Spor Organizasyonları belirlenen yer ve tarihte yapılan aktivitelerdir.
Spor ekonomisinde önemli yere sahip bu organizasyonlardan, sosyo-kültürel, çevresel ve politik beklentiler de yer alabilmektedir.
Zamanla bu beklentiler siyasal açıdan da etkileşim gösteriyor.
İşin içine sokulan ‘lobi’ çalışmaları, süreç üzerinde önemli etkiler yapmaya başladı.
Bu yaklaşımın en bariz örneği, daha önce İstanbul’da, Mayıs ayı için ‘tamam’ denilen Şampiyonlar Ligi Finali, Haziran ayına gün verilen Formula-1 yarışlarının iptal edilmesini gösterebiliriz.
Organizasyonların ülkemizden alınmasının sebebinin, Siyonistlerin Filistin’e yaptığı saldırılara, Türkiye’nin gösterdiği duyarlılıktan kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz.
2020 Olimpiyat Oyunları’nın İstanbul’a verilmeme süreci, lobi çalışmasına bir başka örnek.
Alınan kararlar da tamamen siyasi karar, lobi çalışmalarının bir neticesi.
Spor tarihi sürecine bakıldığında, bu örnekler çoğaltılabilir.
Bir şehre verilmiş ve ona göre de tüm hazırlıklar yapılmış iki hafta, bir ay gibi kısa sürede spor organizasyonları alınabilir mi?
Bu durum, sporun ne kadar siyasallaştığı, batılılaştığının da özeti / yansıması…
DÜNYA ŞAMPİYONASI TÜRKİYE’DE…
Yukarıdaki düşüncelerimizi bir kez daha gündeme getirmemize, Gençlik ve Spor Bakanı sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun, geçtiğimiz günlerde açılışını yaptığı Avrupa Ampute Futbol Federasyonu (EAFF) Şampiyonlar Ligi Organizasyonu, etkili oldu.
UEFA’nın son anda caydığı, ideolojik bir hareketle İstanbul’da oynatmadığı Şampiyonlar Ligi finalinin hatasını, EAFF yaşatmadı ve Ampute Futbol Şampiyonlar Ligi Organizasyonu, Gaziantep’te gerçekleşti.
Bakan Kasapoğlu’ndan bir başka müjdeli haber geldi; “Ampute Futbol Dünya Şampiyonası 2022 Ekim ayında Türkiye’de oynanacak.”
Tesisleşme konusunda Avrupa ülkelerini geride bırakan Türkiye, sporun dev organizasyonlarına ev sahipliği yapmaya uygun altyapıya sahip.
Aksini düşünen var ise, onların da sürece siyasi yaklaşım içerisinde olduklarından emin olabilirsiniz.
Her daim bu satırlarda vurgu yaptığımız gibi, olaylara, “başkaları ne der” anlayışıyla değil de, “ülke insanımız bu işten ne kazanç sağlar” düşüncesiyle yaklaşmamız gerekiyor…
HERKES İÇİN SPOR YAYGINLAŞMALI…
Ampute futbolunda ev sahipliği yaptığımız ve 40 bin kişinin tribünde yer aldığı Avrupa Şampiyonası’nı hatırlayın.
Bugün ise 2022 yılında Ampute Futbol Dünya Şampiyonası oynanacağı haberi geliyor.
Bu tür organizasyonlar, düzenlenen ülkeye külfet değil, maddi ve manevi kazanım sağlar.
Bu tür müsabakalar, bir uzvu olmayan bireylere imkân verildiğinde neler yapabileceklerinin bir göstergesi oluyor.
Ülke nüfusumuzun yüzde 12-13 oranında özel gereksinimli (engelli) bireylerden oluştuğu göz önüne getirdiğinizde, aile akraba da dikkate alındığında, bu orana karşılık gelen rakam 20-25 milyonu buluyor.
İşte size, sporun sosyal boyut ve kitlesel etkileşimi.
Spora ve sporcuya, sadece performans veya yarışmacı gözüyle bakarsanız, bu oran toplumun beklentilerine cevap niteliği taşımaz.
Elbette ki başarılı sporcu çıksın, ona sözümüz yok.
Bizlerin arzuladığı, “kitle sporu” dediğimiz her vatandaşın katılım gösterdiği hareket ve egzersizin yaygınlaşması.
İşte o vakit, siz vatandaşların sahada aktif olmasıyla sağlık ve huzurunu sağlamakla kalmayıp, yetenekli sporcuya da ulaşmış olursunuz…
ŞAHİNBEY BELEDİYESİ TAKDİR TOPLUYOR...
Sporun yaygınlaşması merkezi, yerel yönetim ve özel sektörün görevi.
Avrupa Ampute Futbol Şampiyonlar Ligi Organizasyonu’nun ev sahipliğini Şahinbey Belediyesi yapıyor.
5 ülke takımının katılımıyla gerçekleşen organizasyonun kaliteli geçmesi için her türlü ayrıntı düşünülmüş.
Şimdi sokağa çıkıp vatandaşa “Şahinbey Belediyesi hangi ilimize bağlı?” sorusunu yöneltsek, o bölge insanının dışında emin olun çok az sayıda vatandaşımızın Gaziantep der.
Ve biz bu durumu garipsemeyiz. Çünkü ülke olarak bin küsur sayıda il-ilçe-beldeyesine sahip geniş bir coğrafyamız var.
Takdir ettiğimiz husus Şahinbey Belediyesi, gerek tesisleşme ve organizasyon, gerekse ampute futbol takımıyla örnek belediyecilik sergiliyor.
Bununla yetinmiyor Şampiyonlar Ligi’ne ev sahipliği yapıyor.
“Engelliye hizmet gönül işi” altı çizilmesi gereken bir yaklaşım.
Herkesin bu yaşananlardan üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com