LOS ANGELES’TE YANGIN MARMARA’DA MÜSİLAJ
İzmir’de de Körfez kirliliği…
Bunların arasındaki benzerliği arz edeyim:
Los Angeles’ın bulunduğu Kaliforniya eyaleti Demokratların kalesi…
Yani;
Aynen bizim İzmir’in CHP kalesi olduğu gibi burası da Demokratların kalesi.
Binaenaleyh;
Demokratlar buraya kimi aday koyarlarsa koysun seçilme şansı yüzde 99…
Haliyle aday da seçildikten sonra keyfe mâ yeşâ (dilediği gibi) tasarrufta bulunabiliyor. Nasıl olsa yapacağı hatayı örtbas edecek ‘trol’ çok.
YANGIN… SU KAYNAKLARI VE TATİL…
Her şey yolunda gittiğinde sorun yok ama tabii (doğal) bir felaket geldiğinde o zaman işler sarpa sarmaktadır. Şimdi olduğu gibi…
Los Angeles’te da yönetim, Allah’ın suyunu Yahudi bir aileye satmış.
“Allah’ın suyu” demişken aklıma Ankara B.Şehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş geldi. O da seçimden önce “Allah’ın suyunu bu kadar pahalı nasıl satarsınız!” deyip, seçimi kazandıktan sonra yüzde 1000’den fazla zam yaptı.
Kaliforniya valisi de benzer bir şey yapıyor!..
Ama onunkisi biraz daha farklı…
O daha kestirmeden giderek, su kaynaklarını satıyor. Yani işi kökten hallediyor.
Yangın başlayıp itfaiyeciler yol kenarlarında bulunan yangın hidrantlarına koşunca bir damla suyun bulunmadığını görürler.
Çünkü Yahudi bir aile, satın almış olduğu “Allah’ın suyunu” kendi tarım arazilerinde kullanmış.
SU NERDE? İNEK İÇTİ! İNEK NERDE? DAĞA KAÇTI! DAĞ NERDE? YANDI BİTTİ KÜL OLDU!..
Film bundan sonra başlıyor…
Ama Hollywood’un çektiği saçma-sapan filmlerden değil, gerçek film.
İtfaiyeciler hidrant noktalarına koşuyor:
- Su nerede?
- Yahudi içti!
Sağa sola koşturup sorumlu arıyorlar:
- Vali nerede?
- Tatile gitti!
Bu arada dağ-taş, ev-araba vs. yandı bitti kül oldu.
“DEPREM TURİSTLERİ”
Bilmiyorum bu manzara bize bir şeyler hatırlatıyor mu?
Hani İstanbul büyük sorunlarla karşılaşırken veya Elazığ’da deprem olduğunda İmamoğlu ya güney sahillerinde tatilde veya Elazığ’a şöyle bir uğrayıp, Erzurum Palandöken kayak merkezine gitmişti ya…
Bunun üzerine de,
Cumhurbaşkanımız, deprem bölgelerine gelip kameralara poz verdikten sonra alelacele kaybolan CHP’liler için “deprem turisti” demişti de alınmışlardı. Haksız mı?
MÜSİLAJ VE “TEMEL ATMAMA TÖRENİ”
Tabii ki, haksız değil.
CHP belediyeleri daha felaket gelmeden rutin işlerini yapmadıkları için her gün yeni bir sakamet haberini alıyoruz.
Mesela şimdi de tüm Marmara’yı müsilaj kaplama tehlikesi baş gösterdi. Kocaeli B. Şehir Belediye Başkanı feryat ediyor:
“İstanbul B. Şehir Belediyesi bu işe el atmasa tüm Marmara’yı müsilaj kaplayacak” diyor… (*)
Ve kendilerinin yılda 700 milyon TL arıtma tesislerinin çalıştırılması için elektrik parası ödediğini nazik bir dille ifade ediyor.
Yani;
Aslında başkan, şunu söylüyor:
Ey İmamoğlu!
“Temel atmama töreni yaparak arıtma tesislerini iptal ettiğini anladık... Bari AK Parti döneminde yapılmış olan arıtma tesislerini tam kapasite çalıştır da müsilaj tüm Marmara denizini kaplamasın!” diyor ama bakalım bu feryadı duyacak mı?
İNGİLİZ BALIKÇI…
Şükürler olsun ki;
Bugüne kadar İstanbul’da önemli bir tabii (doğal) felaket yaşanmadı.
2-3 sene önce azıcık bir kar yağmıştı da İstanbullular yollarda perişan olmuştu.
O sırada İBB Başkanı neredeydi tahmin edersiniz? İngiliz konsolosu ile değil haa!.. İngiliz Büyükelçisi ile lokantada balık yiyordu.
Ne alakaysa…
Bu sırada;
Halkın hizmetinde olması gereken kar küreme araçları da başkan ve büyükelçiye yolu açıp, temizlemekle meşguldü.
CHP PARTİ DEĞİL, VUKUAT PARTİSİ!..
Aslında en önemli vukuat;
İmamoğlu’nun dışişleri bakanına haber vermeden
İngiliz büyükelçisi ile gizli bir şekilde buluşup konuşması idi
Ama…
Bu olay, çabuk kapandı. Daha sonra yapılan seçimlerde CHP, birçok belediyeyi kazanmıştı.
Kazandı ama!..
Vukuatların ardı arkası kesilmiyor.
PKK yandaşlarını aday yapma… Rüşvet… Yolsuzluk… Adam kayırma gibi suçlar, hem de organizeli suçlar hep CHP belediyelerinde oluyor. En son Beşiktaş Belediye Başkanı mezkûr suçlardan yakalandı.
Bunlar herhalde Kaliforniya Valisi gibi düşünüyorlar.
Yani;
“Ne yaparsak yapalım seçmenimiz sağlam: İzmir kalemiz!.. Beşiktaş kalemiz!.. Kadıköy vs. kalemiz yani seçilmemiz garanti. Üstelik arkamızda bu kadar trol varken sırtımızı kim yere getirebilir!” şeklinde düşünüyor olabilirler
Ama…
Bir gün bir Molla Kasım gelip, hesap soracağını düşünemiyorlar.
Bu arada;
İstanbul’la şov yapmanın ötesinde hiçbir ilintisi olmayan birini tekrar başkan seçen İstanbullular da bu çileyi çekmeye devam edecek. Devraldığında tıkır tıkır saat gibi işleyen bir İstanbul’u ne hale getirdi her gün yaşıyor ve görüyoruz.
Allah muhafaza ya büyük bir felaket olursa ne olacak?
Kaliforniya valisi gibi İmamoğlu da tatilden dönüp, işi sevk ve idare edebilecek mi?
Bunu da:
Ona “oy verenler düşünsün” diyeceğim ama biz de bu şehirde yaşıyoruz, bela da geldi mi ayırım yapmaz.
Allah cc cemi cümlemizi yanlış insanları seçmekten ve felaketlerden korusun.
Âmin…
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
Müsilaj haberleri…
https://www.dikgazete.com/etiket/?q=m%C3%BCsilaj
Los Angeles haberleri…