğunluk hissesi sahibi Erkam Yıldırım, iki şirketin de direktörü. Paradise Papers’ın yayınlanmasının ardından sosyal medyada Başbakan Binali Yıldırım’ın, Twitter’daki resmi hesabında Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Partinin resmi hesapları dışında sadece Malta Cumhurbaşkanı Marie-Louise Coleiro’yu da takip ettiği bilgisi paylaşılmıştı.

Eski Başbakanı hedef alan bu paylaşımların, sadece bilgi amaçlı olmadığı düşünülmüştü. Bu Kesin. Sanki gizli bir elin itibarsızlaştırma operasyonuydu.

Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlıktan alınma sürecinde muhtemel başbakan olarak ismi geçen dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım;  Singapur’da iki yılda bir yapılan ve dünyanın en önemli gıda fuarları arasında yer alan ve Türkiye’den 34 firmanın katıldığı, 12-15 Nisan 2016’da gerçekleştirilen Food&Hotel Asia 2016 Fuarı’nda kumarhanede fotoğraflanmıştı.

Binali Yıldırım, oğlunun Singapur’da kumar oynarken çekilen görüntülerinin basına yansımasına ilişkin, elinde somut bir bilgi belge bulunmadığını ancak kendisine karşı siyasi bir operasyon olduğuna ilişkin kuşkuları bulunduğunu söylemişti.

Yıldırım ailesinin, "Paradise Papers" belgelerinde Malta’daki Off-Shore hesaplarında kayıtlarının çıkmasının ardından, Resmi T.C. Başbakanlık hesabında Malta Cumhurbaşkanı’nı takip etmesi merak uyandırmıştı. 

Bu merakı giderecek açıklama Başbakanlıktan gelmiş, bu takibin 10 ay önceki ziyarette yapılmış bir nezaketten kaynaklandığı belirtilmişti.

Kaçırılan geminin Kargosundaki dolarlar sahte mi? 

Malta limanına çekilen geminin, ne yük taşıdığına dair herhangi resmi açıklama yapılmadı. 

Ancak dün servis edilen ve Türk medyasında çok az yer bulan Beyrut çıkışlı bir haber, kaçırılan geminin kargosu hakkında zayıf bir ihtimal olsa da belki bir fikir verebilir. 

Sözde, "İşten çıkarılan ve işsiz kalan gazeteciler"in 2013’te  kurdukları "GriHat" isimli bir internet sitesi; "Türk istihbaratının, hükümetin bilgisi dahilinde Libya’da Saddam’ın taktiğini kullanarak, orijinalinden ayırt edilemeyen sahte ‘ikiz dolar’ basımını organize ettiğini ve bu dolarların hükümet operasyonlarında kullanıldığını" iddia etti. 

Ülkesi işgal edildikten sonra, Amerikalılar tarafından yakalanarak idam edilen devrik Irak lideri Saddam Hüseyin, 1990’larda, "ebedi düşman" olarak gördüğü Amerika'nın ekonomisini sekteye uğratmak için o dönem geliştirdiği özel para basma makineleri, özel boyaları ve kağıtları iddialara göre, Libya’ya taşınmış.

İddiaya göre, şu an Libya’da basılan ikiz dolarlar, daha çok Türk devleti tarafından organize ediliyormuş!

Basılan bu dolarlara “ikiz dolar” deniliyor. Bu tekniğe göre mevcut gerçek 100 doların aynı grup ve seri numarası kullanılarak ikizi (yani sahtesi) basılıp piyasaya sürülüyor.

Sitede yer alan iddiaya göre, basılan dolarları Türk istihbaratı, Libya’daki ortaklarına pay ettikten sonra gerisini de uçaklarla Türkiye’ye sokuyormuş.

Yalanın gözü! En İyisi bu yalan makinelerini ceketli hocaefendiye havale etmeli....

İkiz dolarlar, Ortadoğu ülkeleri dışında bazı Afrika ülkelerine de aktarılıyormuş. Canlı para, hiçbir şekilde Avrupa’ya veya Amerika’ya yönlendirilmiyor. Böylece bu dar coğrafyada bazı kişiler zengin oluyor ve para yine bu ülkelerde yatırım ve alışveriş amacıyla kullanılıyormuş! 

Türkiye’yi itibarsızlaştırmak isteyen malum çevrelerin iddialarına göre, Türk hükümeti; Suriye’de kontrol altında tuttuğu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensuplarının maaşını da gerçeğinden ayırt edilemeyen bu ikiz dolarlarla ödüyormuş.

Bu alçaklarda yalanın biri bin para! Amaç Türk düşmanlığı olunca iftirada da sınır tanımıyorlar. 

Neymiş efendim; Türk istihbaratı üzerinden ülkeye sokulan sahte dolarlar aklanabilmesi için yandaş iş insanlarına pay ediliyormuş. 

Parayı uluslararası banka ile yurtdışına taşımak isteyen bazı yandaşlar ise Saddam’ın taktiğini uyguluyor; 50 bin orijinal dolara karşılık 100 bin ikiz dolar ödüyormuş.

İddiaya göre, Libya’dan gelen bu paralar Türkiye’de özellikle 15 önemli iş insanı arasında bölüştürülüyor geri kalanı ise devletin Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki çeşitli harcama kalemlerinde kullanılıyormuş. 

El insaf yahu!..

Bunların yaptığı ne biliyor musunuz?

"Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler" şeklindedir ve: "Kıpti'nin mert olanı, yiğitliğini, kahramanlığını anlatırken hırsızlığını söyler"

Evet geminin kargosunda ne vardı?

Paralar Kime aitti?

Olayı perdelemek için neden göçmenleri bu para nakil olayına bulaştırdılar?

İngilizler bu işin neresinde?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

YAZARIN DİĞER YAZILARI