?>

Külliye savaşlarının gölgesinde bir istifanın perde arkası

Ömür Çelikdönmez

4 yıl önce

Hatırlarsanız, Doların Türkiye’de düşüşe geçeceğini 3 Kasım 2020’de gündeme taşıdım.

Hatta bu iddiamın devamında; “ABD başkanlık seçimi sonrası dolar operasyonu var. ABD, dolar toplayacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dolara yönelimin önünü kesmek için faiz oranlarını yükseltmeye hazırlanıyor. Dolarları fırsat varken şimdiki kur üzerinden bozdurmalı" diye yazmıştım. 

Bunu yazdıktan bir gün sonra, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AK Parti milletvekillerine ekonomi brifinginde “Dövize müdahale yok!” mesajı verdi.

Onun teorik doğrusu pratik yanlışı oldu. Ancak ekonominin tek patronunun kendisinin olmadığı, Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal görevden alınarak yerine Maliye eski Bakanı Naci Ağbal’ın atanması ile teyit edildi. 

Arkasından kendisi de beklenilmeyen bir tarzda devlet teamüllerini hiçe sayan bir yöntemle istifasını bastı gitti. 

Görevden af” talebi, uzun sayılabilecek bir süre muallakta kaldı. 

Yok sosyal medya hesabı “hack”lenmiş, yok istifa duyurusu imla hataları ile doluymuş gibi alakaya maydanoz yorumlar yapıldı. 

Yahu adam, Hazine ve Maliye Bakanı, “Edebiyat Profesörü” değil ki?

MHP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın, Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifasına nasıl baktı?

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Soylu'nun görevden ayrılma talebine ilişkin, “MHP, mezkur istifanın kabul edilmemesinden ziyadesiyle memnundur” değerlendirmesinde bulunmuştu. 

Aynı tepkiyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı olmasına rağmen Berat Albayrak'ın, Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifasından esirgedi. 

Berat Albayrak'ın TV ekranlarına çıkıp, “Bakın burası çok önemli, ekonomi iyiye gidiyor” gibi akıllara ziyan açıklamaları Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı MHP grubunu tatmin etmediğinden, bizzat MHP lideri Bahçeli’nin talimatı ile özellikle İstanbul’da “Askıda Ekmek”  kampanyası başlatıldı. 

Askıda ekmek” projesi, MHP lideri Bahçeli'nin yüzde 15'lik ekmek zammı çıkışı sonrası gündeme geldi. 

Devlet Bahçeli, çok zarif bir şekilde, kırmadan dökmeden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın izlediği ekonomi politikasının Türkiye’yi ne hale getirdiğini bu kampanya ile gözler önüne serdi.

İnceden inceye eleştirdi. 

Nitekim son grup toplantısında bu konuya hiç değinmemesi dikkat çekici değil mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da MHP'nin “Askıda Ekmek Kampanyası”na ilişkin, "Bizim fakirliğimizi, bu iktidarın 18 yıl sonunda bizi getirdiği rezilliği bundan daha iyi dünyaya anlatamazsınız. O nedenle Sayın Bahçeli'ye yürekten teşekkür ediyorum" demişti. 

El altından paslaşma” dediğin böyle olur.

Albayrak’ın istifa sürecinde, Bahçeli’nin ne kadar başarılı olduğunun takdiri sizin. 

Berat Albayrak'ın istifasının perde arkası…

Berat Albayrak'ın istifasının arka planında neler yaşandığına dair bilgilerin birinci kaynağı bizzat kendisi. 

Sosyal Medya hesabından duyurduğu istifa metnine yansıyan haleti ruhiyesi günümüz deyimiyle ‘psikolojisi’ tahkik ve tahlile muhtaç. 

İstifa metni buram buram eşinin babası Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sitemlerle dolu. 

Sayın Cumhurbaşkanı’nın sıklıkla kullandığı “At izinin it izine karıştığı” ifadesine istifasında yer vermesi, yönetim kademesinde yaşanan kaos ve krizi çok net ifade etmiyor mu? 

