?>

Koronavirüs süreci ile engellilik imtihanı!..

Ahmet Gülümseyen

5 yıl önce

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla mücadelede seferberlik ilan edilmiş durumda… 

Böyle durumlarda, insanoğlunun varolma gayesini anlamasında ya hidayet ya da ölüm, yardımına koşar. 

İçinde yer aldığımız imtihanın kimin için ne manaya geleceğini bilemesek de insanlığın doğruya ulaşmasında önemli bir araç olduğuna-olabileceğine şahit olmaktayız. 

Buradan hareketle, ölümü musalla taşındaki cenazeyi gördüğümüzde hatırlamaktan çıkarıp, dünyanın beşeriyetini ve hayır yoluna yönelmemiz, hafızamız ve amellerimizi de zinde tutmamız gerektiğini anlıyoruz. 

Koronavirüs tedbirleri arasında neyin olması gerektiği konusunda, dış basında (Amerika Newsweek Dergisi) Peygamber Efendimiz’in, “Bir yerde veba salgını duyarsanız, oraya girmeyin; veba sizin bulunduğunuz yerde çıkarsa, o yeri terk etmeyin” Hadis-i Şerif’i paylaşılıyor. 

Yine “Temizlik, imanın yarısıdır. Uyandıktan sonra ellerinizi yıkayın; uyurken ellerinizin nereye hareket ettiğini biliyor muzunuz? Yemekten önce ve sonra ellerinizi yıkayınız” Hadis-i Şerif’ini kaynak göstererek, temizlik vurgusu yapılıyor. 

Allah (cc) düşünme ve ders alma hususunda “Secde Suresi”nde buyuruyor;

“O Allah ki, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunan her şeyi altı günde yarattı, sonra da arşı üzerine istivâ etti. Sizin O’ndan başka ne bir dostunuz ne de bir şefaatçiniz vardır. Hâlâ düşünüp ders ve öğüt almayacak mısınız?”

Rabbim ders alanlardan eylesin inşallah…

Bir ‘virüs’ bizlere neleri hatırlattı, anlayabiliyor muyuz!

Hayatın anlaşılması için insanoğluna rehber olarak gönderilen kutsal kitabımızda yer alan “Her can ölümü tadacaktır. Sizi imtihan olarak hayr ve şer ile deniyoruz” (Enbiya-35) ayetinde, insan olarak ne kadar acziyet içerisinde olduğumuz, bir o kadar da sorumluluk taşıdığımızı idrak etmemiz gerektiğini anlıyoruz.

Peygamberimiz buyuruyor; “Allah sizin görünüşünüze, malınıza, mülkünüze bakmaz; yalnızca kalplerinize ve amellerinize bakar.”

Şimdi soruyoruz; “İnsanlığın içinde yer aldığı virüs imtihanında, insanların ırkı, rengi, parası, malı, mülkü ve rütbesinin ne hükmü, değer taşıyabilir ki?”

Virüs ile mücadele sürecinde gündemde yer edinen “Sorun evrensel, mücadele ise ulusal” sözüyle, konunun belirli sınırları kapsamadığını görmekteyiz. 

Böyle bir durumda yapılması gereken, insanın fiziksel ve ruhsal olarak kendini ‘gözden’ geçirmesi…

Sadece içinde yer aldığımız ve başımıza gelenlerle imtihan olduğumuz zaman dilimi, toplum üzerinde bırakacağı farklı etkileşim ve tesirlerle, elbette geride kalacaktır. 

Önem taşıyacak olan ise yazılacak ve hatırlanacaklar olacaktır.

Her bir olaydan ne denli ders/dersler çıkarıyoruz!

“Dün ile bugünün eşit olmamasının gerekliliği”, hayatımızın bundan sonraki sürecini nasıl idame ettirmemiz gerektiği durumlar. 

Tüm bunları dillendirirken, hemen aklımıza insanlığın bugüne kadar verdiği farklı imtihanlar geliyor. 

Evlat hasretiyle ağlamaktan gözlerini kaybeden Hz. Yakup, yakaladığı amansız hastalıktan dolayı Rabbine sığınan Hz. Eyüp, görme, işitme, bedensel engelliyle imtihan olan, Peygamberimiz tarafından hayatın değişik aşamalarında görev alan sahabelerin hayatlarını okumaktayız.

İnsanın insana karşı üstünlüğünü takvada fazilet kılan İslam dini, kulağı duymayan, konuşamayan, güçsüz, yaşlı, genç, çocuk, bir uzvu eksik veya hiç olmayan, kısacası insanın insana karşı üstünlüğünün ancak takvada olduğunu emreden bir dinin mensupları olduğumuzdan, ne kadar şükretsek azdır. 

Bu vesileyle Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye söylediği, “Ey oğul! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözünü de hatırlayarak, yazımızı tamamlayalım inşallah…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI