İSRAİL ÜZERİNE NOTLAR
Jacob Rothschild: “İsrail'i benim ailem yarattı”-İsrail, şeytani küreselciler tarafından yaratılmış sahte bir devlettir.
Jacob Rothschild; İsrail’in mevcut zulüm politikasının dünya çapında Yahudi takibatını başlatacağı topyekûn İsrail’in imhasıyla sonuçlanacağını söylemek istiyor.
Bu endişesini zaman zaman ortaya koyuyor. Ortadoğu'nun kanayan yarası İsrail; ne Arapların ne Türklerin ne Müslümanların meselesi olmayıp, topyekûn insanlığın ana sorunu haline gelmiştir.
ABD’deki küreselcilerin kışkırttığı hatta ABD yönetimini ele geçirerek idare ettiği İsrail lobisi, azgınlıkta sınır tanımamaktadır.
Bu lobi ile nasıl baş edileceğinin değerlendirilmesi için konu, bir bütünlük içinde ele alınmalıdır.
Birincisi; Filistin ve Kudüs meselesi ile ilgili yapılan bütün çalışmalara Türkiye'de maalesef “Arap seviciliği” adı verilmekte, Arap ve İslam düşmanlığı yapılmaktadır. Özellikle Kemalist ideolojinin Sabetaist/Yahudi karakteri bu işe yön vermektedir.
İkincisi; “Ortadoğu’da, Libya’da ne işimiz var” vatan hainliğidir. Bir asırdan beri Türkiye’yi, enerji coğrafyasının dışında bırakma ahmaklığı sebebiyle milletimiz, fakir bir hayata mahkûm olmuştur.
Enerji kaynaklarına sahip olan Osmanlı coğrafyası milletleri, yeterli askeri gücü olmadığından varlıklarını koruyamamış, Türkiye de bu kaynaklara ortak olamamıştır.
Bir takım batıcı/ müstemleke kafalı aydınlar-casuslar; Türkiye’nin Ortadoğu daha doğrusu Osmanlı coğrafyasında faaliyet göstermesinden rahatsız olurken, “bizim coğrafyamızda ABD, İngiltere ve Fransa’nın ne işi var?”, “Haçlı Batının ne işi var” diye sormuyorlar!
Üçüncüsü; ve en mühim nokta ise; insanlığın başına sarılmış en büyük bela İsrail belasıdır. ABD-İngiltere üzerinden ele geçirdikleri batılı finans sistemi ile bütün insanları ekonomik olarak sıkmakta, sefalete mahkûm etmekte, borçlandırmakta, mülksüzleştirmek suretiyle insanlığı parya-köle durumuna düşürmeyi hedeflemiştir.
Dördüncüsü; dünya küreselci İsrail lobisi, dünya nüfusunu azaltmak (Bunu katlederek, salgın hastalıklar ve savaşlar çıkartarak yapılacaktır) için yaptığı insanlık düşmanı faaliyetlerdir.
Bu lobi, hedeflerini gerçekleştirmek için her yolu denemektedir.
Ülkelerde ekonomik kriz çıkartmak, spekülatif gelirler elde etmek ve çatışmaları kışkırtmak, ülkeleri savaştırmak, her iki tarafa da silah satarak, muazzam gelirler elde etmek, bu yolla insanlığa büyük felaketler yaşatmaktır.
Bu felaketleri ellerinde bulundurdukları medya gücüyle saptırmak, insanların hafızasından silmek, başka hasım ve düşmanlar göstermek, kendilerinin fesat sistemindeki rolünü gizlemektir.
Buna da bizzat kendi tabirleriyle “saklı seçilmişler” adını vermişlerdir. Hâlbuki perdenin arkasında bütün fesat sistemini uygulayanlar kendileridir.
Yakın zamanlarda ABD’de havraların altında tüneller bulundu. Bu tünellerde çocuk kanlarına, cesetlerine ve iğneli fıçılara rastlandı, bütün dünyada olduğu gibi medya, onların kontrolünde olduğu için bu iğrenç hadiseler de gizlendi.
Gündemden düşürüldü.