Yine dini terminolojiden ödünç aldığı “Hak ve batılı ayırt etmenin zorlaştığı böyle bir çetin zamanda…”  cümlesi, kim ne derse desin özenle seçilmiş.

Bu, “çetin zaman”ın içini nasıl doldurursunuz bilmem ama kendisi son cümlesinde “Gaybi, kalpleri ve hakiki niyetleri bilen mutlak güç sahibi Cenab-ı Allah, bizleri Sırat-ı Müstakimden ayırmasın. Sonumuzu hayreylesin…” diyerek hiç de geleceğinden umutlu olmadığını anlatmıyor mu?

Kendisini bu denli ailesine  ve  siyasi partisine keskin bir tavır almaya yönelten etkenler ne olabilir? 

Yaşanan istifa sürecinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne yakın kaynaklar, “Bu daha çok, aile içi bir metin” diyerek meseleye farklı baktılar. 

Hatta CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın; “Saatlerdir Hazine ve Maliye Bakanı istifa etti mi belli değil. Aile kavgası ekonomiyi batırıyor. Milletimiz tek adam rejiminin kaprislerini çekmek zorunda değil”  çıkışı, bu yaklaşımı doğruluyor gibi. 

Ancak haddim olamayarak ben bu krizin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rağmen yaşandığını ve sonuçlandığını düşünüyorum.

Berat Albayrak gibi aileden birisinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı adeta hiçe sayarcasına sosyal medya üzerinden istifasını duyurması sizce normal mi?

“Yaklaşık beş yıldır sürdürdüğüm bakanlık görevime sağlık sorunlarım nedeniyle artık devam edememe kararı aldım” diyen Berat Albayrak, genç ve dinamik birisi. Eskilerin tabiri ile “taşı sıksa suyunu çıkarır”. Ne gibi sağlık sorunu olabilir ki?

Bu cümledeki kritik ifade, “artık devam edememe” durumuna vurgu yapılmasıdır. 

Neden devam edememe?

Bu sorunun cevabı da istifasının sosyal medyadan duyurulmasının sonrasında bakana ulaşılamamasıdır.

Nitekim, Albayrak’ın “Instagram” üzerinden istifa etmesine yakın çalışma arkadaşları, danışmanları bile bu duruma şaşırdı. Ona ulaşmak için aradılar, fakat bakanın telefonu kapalıydı. Bu arada Albayrak’ın “Twitter” hesabını da sildiği anlaşılmıştı. Sonradan Berat Albayrak'ın şahsi “Instagram” hesabını da kapattığı ortaya çıktı. 

Telefonu açmadı mı açamadı mı?

Diyelim ki emri altındaki bakanlık yetkilileri kendisine ulaşamadı, peki hükümetin başı, eşinin babası kendisine ulaşabildi mi?

Berat Albayrak’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonuna çıkmama şansı var mı?

Halen daha ortalıkta görülmemesi, kimi kaynaklara göre Trabzon’da babası Sadık Albayrak’ın yayla evinde, eşi ve çocukları ile bulunduğu iddiaları, tabi, ki tahkike muhtaç.

Hatta sağlık problemleri nedeniyle (biyolojik mi? psikolojik mi?) Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda yapılacak devir teslim törenine katılamayacağı açıklandı. Bu açıklama, Berat Albayrak tarafından değil, istifa ettiği bakanlık tarafından yapıldı. 

Muharrem İnce’yi kaçıranlar, Berat Albayrak’ı kaçırdı mı?

Gerek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Bakanı olmasından gerekse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olmasından dolayı, çepeçevre koruma kalkanı ile güvenliği sağlanıyor. Dolayısı ile onu bu şartlarda kaçıracak adam anasından doğmamıştır. Lakin  her türlü ihtimali ele almak daha sağlıklı bir değerlendirmenin yöntemidir.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı CHP’li Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının açıklandığı 24 Haziran gecesi, ortadan kaybolmuştu.

