?>

Konya’dan sorduk? - Cevap Hanya’dan geldi

Ramazan Topraklı

3 yıl önce

KONYA’DAN SORDUK? - CEVAP HANYA’DAN GELDİ

Dikgazete’de çıkan 23 Mart 2021 tarih ve “Manuel’in 1146 Konya Kuşatması ve Ric’atı: Tarihî Coğrafya” başlıklı makalemizde, “Miryokefalon Savaşı Bağırsakdere Boğazı’nda yapıldı diyen Konya’dan sorduk?

Miryokefalon Savaşı’nın yerine Sultan karar vermiştir. Sultan, 14 km daha kısa, kadim Derbent-Konya yolu varken ve Romalıların Bağırsakdere Boğazı’ndan geçmek gibi bir mecburiyetleri yokken (Honiyates, 1685: 121-122 ve Honiyates, 1995: 124), neden ve niçin Bağırsakdere’de pusu kurdu? Sultan, Manuel’in, Bağırsakdere yolundan gideceğini nasıl bildi? Sultan, Müneccimbaşı veya bir kâhine danışmış olabilir mi? 

Manuel’in, Selki-Karaali yolu dururken, Beyşehir Kiçi veya Ulu Homa’ya gitmesinin hikmeti nedir? 

Manuel, böylece, Türk topraklarında beş yerine yedi gün yürümüş olmaz mı? 

Ülkedeki her Homa, Honiyates’in kaydettiği Homa mıdır?

Konya’nın yanıtını, Selçuklu tarihi uzmanı M. Ali Hacıgökmen’den bekliyorum!

***

Konya’dan sorduk, ama cevap, bir yıl sonra Hanya’dan geldi:

Duyduk ki, “Miryokefalon Savaşı’nın Yeri Savaşları” diye bir savaş varmış ülkenizde (!)

Siz bunu, büyük kumandan Girit Valisi Gelendostlu Hüseyin Avni Paşa’dan sorun.

Biz onu ve onun idaresini 150 yıl oldu, hâlâ unutamadık.

O, Girit’te sükûneti sağladığı gibi, aranızdaki savaşı da bıçakla keser gibi bitirir.

O, Harbiye’yi birincilikle bitirmiş, hem hâfız, hem de çok zeki bir kumandandır.

O, Arabiyye, mantık; Fârisî, ilm-i hesâb, cebr-i âdî, usûl-i hendese, ilm-i coğrafiyye, fenn-i kitâbet ve resm-i mücessem tersimini, cebr-i âlâ, müsellesât-ı müsteviyye ve küreviyye, cebrin hendeseye tatbikiyle mahrûtiyyât, cerr-i eskâl, hendese-i resmiyye, menâzır-ı hattiye, gölgeler, makine fenni, fotoğrafiyye nazâriyyât ve ameliyyâtı, hikmet-i tabiiyye, kimyâ, topçuluk-fenni, fenn-i harb, ilm-i hey’et, taksim-i arâzi, fenni mimâri-î askerî, Fransız lisânı ve askerliği ilgilendiren daha birçok nazarî ve amelî ders okumuş, okutmuş ve kitap yazmıştır.

Şimdi, içinizde böyle bir tahsil yapan birisi var mı bilmiyoruz?

Biz onu örnek aldık: O, her işi başarmış, her savaşı kazanmış.

Hüseyin Avni Paşa cevap vermezse, Tomaşek, Remsi ve Aykof’tan sorun?

 Şayet onlar da cevap vermezlerse Osman Turan’dan sorun?

O da cevap vermezse Hoca Nasreddin’den sorun?

***

Hanya’nın cevabı, inandırıcı ve mantıklı.

Hoca Nasreddin o tatlı sesiyle: 

Ahırda yiten anahtarı, sokakta arama” misâlini size boşuna mı verdim?

Karanlığı aydınlatın, savaşın yerini bulun (!) Halep ordaysa arşın burada:

***

Fransızca: “Le Sultan lui ayant demandé une seconde fois la paix, et n’en ayant point reçu d’autre réponse sinon qu’il satisferait à ses demandes lorsqu’il serait arrivé à Cogni, il dressa une embuscade dans le pays de Sybrize, par où le Romains devaient passer en partant de Myriocéphale, C’est une longue vallé, bordée d’un côté par de hautes montagnes, et de l’autre par de profonds précipices” (Niketas Khoniates, 1685: 121-122).

Lâtince: “Caeterum Sultanus cum denuo pacem petiisset, et imperator gleriatus esset se illi Iconii responsurum, in angustiis quae Clisura Zybrize appellantur, per quae Romania Myriocephalo digressis transeundum erat, suas phalanges abdit, ut impetum in eos praetereuntes facerent est autem is locus oblonga convallis, verticibus montium assurgens, quae ad Septentrionem paulo declivior in colles, patentiores valles protenditur; ab altera vero parte altis rupium praecipitiis includitur” (Nicetas Choniate, 1835: 232-233, Manuel Komnenos, Kitap 6).

Almanca: “Die Tzybritzesperre ist eine lange Schlucht, von hohen Berghängen umsäumt. Nach Norden fällt sie allmählich immer weniger steil ab und weitet sich zu breiten Tälern zwischen flachen Hügeln. Nach Süden jedoch stürzt sie jäh und ganz zerklüftet ab” (Nicetas Choniates, 1958: 225, F. Grabler).

Soublaion hak. Fr.: “Après que Dorylée eur été entierement rebâtie, ce Prence y laissa une garnison, se transporta à Rhyndace & de-là à Sublée, à l’embouchure du Méandre qu’il repassa, & reprit ensuite le chemin de sa capitale” (Deguignes, 1756: 46 Cinnami). Bu metnin Yusuf Kurtoğlu tercümesi aşağıdaki gibidir:

Manuel, Eskişehir’i inşa edip, bir birlik yerleştirdi, oradan Rindakos’a gitti, oradan da Suble’ye, Menderes’in döküldüğü yere geçti ve oradan Menderes’i tekrar geçerek yeniden başkentin yolunu tuttu.

***

Sublaion, Uluborlu’nun şarkındadır” (Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, 1998, s. 214).

***

Hoca Nasreddin, o tatlı ve gevrek sesiyle: 

- Fener getirin, fener! Fener diyorum, fener! Fener nerede?

- Fener yok Hoca, fener YOK, fener YOK!

- Evlâdım, desenize Üniversitemiz YOK.

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI