Aziz İstanbul'a kar yağdı.. Nazende nazende.. Başka bir deyişle; aheste aheste.. Ama kısa sürdü.. Her kar yağdığında nerede olursam olayım, pür dikkat o yağışı izlerim.. Milyonlarcası, hatta milyarlarcası yeryüzüne iniyor.. Ve inerken de birbirine değmiyor.. Ve hiç biri de birbirine benzemiyor.. Birbirlerine de zarar vermeden, birbirlerinin de önüne geçmeden ve de birbirlerinin önünü kesmeden aldıkları izin çerçevesinde, yağıyor, yağıyorlar!..
Kayanın içerisinde ufacık bir böceğe hayat veren, Tasarımcıların Tasarımcısı, Âlemlerin Rabbi, tüm mükevvenâtın sahibi olan Hz. Allah (CC) öyle dizayn etmiş, çünkü.. "İncecikten bir kar yağar, tozar Elif Elif diye" demiş, Karacaoğlan!.. Ardından devamını getirmiş; "Deli gönül abdal olmuş, gezer Elif Elif diye!.." Demek ki, "Elif" önemli.. Her daim Elif merkezli olmak, Elif'in şuuruna varmak, Elif'i aramak, Elif'le hemdem olmak mühim!.. Peki, insanlar kar tanelerinden niçin ibret almazlar?.. Birbirlerine değmeyecek kadar zarâfet timsali olan kar tanelerine neden özenmezler?.. Kar tanelerinin letâfetinde olmaları gerekirken niye birbirlerine sırnaşırlar?.. Birbirlerine değerler, hem de yok edercesine!.. Niye birbirlerinin üzerilerine basarlar?.. Hatta birbirlerini neden çiğnerler?.. Niye birbirlerinin güneşini, ışığını keserler?.. Niçin birbirlerinin ekmeğine bile çökerler?.. Sahi niye?.. Evet kıymetli dostlarım; kar taneleri tamam da, şu insan denen ve ayni zamanda da Eşref-i Mahlûkat olan muammayı çözmek hiç de kolay değil.. Hatta imkansız gibi bir şey.. Cengiz Numanoğlu üstâdın seslendiği gibi; "Etrafına bir bak, gör nicesini.. Gel de çöz şu insan bilmecesini.. Bazen ömür bile tek hecesini.. Çözmeye yetmiyor, farkında mısın?.." Netice-i kelâm; Kar taneleri gibi temiz, kar taneleri gibi berrak, kar taneleri gibi şefkatli, kar taneleri gibi naif olalım inşallah.. Vesselâm..
.
Sami Özey, dikGAZETE.com