?>

İstihbarat dünyasında ekip çalışmasının önemi

Serkan Yıldız

1 yıl önce

Hiç şüphe yok ki herhangi bir alanda başarının gerçekleşmesi için birçok parametre gerekirken bunlardan en önemlisi; “Ekip Çalışması”dır.

Bireysel olarak sunulan organizasyonlarda bile arkada duran bir ekip vardır. Ve onların tecrübesi -zekâsı, yetenekleri- sahnedekinin başarısını etkiler. Bu sadece organizasyon, konser, spor müsabakalarında değil dünyası ve hatta sosyal / beşeri hayatta da böyledir.

Ve tabii ki “İstihbarat Dünyası”nda da durum değişmez.

Ancak biraz daha karmaşıktır istihbarat dünyasındaki ekip çalışması...

Bunu, dünyası ya da diğer etkinliklerden karmaşık ve farklı yapan ise istihbarat operasyonlarında bir kişinin ya da birkaç kişinin başarısızlığı tüm operasyonun çöp olmasına sebep olabilir. Ancak diğer platformlarda bu, diğer kişilerin çabası ve gayreti ile giderilebilir. Elbette ki istisnai durumlar her yerde vardır.

Bir futbol takımında kendi kalesine gol atan bir futbolcu, ilerleyen dakikalarda rakip kaleye iki gol birden atıp hatasını telafi edebilir ya da bir mutlak golü önleyebilir. İş dünyasında, yanlış atılan bir ‘mail’ karşılıklı diyalog ile üst makamlarca çözüme ulaştırılabilir.

Ancak istihbarat operasyonunda gelen verinin yanlış analiz edilip, değerlendirilmesi sonucunda gerçekleşen alan operasyonu çok pahalıya mal olabilir. Ve bu fatura “can, mal, itibar” kaybı ile karşınıza çıkabilir. Kaybettiğiniz ne “üç puan” olur ne de kârlı bir antlaşma. Çok daha büyükleridir elinizden kayıp gidenler.

Bu yüzden istihbarat operasyonlarındaekip çalışması” çok önemli ve üzerinde sıklıkla, itina ile durulması gereken bir parametredir.

İstihbarat Bilimini, akademik olarak inceleyenler için bu durum pek göz önüne gelmeyebilir. Gelmesi de gerekmez. Ancak istihbarat çalışanları, bunun ne kadar önemli ve mühim olduğunu bilirler.

Düzenlenen bir operasyonda veri alınması / gelmesi / oluşması, analiz edilmesi, değerlendirilmesi, kıymetlendirilmesi, operasyona dökülmesi sırasında birçok aktif çalışan görev alır.

Ve bu ekipte, küçük bir zayıf halka, tüm emeğin telef olmasına sebep olacağı için personel seçimi ve tayini de bir o kadar önemlidir.

O personelin yetenekleri ve liyakati, entelektüel ve analitik bakış açısı, olayları analiz etme ve değerlendirme yetileri ile tabii en sonunda operasyon esnasındaki “aldığı eğitimin ve donanımın” ne seviyede olduğu kıstaslarına bakmak gerekir.

Kaldı ki; her operasyonda herkesi görevlendiremezsiniz.

Ve her operasyonda herkesi görevlendiremeyeceğiniz gibi her takımı da her operasyona gönderemezsiniz.

Çok iyi bir ressamdan harika bir solo piyano konseri bekleyemezseniz; bu durum, birazcık buna benzer.

Modern istihbarat operasyonları, artık bu temele göre dizayn edilmekte ve post dönemde kalan istihbarat operasyon dizayn edicileri ne yazık ki kaldıkları yerden de ileriye gidememektedirler.

Eğer iyi bir konser vermek istiyorsanız, elinizde doğru sanatçı olması size yetmeyecektir. En azından içinde bulunduğumuz sanat dünyası ve çağda.

Doğru bir ses yalıtımı olan salon, doğru ses sistemleri, doğru teknisyenler, doğru ışıkçılar, işinin ehli bir yönetmen, teknolojik olarak gelişmiş dijital sistemler, yeterli prova ve tabii ki en doğru zamanda en doğru yerde dizayn edilmiş bir organizasyonla başarıya ulaşabilirsiniz. Bunlardan biri eksik, hatalı ya da yeteneksiz olursa alkış yerine alacağınız karşılık “domates, biber, patlıcan” olur.

Ve sanırım kimse bunu istemez.

Ve ne yazık ki, bu tip bir organizasyonda işinizi şansa -talihe-, kadere ya da varlığı tartışılan diğer olgulara da bırakamazsınız.

Gelin ata binmiş, ya nasip demiş” derseniz nasibinizde kesinlikle bolca “başarısızlık ve acı” olacaktır.

BilimleSanatla hatta birçok entelektüel başlıkla düşünmeli, kurmalıkurgulamalı ve afişleri öyle bastırmalısınız.

Sonrasında sanatçınız, sahnede küçük hatalar yapsa bile mutlaka onun hatasını kapatacak teknik ekip elinizin altında ve tetikte hazır olduğu için bu kolaylıkla telafi edilebilir olacaktır. Ancak ses kesilir, ışıklar kapanır ya da sahne çökerse bunu telafi edemez ve aldığınız bilet paralarını geri vermekten daha büyük şikâyetlerle uğraşmak zorunda kalırsınız.

Bu yüzden “başarılı ve alkışlanan bir konser” ise eğer hedefiniz, kapıda konukları karşılayandan sahneye çıkan sanatçınıza, ışıkçınızdan ses teknisyeninize, yönetmeninizden yer göstericinize kadar herkes işinin ehli, liyakat sahibi ve son derece profesyonel olmalıdır.

Tüm bu örnekleri bir “istihbarat operasyonu” içinde düşünebilir ve hatta doğru makamları doğru yerlere koyarak bu konudaki örneği çeşitlendirebilirsiniz.

Ancak yukarıda sıklıkla tekrarladığımız gibi istihbarat operasyonlarında yapacağınız hataları ne yazık ki, “politik bir özürle” telafi edemezsiniz.

Kayıplarınız ise paradan çok daha fazlası olacaktır hiç şüphe yoktur ki.

Ve inanın bana, parayla düzeltilebileceğini bilseniz bu konuda bir limit koymaz ve olan tüm paranızı seve seve harcarsınız. Fakat bazı hataların telafisi ne yazık ki yoktur.

Bu hatalarla karşılaşıp, canınızın yanmaması içinse yapmanız gereken; doğru kişileri işe alıp, doğru eğitim ve kurs programları ile yetiştirip, doğru yerlerde görevlendirip, doğru fırsatlarda değerlendirmektir. Bu işin başka da bir çözümü yoktur.

Elbette ki “hatalar – yanlışlar – noksanlıklar” olacaktır. Temelinde “insan” olan her işte olduğu gibi ancak telafi edilebilir hataları, facialara dönüştürmemek de yine sizin seçtiğiniz “Staff” ekibinin başarısı ile mümkün olacaktır.

Eğer orada da yanlış ve hatalı seçimler yapmışsanız ya da kartvizit ile “Hatır-gönül münasebetiyle” işe alıp, görevlendirip, atadıysanız; kucağınızda kocaman bir başarısızlık ve kayıp listesi size gülümseyerek bakacaktır.

İşte tam da bu sebeple “İstihbarat Servisleri” personel kaynağında, seçiminde, değerlendirmesi ve hatta eğitiminde çok ama çok hassas olmalıdır.

Yahu masa başında oturacak bu adam ne gerek var?” demek, çok büyük kazalara; resmi ve gülümseyen birer davetiye çıkartmak olacaktır.

Sadece “İstihbarat Dünyası”nda değil birçok alanda; “Doğru insan, doğru eğitim, doğru atama, doğru zaman ve doğru fırsatlar” değerlendirildiğinde başarı da aynı oranıyla artacaktır. Ancak kayıplar, hiç şüphe yok ki aynı kalmayacak ve aynı derecede yıkıcı olmayacaktır.

.

Serkan Yıldız, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI