KARABAĞ..
AZERBAYCAN…
Neresi mi?
Anadolu -Türkiye Baş, Azerbaycan boyun, Uluğ Türkistan Gövde…
Karabağ işgâli ile boynumuzu kestiler..
Kurtardık boynumuzu..
Şimdi birliğimizi pekiştirme zamanı..
Yenmemiz gereken iki büyük fitne var.
İki fitne..
Mikromilliyetçilik ve Mezhepçilik..
İttihád-ı İslâm için, Turan için, Vahdet için büyük bir sosyal başlangıç oldu Karabağ.
Şimdi, Cumhurbaşkanımız gibi biz de "Biz ne Şiî'yiz ne de Sünnî, biz Müslümanız." diyoruz.
Bakü'de kılınan Vahdet Namazı'nın ilkini ŞUŞA'da ilk namaz olarak Mehmetçikler cem olup kıldılar. Kimi Şii idi kimi de Sünni.. Tıpkı Anadolu’da “Kızıl Elma’yı” öğrettikleri gibi, Yavuz Selim’in “Ölürsek cennet bizim, kalırsak devlet bizim.” sözünü öğrettikleri gibi, Karabağ’da da cem olmayı, birlik olmayı öğrettiler. Azerbaycan, Türkiye ve Pakistan Ordularının kahraman Mehmetçikleri bize “Bedir’deki gibi, Çanakkale Harbi’ndeki gibi” birlik olmayı öğrettiler.
Her iki Türk Ordusu da Peygamber Ocağı'dır. Mehmetçik’tir.
Azerbaycan’da bir sunucu dedi ki: “Bu Ordu Şah Hatayi’nin kızılbaş ordusudur.”
Hayır!
Ne de Türkiye Ordusu Yavuz Selim’in Sünnî ordusudur. Her iki ordu da Peygamber Ocağı’dır.
Azerbaycan’da son zamanlarda bir moda sosyal medyada.. “Türk Ordusu askere Mehmetçik diyor, biz de Mübariz diyelim.” Şehit Mübariz Kardeşimiz çok yiğit bir Türk Askeri idi. Büyük şehîd. Ancak Mehmetçik ne demek? Küçük Muhammed! Yani Peygamberimiz SAV’e izâfeten verilmiş bu ad.
Ayrıca, biz tüm Türk Devletleri’nde tarih içinde farklılaşmış, mütaâla ve tanımlara yenilerini eklemek yerine artık neden birlik oluşturacak tanımlar oluşturmuyoruz?
Sadece Silahlı Kuvvetlerdeki tanımlar aynı yapsak, dilin %30’u tamâmen bir oluyor.
Biz aramıza mesâfe koyacak her olgu ve duyguyu yeneceğiz…
Türk Ülkeleri’nin diğer yanlışı da yeri burası değil ama Millî Tarih yapma yanlışlarıdır. Kendilerine has tarih yazmak yerine genel Türk Tarihi yazılmalı ve okutulmalıdır.
Türkiye, Bağımsız Azerbaycan Devleti'nin yanındadır.
Güçlü devletlerimiz olmalı. Ne güzel sözdür "UZAYAN EL BİZDEN OLSUN.”
Kafkas İslam Ordusu’nu rahmetle anıyoruz. Onlar Kafkasya ve azerbaycan’da Bağımsızlık Ateşi’ni yaktılar, Millî Şuur’a muhariplik kattılar.
Son Türk Fatih Nadir Şah'ı unutmayalım. Ortak ordu ve itikâd birliği teklifleri hâlâ geçerlidir.
Emir Timur diyor ki; "Geçmiş ve tarihteki liderler, bu günün liderleri için birer kadavradır." Ne muhteşem değil mi?
Ders alırsak tarih tekrar etmez.
Ders alırsak tekâmül ederiz.
Karabağ, Kafkas İslâm Ordusu'nun bu günkü ruhu ve vicdánıdır.
Karabağ, Zafer zincirimizde büyük bir mánevi halkadır. Neden mi?
Düşünün, ilk Karabağ Katliamları olurken Azerbaycan’a üç helikopter gönderemedik.
Düşünün, Sakarya Boğazı’ndan geriye dönüşümüz devam ediyor.
Düşünün, Azerbaycan ve Kafkasya Türkleri Anadolu ile bir ordu oldu.
Ne mutlu öncü olana..
Ne mutlu kendisine ve Aziz Milletimize güvenerek azimle yola çıkıp, çok çalışıp İHA-SİHA-TİHA üreten yüreklere..
Ne mutlu Millet irâdesi ile aynı irâdeyi beyan edebilen devlet büyüğümüz Cumhurbaşkanımıza…
Ne mutlu bu günü gören bizlere..
Ne mutlu kavgamızın cephesini, kim dost, kim düşman, kim münafık, kim işbirlikçi idrâk edebilene…
Ne mutlu Karabağ’da asker olana, gâzi ve şehid olana ve onlarla yürekleri bir atana ne mutlu…
.
Emekli Yarbay Halil MERT, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-