?>

Kusursuz cinayet yoktur!

Selim Çoraklı

2 yıl önce

KUSURSUZ CİNAYET YOKTUR

(Prof. Sevil Atasoy’un deyimi ile “kusursuz cinayet yoktur”. Sinan Ateş cinayeti de kusursuz değildir. Onu katledip bir algı operasyonu ile MHP ve Ülkü Ocakları üzerine atmaya çalışan caniler ve azmettiricilerin Pennsylvania ve İP bağlantıları, bir bir deşifre oluyor.)

Rahmetli Sinan Ateş’in ölüm günü ve ölümünden 5 gün sonraÖLÜM ÜZERİNDEN KİM NEYİN PEŞİNDE (*) ve “SİNAN ATEŞ ÜZERİNDEN DÖNEN FETÖKULLİ İŞLER” (**) başlıkları altında iki yazı kaleme almıştım.

Bu yazılarda özet olarak cinayette yaşanan kafa karıştıran işlere, cinayetin netice itibariyle kime yaradığına, bu cinayette FETÖKULLİ işler döndüğüne dikkat çektim.

Makalelerde Sinan Ateş’in cinayete kurban gitmeden önce (2019 yılı) İP ve genel başkanı Meral Akşener için, “İP zaman kaybıdır. Ayıplıdır, arızalıdır, sakıncalıdır. Kandil ve Pensilvanya’nın ileri karakoludur. İP Başkanının ülkücülere haydut demesi, tek kelimeyle kokuşmuşluktur. Bununla birlikte ülkücüye haydut demek şerefsizliktir. Liderin evlatları Ülkü Ocakladır.” şeklinde açıklama yapmasına dikkat çekerek failler aranacaksa burada aranması gerektiğinin de altını çizmiştim.

Yine Sinan Ateş’in kalleşçe öldürülmesinin ardından MHP ve Ülkü Ocaklarına yönelik başlatılan saldırının altında daha baştan beri bu şeytani örgütün FETÖKULLİ tezgâhlarından biri olabileceğini yazdım.

Çünkü MHP ve Ülkü Ocaklarına saldıran hesaplara baktığımızda ya ODATV, Halk TV, Solhaber, Cumhuriyet, Yeniçağ vb. sol ve İP yanlısı gazete, dergi ve internet sitelerinden ya da sosyal medya üzerinden FETÖ’cü trol hesaplarından yapılıyordu.

Bu kaynağı belli olan hesaplardan Sinan Ateş cinayetini işleyenlerin, MHP ve Ülkü Ocaklarının üst düzey yöneticileri olduğu iddilarını isim isim açıklamaya başlamışlardı.

Bir kısım kendini milliyetçi ve ülkücü zanneden saflar ise hemen bu tür hesapların gazına gelerek işlenen bu cinayeti MHP ve Ülkü Ocaklarına yıkmanın gayretine girmişti.

Bu kişilerin çoğu ya MHP’de aradıkları mamaları bulamayanlar ya da başka sebeplerle MHP ve Ülkü Ocaklarına düşman kesilenlerdi. Aslında yapılan bir seçim öncesi MHP ve Ülkü Ocaklarına yönelik açık biçimde bir operasyondu.

Yine kaleme aldığım bu makalelerde Rahmetli Mahir Kaynak’ın, “Bu tür cinayetlerde faili bulabilmek için sonuç itibariyle olayın kime yaradığına bakmak gerekir.” demesine dikkat çekmiş ve bu ölçülere göre Sinan Ateş’in öldürülmesi, netice itibariyle şimdilik sadece MHP ve Ülkü Ocaklarına zarar verdiğine göre failleri bu iki kurumun dışında aramak gerektiğini yazmıştım.

Cinayetin üzerinden geçen zaman içerisinde emniyet güçlerimiz, üzerlerine düşen vazifeyi hakkıyla yapmış ve cinayete adı karışan, tetikçilik yapan, azmettiren 18 kişiyi yakalayarak adalete teslim etmişti.

