Duyarsızlığa vicdanınızın rıza göstermediği durumlarda, sonuca ulaşmak için, bazen yazdığını bir kere daha yazma gereği duyar insan.
Uygulama her ne kadar ‘tekrar’a düşülmesi gibi yorumlansa da, vicdanların daha fazla körelmemesi adına buna mecbur kalırsınız. Bu durum, bir nevi "Söylersen hak söyle, söylemezsen sükût eyle" sözüne sadakat özelliği taşır.
Yazmaya başladığınızda, "taşı gediğine" koymuş, üstlenilen ‘görev’ yerine getirilmiş olur. Bu nedenle, "şerlerin defi", hayırlı ‘işler'in gerçekleştirilmesi niyetiyle, önem taşır bu tekraren hatırlatmalar...
Görme engelli kardeşlerimiz için okul yolunun, nasıl çileli yolculuğa dönüştüğünü, bundan tam bir yıl önce (6 Mayıs 2018’de) kaleme almıştık.
Aradan o kadar süre geçmesine rağmen, üzerinde hassasiyetle durulması gereken konuyla ilgili "bir arpa boyu yol" kat edilmediğini görmekteyiz. Bunun sorumlularına sorsanız "Cumhurbaşkanı çözün desin, çözelim…" der gibiler.
Böyle bir yaklaşım, acizliğin yansımasından başka bir durum değil. Bugün Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ülke menfaatleri için yaptıklarını kimse inkâr edemez. Kayıtsız kalınmayan icraatların merkezinde Allah’ın rızasını kazanma adına kulun, halkın kazanılması var…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın üzerindeki iş yoğunluğunun artmasının temelinde, pek çok kimsenin üstlendiği görevi ‘layıkıyla’ yapmaması da sebep olarak bulunuyor. Görev kapsamında herkes üzerine düşeni gerçekleştirse, işte o vakit sorun değil çözüm üreten oluruz ki bundan kazançlı çıkan da toplum olur.
Hiç kimseye ‘vicdansız’ demek haddimize değil ama vicdan sahiplerinin kabul edemeyeceği bir durumu, siz olsanız nasıl karşılar, hangi eleştiri cümlesini kâfi görürsünüz...
Görme Engelli öğrencilerin, çileli okul yolculuğu, İstanbul Valiliği, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte, bu müdürlüklerin Bakanlık düzeyine de ulaşıyor.
Bu problemin muhatapları arasında ilgili diğer Bakanlıklarla birlikte Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı da yer alıyor. Mayıs 2018'de paylaştığımız, bu hususta atılacak duyarlı adımlar adına işte o yazımızdan ilgili bölüm;
“Engeli bulunan kardeşlerimizin sağlıklı hayat sürmeleri ve günlük hayatın içerisinde yer almaları için onlara spor yaptıracağız eyvallah.
Sporun yanı sıra eğitim, ulaşım, beslenme gibi hayatın beraberinde getirdiği ihtiyaçların da giderilmesi gerekmektedir.
Bu satırların temel gayesi de, vatandaşlarımızın sesi olabilmek. (…)
Uğraş alanımız her ne kadar spor olsa da, e-posta (gulumseyen@hotmail.com) adresimize gelen diğer yazılı beyanları ilgilisine, yetkililere ulaştırmak, vicdani görevimiz.
Örnek mi?
İstanbul'un Avrupa yakasında görme engelliler için bir tek okul var, o okul da Sarıyer, Kilyos’ta.
100’e yakın öğrencisi bulunan Veysel Vardal Görme Engelliler Ortaokulu öğrencilerinin okula ulaşımı, gidiş-dönüş 3-4 saati bulan ilçelerden yapılıyor.
Çözüm ise çok basit:
İstanbul’un merkezi konumundaki Fatih, Bahçelievler gibi bir ilçede okul yapılması."
Engelli ailelerin hayat sürecinin içinde yaşadıkları zorlukları anlamak için, mutlaka başımızdan bir ‘olayın’ geçmesi gerekmiyor.
Bu satırlarda o gün gündeme getirdiğimiz bir başka hassas konuyu, ilgili ve yetkililerin duyarlı adımları için tekrar paylaşmayı, kendimize görev addediyoruz;
“Oğlum 2008 doğumlu Serebral palsi hastası. 1 senedir de epilepsi tanısı kondu. Aynı zamanda portal hipertansiyon ve reflü hastalığı mevcut.
Bizim isteğimiz okuldaki sınıflarda bir de fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı çalıştırılarak, çocuklara tek bir yerde hizmet verilmesidir.
Bu sayede, Çocukların rehabilitasyon merkezi ve okul arasında kaybettikleri vakit, çocuklara fizik tedavi veya ders olarak kazandırılabilir…”
Problemin çözümü adına atılan adımlar var ise, bu açıklamaları alkışlamak ve yazmak için de sabırsızlanıyoruz…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @ahmetgulumseyen , @dikgazete