Hatta Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin yapıldığı 24 Haziran gecesi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, Yüksek Seçim Kurulu’nda (YSK) rehin tutulduğu iddialarını ele almış, “Muharrem İnce, Yüksek Seçim Kurulu’nda (YSK) rehin tutulmaktadır. ‘Dediğimizi yapmazsan yarın kan gövdeyi götürür’ denmiştir. Koruma polisi, bunu merkeze iletmiştir. İnce’nin eşi de ortada yok” iddiasını gündeme taşımıştı. 

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da; “Yok, Muharrem İnce’yi kaçırmışlarmış. -Yok, Muharrem İnce rehin tutulmuşmuş. -Yok, İnce’nin eşini rehin almışlarmış. -Yok, albaylar falan devreye girmişmiş. -Yok, İnce’yi Saray’ın bir odasına kilitlemişlermiş. Falan…” ifadelerine yer vererek, yorumsuz bir duyurma gerçekleştirmişti.   

Şimdilik bilmiyoruz ama gün gelir hakikatlerin ortaya çıkma gibi özelliği vardır. Eğer İnce’nin kaçırılması veya rehin tutulması doğru ise “İnce’yi kaçıran albaylar”ın Albayrak’ı da kaçırmış olmaları ihtimal dâhilinde olabilir mi?

Berat Albayrak’ın istifası, Pazar Akşamı saat 19:20’de sosyal medyadan servis ediliyor.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklama 26 saat sonra 21:57.

Tam 26 saat sonra "Cumhurbaşkanımızca yapılan değerlendirme sonunda Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak'ın görevden af talebi kabul edilmiştir" denildi.

Konuyu değerlendiren bir dostum, Albayrak’a bir şekilde ulaşıldıktan sonra istifasının işleme konulmuş olabileceğini söyleyince “Nasıl yani!..” demiştim.

Dedi ki; “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu Ajansı'nın haber yapmasına karşı çıkmış!..

Cumhurbaşkanı’nın istifadan önceden bilgisi var mıydı?” sorusuna  da kısaca “Olduğunu sanmıyoruz…” deyince benim kafam iyice karıştı.  

Ben mırın-kırın edince, “Yahu hoca aklını çalıştır, Cumhurbaşkanı Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfedildiğini açıkladığı törende damadı Berat Albayrak’a defalarca teşekkür etmedi mi? Adeta onu kahraman ilan etmedi mi? Hatta Cumhurbaşkanının bu teşekkür tekrarında ısrarını bazı çevreler parti içinde damadına yönelik tenkitleri kesmek istemesine bağlamadılar mı? Berat Albayrak’a yönelik eleştirilerin önünü almak için yaptığı söylenmedi mi? Bu olayın üzerinden daha üç ay geçmeden neden durum durup Damadını görevden alsın?”  bu sorulara cevap veremedim.

Benim istifa sürecinin sonunda anladığım şu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “kendisine yönelik eleştiri” olarak anlaşılabilecek ifadelerine rağmen, damadına karşı kullandığı naif üslup, hem İletişim Başkanlığı’nın açıklamasında hem de bugün yani 11 Kasım 2020’de TBMM AK Parti Grup Toplantısında kendisine teşekkür etmesi, büyük hizmetlerde bulunduğunu söylemesi, Berat Albayrak’ın istifasında başka faktörlerin olduğunu gösterebilir.

Neticede döviz lobisi kaybetmiştir; Türk Lirası değerlenmektedir,  “Pelikancılar’ın saçları lüle lüle, onlara güle güle” diyen karşıtları, zil takıp oynamaktadır.

Ayrıca Erdoğan sonrası Cumhurbaşkanlığına aday olacağı söylenen Berat Albayrak’ın bu hayali de tedavülden kalmıştır. Geçmiş olsun!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

YAZARIN DİĞER YAZILARI