Aradan geçen zaman içerisinde makalelerde yazdıklarımı doğru çıkaracak birçok hadise gerçekleşti ve bu cinayeti MHP ve Ülkü Ocaklarına yıkmak isteyenlerin planları boşa çıktı.

Rahmetli Sinan Ateş’in ölüsünden bile nemalanmaya çalışan haysiyetsizlerin algıları yerle bir oldu.

Bu hadiseler yaşanırken İp Genel Başkanı Meral Akşener’in danışmanlarından Dr. Hakan Sami Özvarınlı, “Twitter” hesabından şu ilginç açıklamayı yaptı:

“Sinan Ateş’in şehit edilmesiyle alakalı gerçekler ortaya çıkınca İYİ Parti’den neden ayrıldığımı Ülkücü kardeşlerim daha iyi anlayacak. Fırat yılmaz Çakır’ı şehit eden teröristin sponsoru İYİ Parti’den vekil yapıldı, bunu unutmayın. Sinan Ateş’in şehit edilmesiyle alakalı dosyasından çıkacak isimlere de iyi bakın, o zaman anlayacaksınız.”

Özvarınlı ne demek istiyordu?

Sinan Ateş cinayetinde İP ile bağlantılı birileri mi vardı?

Bunları eminim bir savcı, Özvarınlı’ya sormuştur. Ancak işin ilginç yanı, bu açıklamalardan sonra medyaya yeni gelişmeler yansıdı.

Sinan Ateş cinayetinde, İP’li Uğur Poyraz ve Koray Aydın bağlantıları tespit edildiği iddia edildi. Cinayet delillerini karartmaya çalışan savcının deşifre olduğu ve bu hususta çok yakında tüm delillerin ortaya çıkacağı yazılıp çizildi.

“Twitter” üzerinden “Avanak Apti” “@secmecebunlar9” isimli hesaptan Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz’ın büyük bir gazeteciliğe imza atarak Sinan Ateş ile cinayet azmettiricisi Doğukan Çep’in aynı karede yer alan resmini paylaştığını yazdı.

Bu paylaşımın ardından ise birbiri peşine “16 Twit” atarak bu cinayetin bağlantılarının MHP ve Ülkü Ocakları ile değil, aksine İP ile ilişkili olabileceğini iddia etti.

Bu açıklamalar yenilir yutulur cinsten iddialar değildi.

Neticede geçmişte Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış Sinan Ateş, karanlık bir cinayete kurban gitmiş ve suç yapılacak seçim öncesi MHP ve Ülkü Ocaklarına yıkılmaya çalışılmıştı.

Ben de bu dönemde yapılan bu algı operasyonunun MHP’ye geçmişte FETÖ’cüler tarafından kurulan kaset kumpasından sonra yapılan ikinci büyük bir komplo ve bunun arkasında Pennsylvania’nın olduğunu açıklamıştım.

Bütün bu hadiselerin arkasında FETÖ’nün militanı olan ve kırmızı bültenle aranan Cevheri Güven’in çıkması ise beni hiç şaşırtmadı.

“Twitter” üzerinden “Avanak Apti” “@secmecebunlar9” isimli hesaptan yayınlanan iddiaları noktasına virgülüne dokunmadan buraya alıyorum:

 

1) Sözcü Gazetesinden İsmail Saymaz büyük bir gazetecilik başarısına imza atarak Sinan Ateş ile cinayetin azmettiricisi Doğukan Çep’in aynı karede yer aldığı fotoğrafı paylaştı.

2) İsmail Saymaz’ın ortaya çıkardığı fotoğrafın Sinan Ateş’in yaptığı bir İstanbul ziyaretinde çekildiği ve fotoğrafta Ateş cinayetinin azmettirici Doğukan Çep’in de yer aldığı görülmektedir. Çep o sırada başka bir cinayet suçundan aranan firari durumundaydı!

3) Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi olan Doğukan Çep yakalanması sonrasında verdiği ilk ifadede Sinan Ateş ile defalarca görüştüğünü, kendisine söz verdiği halde Yargıtay’daki dosyasının takibi konusunda yardımcı olmadığı için Ateş’e husumet beslediğini belirtmişti.

4. Sinan Ateş cinayeti bütün çıplaklığı, delilleri ve itiraflarıyla ortadayken, Seçimler öncesinde gizli bir merkezden düğmeye basılarak Milliyetçi-Ülkücü Harekete yönelik büyük bir kumpas süreci başlatılmıştır.

5) Bu karanlık operasyon merkezinin İyi Parti üzerinden FETÖ’ye uzandığı netleşmiştir. Nitekim faili yakalanmış cinayet üzerinden Milliyetçi-Ülkücü Harekete saldırıların FETÖ’cü sosyal medya hesapları ile İYİ Parti iltisaklı kişilerin yaptığı ortaya çıkmıştır!

6) Bu noktada; Sinan Ateş cinayeti üzerinden İyi Parti yönetiminin akbaba gibi siyasi rant devşirmesi, bu yüzden de öteden beri yargı içerisinde gizlenmeyi başarmış, kendilerine yakın kripto FETÖ’cü bir savcı üzerinden operasyon yürüttüğü kayıtlarla ortaya çıkmıştır!

7. Sinan Ateş cinayeti sonrasında, kendisinin “nöbetçi savcı olmaması ve cinayet dosyalarına bakan başsavcı Vekilliği görevinde bulunmamasına” rağmen bu cinayetin dosyası neden Durdu Özer’e verilmiştir? Bu aşamada kim ya da kimler devreye girmiş ve kumpas sürecini başlatmıştır?

8) Dosyanın kendisine verilmesi sonrasında Savcı Durdu Özer ile İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz arasında gerçekleşen ve HTS kayıtları ile MİT raporlamalarında yer aldığı belirtilen telefon görüşmelerinde neler konuşulup, hangi konuda anlaşma yapılmıştır?

9) Kayıtlardaki o görüşmelerde; İP’li Poyraz’ın Özer’e: “14 Mayıs’ta seçimi kazanıyoruz. Erdoğan ve Bahçeli gidici, sen cinayeti MHP ve Ülkü Ocakları ile bir şekilde ilişkilendir. Gerisini hallederiz. Seni de yargıda iyi bir yere getireceğiz merak etme” dediği ifade edilmektedir.

10) Koray Aydın’ın özel kalemi ile yakın dostluğu bulunan ve İP’le ilişkilerini bu kanaldan yürüten Savcı Özer’in Sinan Ateş cinayetiyle ilgili bu kişiyle zaman zaman istişare yaptığını hâkiminden mübaşirine kadar herkes bilmektedir!

11) Durdu Özer’in para ve özellikle silahlara karşı zaafı olduğu, yakın çevresindeki kişilere ‘’silahını getir de bir seveyim’’ diyerek açıktan silah hediyesi talep ettiği ve Sedat Peker gibi suç örgütü liderlerinden silah ve benzeri hediyeler aldığı herkesçe bilinmektedir.

12) Kariyer planını 14 Mayıs seçimlerinde Erdoğan’ın kaybetmesi üzerine kurgulayan Özer, seçimlerde Cumhur İttifakının büyük başarısı sonrasında korku ve paniğe kapılmıştır.

13) Korkudan ne yapacağını bilemeyen Savcı Durdu Özer, önce telefonlarını değiştirmiş, sonra makam ve konutundaki bazı özel evrakları imha etmiş ve buralarda bulunan ruhsatsız silahları bilinmeyen bir adrese taşımıştır. Ne var ki; Devlet kendisini adım adım takip ediyor!

14) Paniğe kapılan Savcı Özer, İP’li Uğur Poyraz’ı arayarak, “Beni kandırdınız, seçimi alamadınız. Hani kazanıyordunuz. Bu işten nasıl sıyrılacağız?” diyerek yardım istemiştir. Poyraz’ın ise, “Kaybettiysek hepimiz kaybettik, yapacak bir şey yok.” diye terslediği kayıtlara düşmüştür.

15) Yurt dışına kaçmayı dahi düşünen Savcı Özer, yakın çevresindeki siyasilerden kendini kurtarma talebinde bulunmaktadır. Türk adaletinin saygınlığına gölge düşüren, Milliyetçi-Ülkücü Harekete yönelik kumpasın parçası haline gelen D. Özer’in itirafçı olmaktan başka çaresi yok!

16) Milliyetçi-Ülkücü Harekete aşağılıkça kurulan bu kumpas, devletin raporlarında çökmüş, FETÖ’nün planları boşa çıkmıştır. Türk devletinin FETÖ ile mücadelesi dün olduğu gibi bugün de tüm hızıyla devam ettirecektir. Yarına kalır da kimsenin yanına kalmaz!

Yukarıdan beri yapılan paylaşımları dikkatle incelediğimizde Sinan Ateş cinayetinin faillerinin kim olabileceği açık biçimde ortaya konmaktadır.

Sinan Ateş cinayetinin ardından failleri MHP ve Ülkü Ocaklarında arayan İP’lilerin gerçek maksatlarının “Cambaza bak!” olduğu da böylelikle ortaya çıkmış olmaktadır.

Kim ne yaparsa yapsın, mutlaka karşılığını görecektir.

Sinan Ateş cinayetine karışan kim varsa mutlaka adalet önünde hesap verecektir. Ancak bu cinayeti daha failler bile bilinmezken MHP ve Ülkü Ocakları üzerine yıkmak isteyen İP, ODATV, Halk TV, Solhaber, Cumhuriyet, Yeniçağ vb. sol ve İP iltisaklı karanlık çevrelerin, Pensilvanya bağlantıları er veya geç ortaya çıkmıştır/çıkacaktır.

Bu cinayeti, MHP ve Ülkü Ocaklarının üzerine atmaya çalışanların yalanları da bir bir suratlarında patlayacaktır.

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in, dün İP’in kuruluş sürecinde Meral Akşener’den yana tavır alan Mahmut Korkmaz, Alpaslan Alpaslan ve İbrahim Sungur ile çekildiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşmasının bu olayla ilişkisi var mı?

Onu da olayı soruşturan savcıların araştırması ve ortaya çıkarması gerekir.

Netice itibariyle iddialara göre Sinan Ateş, ölümünden birkaç gün önce “twitter” hesabından aşağıdaki fotoğrafı paylaşmış ve altına şunları yazmıştı:

“Ülkücüyüm demenin zor olduğu günlerde ülkücülük davası uğruna mücadele veren davamızın aksaçlılarıyla..”

Televizyonda geçmiş yıllarda yayınlanan “Kanıt” isimli bir dizinin bütün bölümleri dünyaca ünlü Adli Tıp uzmanı ve kriminolog Prof. Sevil Atasoy’un şu repliği ile bitiyordu:

“UNUTMAYIN, KUSURSUZ HİÇBİR CİNAYET YOKTUR.”

Er veya geç Sinan Ateş’e kıyan caniler de işledikleri cinayetin hesabını kanun önünde mutlaka verecektir.

Bir algı operasyonu ile cinayeti MHP ve Ülkü Ocakları üzerine yıkmaya çalışan cani azmettirenler de ortaya çıkacaktır.

Sabırla bekliyoruz.

.

Selim Çoraklı, dikGAZETE.com

(*) https://www.dikgazete.com/yazi/olum-uzerinden-kim-neyin-pesinde-5192.html

(**) https://www.dikgazete.com/yazi/sinan-ates-cinayeti-uzerinden-donen-fetokulli-isler-5207.html

YAZARIN DİĞER YAZILARI