Çocuk kaçırılması, çocukların kaybolması, fuhuşa zorlanması, sapkın Yahudi adetleri ve sahte dini ritüelleri için kurban edilmeleri, bunların organlarının satılması, canlı canlı uzuvlarının alınması, korkutularak öldürülmesi gibi iğrenç faaliyetler içinde oldukları görüldü.
Bütün bu kirli işleri bizzat küresel İsrail lobisi yapmakta insanlığa büyük zararlar vermektedir.
İsrail'in son zamanlarda Türkiye'yi hedef alan askeri tatbikatları da düşünüldüğünde Türkiye için birinci tehdidin İsrail olduğu ortaya çıkmaktadır.
Türkiye topraklarını hedef alan Arz-ı Mev’ud’un Türkiye'nin 22 vilayetini kapsadığı düşünülürse ne büyük tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu da anlamış oluruz.
İsrail devleti, dünyadaki Yahudi gücünün Yahudi aysberginin küçük bir parçasıdır. Küçük bir görünümüdür.
Bu devlet, esas gücünü ABD içindeki yapılanmasından, Avrupa’daki bütün ırkçı partileri kontrol etmesinden almaktadır.
Küresel mason locaları ve bunun tepesindeki Yahudi karar alıcıları; Çin’i, D. Türkistan’da, Hindistan’da Hinduva Partisi, Bosna’da Sırplar, Yeni Zelanda’da seri katilin camiyi basması, büyük Ortadoğu bölgesindeki bütün iç savaşlar, aklınıza hangi fesat ve zulüm politikası geliyorsa hepsi İsrail projesidir. Büyük İsrail projesidir. Aynı programın ürünüdür.
İslam’ın içten çürütülmesi, başarısızlığa mahkûm edilmesi, manevi ve ahlaki yapısının bozulması, aynı merkezlerin programıdır.
LGBT, ailenin bozulması, fuhşun körüklenmesi ahlakın silinmesi aynı merkezlerin ürünüdür.
İslam dünyası bu duruma nasıl düşürüldü, kimler düşürdü, halen neden yerimizde sayıyoruz, bu mevzularda tatmin edici cevaplar verilememiştir.
Filistin topraklarını nasıl kaybettik? Kimler sebep oldu? Osmanlı coğrafyasının en güzel bölgesi olan Lübnan, Şam, Bağdat, Halep vilayetlerimiz nasıl elimizden çıktı, bu konular üzerinde hiçbir zaman durulmamıştır.
Batum’u, Musul ve Kerkük’ü nasıl sattık, kim sattı, vatan toprağı satmaya hakları var mıydı, bunlar soruşturulmamıştır!
Buraları kaybetmek, Türkiye'nin büyük devlet olma misyonuna ne kadar zarar vermiştir?
Kabuğuna çekilmek hangi zararlara sebep olmuştur; bu konular araştırılmamıştır!
Ezberden tarih okutmaları yerine, doğru tarih araştırmalarının yapılmasına hangi kanunlar engel olmaktadır, bu konuda çalışma yapılmamıştır!
Milletimizin tarihi devamlılığa, milli kimlik değerlerine dönmesine ne engel olmaktadır, bunların üzerinde durulmamıştır.
Dolayısıyla bu konuların ele alındığı konuşma ve analizlerin yapılmasını teşvik etmek, kanuni engelleri kaldırmak, peşin hükümlerden arınmak, ezberletilmiş tekrarlara aldanmadan sorgulayıcı ve araştırıcı üslupla meseleleri analiz etmek gerektiğini değerlendiriyoruz.
Bu yapılmadığı sürece Türkiye’deki zihin bulanıklığı devam edecek, büyük devlet olma şuuru gelişmeyecektir.
Cihan hâkimiyeti ve cihat şuuru teşekkül etmeyecektir.
Cihat şuurunun kalktığı yerde, devletin milli güvenlik kapasitesi zamanla sıfıra düşer. Tarihten silinir.
Cihat ve Allah yolunda gaza, milli şuurun temel taşıdır.
Türkiye’nin yeniden İslami milli kimliğe dönmekten başka çaresi yoktur.
.
Suat Gün, dikGAZETE.com