?>

Kırım Tatar Milli Meclisi'ni kim finanse ediyor?

Dimitri Kherson

5 yıl önce

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM), önceden düzenlediği yönetmeliğine göre yıllık bütçesini, edindiği bağışlardan oluşturuyor. 

Yönetmeliğe göre hem STK’lar hem de uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere, özel şahıs ve kuruluşlar KTMM’ye katkıda bulunabiliyor. 

KTMM, Mustafa Cemilev’in sahip olduğu “Kırım Fonu” ve 1994 yılında KTMM’nin girişimiyle kurulan ve dönemin Ukrayna Başbakanı Yefim Zvyagilskiy’nin emriyle açılan “İmdat Bank” aracılığıyla finanse edilerek kuruldu. 

İmdat Bank’ın kurucuları arasında Cemilev ve Zvyagilskiy de vardı. 

Buraya kadar her şey normal görünüyor. 

Ancak, 

-“Kırım’da KTMM’nin gelişmesini ve güçlenmesini hangi uluslararası örgütler finanse etti?”

-“Cemilev, Kırım Fonu’nun kasasında bulunan paralarla neler yaptı?”

Bu soruların cevaplarını duyunca çok şaşıracaksınız. 

Çünkü Türk kamuoyu, Kırım Tatar Milli Meclisi ve önceki başkanı Mustafa Cemilev hakkındaki gerçekleri tam olarak bilmiyor. 

Bu cevaplar aslında KTMM projesinin amacını ve KTMM’nin resmi bir kurum olarak neden ilan edilmediğini açıklığa kavuşturacak.

-Mustafa Cemilev ve Kırım Tatar Milli Meclisi yöneticilerinin NED ile görüşmelerinden örnekler.-

İlk olarak “Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü - IRI” ile başlayalım. 

ABD Eski Devlet Başkanı Ronald Reagan’ın başkanlığında, 1983 yılında ABD’nin başkenti Washington’da kurulan Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü, KTMM’nin websitesinin kurulumu için 15 BİN ve ardından 25 BİN ABD Doları tahsis etti. 

IRI’nın Ukrayna ve Türkiye’de olduğu gibi dünyanın birçok yerinde temsilcilikleri var. 

Örgütün, ABD Dış İşleri Bakanlığı ve birçok Amerikan vakıflarıyla yakın ilişkiler içerisinde olduğu biliniyor. Ayrıca ABD Dış İşleri Bakanlığı ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı - USAID’in hibe fonlarından yararlanıyorlar.

IRI’nın ana finansman kaynaklarından birisi de; 1983 yılında ABD Kongresi tarafından kurulan ve bugün tüm dünyadaki “Renkli devrimler”i finanse eden kuruluş olarak bilinen Ulusal Demokrasi Vakfı - NED.

-Mustafa Cemilev ve Kırım Tatar Milli Meclisi yöneticilerinin NED ile görüşmelerinden örnekler.-

ABD Kongresi, kongre üyeleri arasından seçtiği “NED Yönetim Kurulu” ve NED’in “demokrasi savunucuları(!)” için dünya çapında hibe sağladığı özel bir para fonu oluşturuyor. 

NED”, her yıl ABD Kongresi’nin oluşturduğu bu fonla; Orta ve Doğu Avrupa, Asya, Ortadoğu, Afrika, Latin Amerika ve Avrasya’daki sözde “Demokratik çevreler”i desteklemek amacıyla hibe yardımlarda bulunuyor.

NED Başkanı Carl Gershman, bir röportajında NED’in yaratılmasındaki amacın, dünya çapındaki “demokratik çevrelerin(!)” doğrudan CIA’dan hibe almak istemeyeceğini ve bu sebepten NED’in kurulduğunu açıklamıştı. 

Gershman’a göre NED, diğer ülkelerde Amerikan yanlısı etki gruplarına nakit aktarımı amacıyla iyi bir “demokrasi örtüsü” olarak yaratıldı.

Hatta NED kurucularından Allen Weinstein, 1991 yılında, vakfın yaptıklarını eskiden CIA’nın bizzat yaptığını itiraf etti.

IRI ve NED gibi kuruluşlar, ABD hükumetinin diplomatik ve politik sebeplerden dolayı bizzat yardımcı(!) olamadığı durumlarda bir kuruma veya şahısa nasıl yardım sağlayabiliyor? 

NED’in resmi olarak fonu ABD Kongresi’nden geliyor ve IRI, bireysel veya kurumsal bağışlardan yararlanıyor. 

Ancak Amerikan yasalarındaki bir açıktan faydalanan bu kurumlar, uluslararası sahnede ABD hükümetiyle hiçbir ilişkisi olmayan, sözde “özel” tüzel kişilikler olarak görünüyorlar. 

Bu da onlara yasal olarak böyle bir fırsat sağlıyor.

-Mustafa Cemilev ve Kırım Tatar Milli Meclisi yöneticilerinin NED ile görüşmelerinden örnekler.-

Zaten NED’in websitesine baktığımızda teoride resmi olarak ABD hükümetine bağlı olarak görünmediği söylenen organizasyonun, aslında ne kadar da ABD hükümetinin bir organı olduğunu görebiliriz. 

Bu sitede, “ABD’ye yurtdışında demokrasiyi savunmak adına yardım ettikleri” ve “Dünya çapında özgürlük adına mücadele edenlerin yararına çalıştıkları…” yönünde açıklamaları bulunuyor.

Örgüt, “hassas siyasi durumlar”da(!) “demokratik güçler”e(!) USAID gibi ABD’nin devlet kurumlarından tahsis edilen mali destekle, siyasi destek ve yardım sağladıklarını açıkça söylüyor.

Wikileaks, 2011 yılında NED’in “Arap Baharı”nı desteklediğini ve bölgedeki yıkıcı hareketlerde aktif olarak rol aldığını yayınladı.

Son 30 yılda dünya çapındaki devlet sistemi değişikliklerine, darbelere veya büyük ölçekli sosyal değişikliklerin gerçekleştiği ülkelere bakarsak NED ve IRI’nın ayak izlerini rahatlıkla görebiliriz. 

Örneğin:

1- Eski Doğu Blok” ülkelerinin 1980’lerin ortasından itibaren yaşadığı çöküş ve bölünmeler: 

Macaristan, Bulgaristan, Polonya, Romanya, Yugoslavya, Sırbistan, Çekoslavakya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi.

2- SSCB’nin çöküşü ve sonrasında ortaya çıkan cumhuriyetler:

Azerbaycan, Ermenistan, Belarus, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Moldova, Rusya, Estonya ve Ukrayna.

3- Ortadoğu, Güney ve Güneydoğu Asya’da patlak veren sorunlar: 

Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Burma, Endonezya, Doğu Timor, Kamboçya ve Siri Lanka.

4- Afrika’daki savaşlar ve darbeler:

Angola, Zimbabve, Kenya, Fas, Nijerya, Somali, Sudan ve Uganda.

5- 2000’lerdeki Ortadoğu savaşları: 

Lübnan ve Filistin.

6- Arap Baharı

Tunus, Mısır, Yemen ve Libya’daki (Rejimin çökmesine yol açtı) iç savaşlar ve Suriye’de süren savaş. Bahreyn’deki sivil ayaklanmalar. Cezayir, Irak, Ürdün, Fas ve Umman’daki kitlesel protestolar. Kuveyt, Lübnan, Moritanya, Suudi Arabistan, Sudan, Cibuti ve Batı Sahra’daki eylemler.

Buradan anlaşılacağı gibi; IRI ve NED’in faaliyetleri hakkında “ABD’nin çıkarları için önemli olan ülkelerde farklılık yaratıyor” şeklinde bir iddiada bulunabiliriz. 

Dolayısıyla NED ve IRI’nın destekleriyle faaliyetlerini sürdüren KTMM’nin Kırım Tatarları’nın çıkarlarını değil; bölgeyi ve ülkeyi istikrarsızlaştırmak isteyen CIA ve ABD’nin çıkarlarını koruduğunu görüyoruz.

Ayrıca, Kırım’ın Ukrayna tertibinde geçirdiği süre boyunca Amerikan yapılarının, dünya çapında birçok ülkede terör listesinde bulunan uluslararası terör örgütü Hizb-ut Tahrir’i desteklediği de biliniyor. Bu terör örgütüne katılan bir kısım Kırım Tatarı, radikalleşti ve son dönemde “aşırıcılık faaliyetleri” sebebiyle tutuklanıyor. Ancak tabi ki Amerikan ve Batı medyasının bilgi dezenformasyonu yüzünden yarımada yetkililerinin ve Rusya’nın Kırım Tatarları’na baskı uyguladığı yönünde asılsız haberler çıkıyor.

.

Dimitri Kherson, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI