Her türlü musibet ve hastalığa karşı tedbir almak, insanoğlunun hayatını kaliteli şekilde sürdürmesi için önem taşımaktadır.
İçerisinde yer aldığımız koronavirüs (Kovid-19) imtihanı için evde kalmak, uzmanların önerdiği güvenli bir liman.
Koronavirüsten korunmak ve hastalığın yayılmasını önlemek için, bireylerin kendilerini ev ortamında izole etmeleri önem taşımaktadır.
Hareketsizlik, insanın bağışıklık sistemini zayıflattığı gibi, bu süreçten en çok etkilenen kesim, toplumda “engelli” olarak isimlendirilen “özel gereksinimli - dezavantajlı bireyler” olmaktadır.
Bu sürecin kısa sürede atlatılması için, uzmanların görüş ve önerileri değer taşımaktadır.
Malatya İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ilkım, konu hakkında görüşlerini, “Engelli bireylerde hareketsizlik” başlığı altında bizlerle paylaştı;
“Ülke olarak zor zamanlar geçirdiğimiz bu günlerde, gerek toplumsal gerekse bireysel sorumluluklar taşımaktayız. Toplum sağlığını ilgilendiren konuda yetkililerin çağrısına herkesin harfiyen uyması gerekir.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Korona virüs salgını özellikle yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireyleri etkisi altına almaktadır.
Engelli bireyler, toplum içerisinde bağışıklık sistemi zayıf olan ve koruma altında olması gereken kişilerdir. Ayrıca engelli bireylerimiz doğası gereği toplumla iç içe olması gereken kişilerdir.
Hem toplumla iç içe olacaksın hem de evden çıkmayacaksın düşüncesi biraz mantığımızı zorlasa da engelli bireyler, süreçten olumsuz etkilenmemeleri için bazı tedbirler alınmalıdır.
Ülke nüfusunun ortalama yüzde 12’sinin engelli bireylerden oluştuğunu düşündüğümüzde bu bireylerin hiç de göz ardı edilmemesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Peki neler yapmalıyız?..
Kabul etmek gerekirse engelliliğin birçok çeşidi vardır.
Görme engelli, bedensel engelli, zihinsel engelli, işitme engelli süreğen hastalığı olan engelliler vs. hepsinin ortak noktası, birilerinin koruması ve sorumluluğunda olmalarıdır. Genel anlamda engelli bireyler, bir kazanımı zor elde ederler fakat erken kaybederler.
Örneğin zihinsel engelli bireyler, eğitim-öğretim aşamasında okuma yazmayı çok zor kavrarlar ancak tekrar edilmediği zaman, çok kolay unutabilmektedirler.
Bu nedenle, ailedeki diğer bireylere sorumluluklar düşmektedir.
Eğitim-öğretim konusunda, ailelerin özellikle okul ve rehabilitasyon merkezindeki öğretmenle irtibat halinde olmaları ve öğretmenden gelen talimatlara uymaları gerekmektedir.
Mutlaka günlük tekrarların ev ortamında yapılması gerekmektedir.
Gelelim hareketsizlik durumuna; bilindiği üzere insan, hareketli bir varlıktır.
Doğası gereği hareketsiz duramaz. Ancak yukarıda da belirttiğimiz sebeplerden dolayı özellikle sağlıklı bir metabolizma gereği özel bireylerimizin hareketli olması kaçınılmazdır…
Ev ortamında bireylerimizin öncelikle sıkılmamaları ve sedanter bir yaşantı sürmemeleri adına sosyal etkinlikleri çoğaltmamız gerekmektedir.
Bunlar resim etkinlikleri, müzik etkinlikleri, okuma etkinlikleri basit akıcı hikâyeler vs. egzersiz olarak da ev içerisinde düzenli yürüyüşler (yorucu olmamak adına), şınav, mekik ve basit açma germe hareketleri yapabilirler.
Egzersizleri yaparken bireylerin engel durumlarını mutlaka göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Bireylerin hareketsiz olmamaları için önlemler almak zorundayız.
Gün içerisinde mutlaka bireyleri birkaç defa balkona çıkartıp temiz havada bol oksijen almalarını sağlayalım. Ayrıca yine gün içerisinde birkaç defa kullanılan odaları havalandıralım.
Mümkün olduğu kadar (akrabalar dahil) bu süreçte eve misafir kabul etmeyelim.
Medyadaki ürkütücü haberlerden bireylerimizi uzak tutalım ve bizler de bu tür haberlere takıntılı olmayalım.
Sık sık sohbet ortamı oluşturalım ve sosyal mesafeyi koruyalım.
Günlük hijyen kurallarına öncelikle kendimiz uyalım ve bireylerimizi de alıştıralım.
Bilgisayar ve cep telefonlarıyla oynamayı çok seven bireylerimizi lütfen bağımlı olmamaları konusunda özenli ve titiz davranalım.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileğiyle…”
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com