Rum ve Yunan hükümetlerinin “Yeni Doktrin” olarak adlandırdıkları “askerî eksende” Fransa, İsrail ve Mısır’a da rol veriliyor.
Rum ve Yunan hükümetleri, Doğu Akdeniz bölgesinde enerji kaynaklı jeostratejik değişikliklerle genişleyerek şekillenen yeni süreç nedeniyle zorunlu işbirliğine gitti.
Bu süreç, konsept değişikliği ile sonuçlandı.
"Yeni Stratejik Doktrin”de “Yunanistan’ın savaş gemilerinin Doğu Akdeniz’de varlık (Girit ile Kıbrıs arasında) göstermeye devam etmesi, Fransa, İsrail ve Mısır’la askerî işbirliği, Fransızlara Larnaka’da deniz üssü devriye gezilmesi” yer alıyor.
Burada asıl hedefin sadece Türkiye olduğunu söylenemez.
Çünkü adada iki yüzyıla yakın süredir bulunan İngiliz ordusunun mevcudiyeti, Rumların ve Yunanistan’ın en büyük rahatsızlık sebebi.
Adayı Yunanistan’a bağlama fikri ENOSİS ile bu amacı gerçekleştirecek kadroların yer aldığı EOKA yapılanmasının birinci hedefi Adadaki İngiliz koloni yönetimiydi.
İlk saldırılar Türk ve Müslüman topluma değil İngiliz koloni yönetiminin askeri unsurlarına yönelikti.
Demek istediğim Rumların ve Yunanistan’ın, Fransızları adada oyuna dahil etmelerinin arka planında İngilizlerin adadaki gücünü kırmak veya en azından dengelemek arayışı var.
Fransa ve Güney Kıbrıs arasında Deniz Üssü anlaşması sonuçlandırılıyor.
Fransa ile 11 yıl önce imzalanan işbirliği anlaşması genişletilerek yürürlüğe girdi.
Kasım ayında Fransa Cumhurbaşkanının, GKRY ziyaretine Fransız gemileri de katılacak.
Larnaka’da AB fonları ile 2020’ye kadar yenilenecek Mari Deniz Üssünü, sadece Fransa değil, AB ülkeleri de kullanacaktır.
Savunma işbirliği anlaşmasına göre Fransa, Rumların Mari Deniz Üssünün modernleştirilmesi, askeri teçhizat transferi ve Rum askerlerinin Fransız askeri okullarında eğitimini de sağlayacak.
Kıbrıs sorunu çözülür ve Türklerle federasyon kurulursa, anlaşma yürürlükte kalacak.
Tarafların istemesi halinde yeniden onaylanacak.
Fransızlar, İngiliz ve Amerikalılara göre adaya nüfuz etmekte geç bile kaldılar.
Bunu fark eden Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Güney Kıbrıs ve Fransa’nın “acil hedefinin” askerî işbirliği olduğunu açıklamıştı.
İstedikleri de oldu.
Dogu Akdeniz’i tek yanlı parselleyen ve doğalgaz sondajlarına hız veren Kıbrıs Rum yönetimi, Türkiye ve KKTC’nin olası müdahalesini engellemek amacıyla Fransa’yla 11 yıl önce imzaladığı askeri işbirliği anlaşmasının kapsamını genişletti.
SURİYE İÇ SAVAŞI BAŞLAMADAN ÖNCE...
Rum lider Nikos Anastasiadis, Fransa’ya askeri üslerini açan anlaşmayı sessiz sedasız bir şekilde 11 yıl önce, mülteci krizlerine karşı Kıbrıs’taki üslerin kullanılmasını öngören işbirliği anlaşmasını genişleterek gerçekleştirdi.
2006’da İsrail-Lübnan çatışmaları sırasında çok sayıda Fransız vatandaşı, Fransız ordusunun yardımıyla Beyrut’tan tahliye edilmişti.
Orijinal anlaşmanın imzalandığı 2007’de Suriye iç savaşı başlamamış ve Rumlar, doğu Akdeniz’de tek yanlı sondajlar yapmıyordu.
Rum lider Anastasiadis, geçen hafta Paris’e giderek Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştü.
Elysee Sarayı’ndaki görüşmenin ardından yapılan rutin açıklamada, ikili ekonomik işbirliklerinin yanısıra Kıbrıs’taki askeri üslerin ortak kullanımı konularının ele alındığı belirtildi, ancak ayrıntı verilmedi.
Aradan bir hafta geçtikten sonra önceki gün Rum resmi gazetesinde Fransa ile 11 yıl önce imzalanan işbirliği anlaşmasının genişletilerek yürürlüğe girdiği açıklandı.
Rumlar, orijinal anlaşmaya Fransız ordusuna toprakları içindeki hava ve deniz üslerini sürekli kullanma ve doğu Akdeniz’deki enerji sondajlarıyla deniz trafiğinin güvenliğini birlikte sağlama maddelerini de ekledi.
Savunma işbirliği anlaşmasına göre Fransa, Rumların Mari Deniz Üssünün modernleştirilmesi, askeri teçhizat transferi ve Rum askerlerinin Fransız askeri okullarında eğitimini de sağlayacak.
Kıbrıs sorunu çözülür ve Türkler İle federasyon kurulursa, anlaşma yürürlükte kalacak.
Tarafların istemesi halinde yeniden onaylanacak.
İNGİLTERE KIBRIS’TA İKİ ÜSSÜ İLE BİRLİKTE ORTADOĞU’NUN EN BÜYÜK DİNLEME TESİSLERİNE DE SAHİP…
Kıbrıs’ta İngiltere’nin biri hava diğeri deniz olmak üzere iki üssü bulunuyor.
Türkiye ve Yunanistan’la birlikte Kıbrıs’ta garantör ülkelerden olan İngiltere’nin üsleri, kendi toprağı kabul ediliyor ve AB sınırları dışında yer alıyor.
İngiltere, Ortadoğu’daki askeri faaliyetlerinin büyük bölümünü bu üslerden gerçekleştiriyor.
İngiltere, Ada’da ayrıca, Ortadoğu’nun en büyük dinleme tesislerine de sahip.
Kıbrıs Rum yönetiminin, ABD’yle de benzer bir askeri işbirliği anlaşması bulunuyor.
Rum yönetimi, ayrıca son yıllarda İsrail’le de işbirliğini genişletti.
Suriye’de ‘terörle mücadele’ adı altında asker bulunduran Fransa, yeni anlaşmayla Güney Kıbrıs’taki hava ve deniz üslerini daimi kullanma hakkı kazanırken, Rumların istediği sondaj ve deniz trafiğinin güvenliğini de üstlendi.
Kıbrıs’ta İngiltere’nin garantör olarak hava ve deniz olmak üzere iki daimi üssü bulunuyor ve Suriye operasyonlarında aktif olarak kullanıyor.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com Twitter: @oc32oc39
Bakınız:
İngiliz istihbaratının kitlesel izleme yer ve teknikleri ile siber saldırılara hazırlık yöntemi