?>

İsrail, Suriye’nin ötesinde durdurulmalı!

Mehmet Yıldırım

7 saat önce

İsrail, Suriye’nin ötesinde durdurulmalı!

Amerika’nın Irak işgali ile Ortadoğu’da İran’a da alan açıldı. İran, “Büyük Şeytan” olarak kurumsallaştırdığı Amerika ile bu coğrafyada ‘at başı’ koşturdu.

Amerika ve İran, çıkarları için bölgeyi güvensizleştirip; çatışmaları sürdürdüler. Öngörülemez gelişmeler, bölge halkına yıkım ve yoksulluktan başka bir şey getirmedi.

Kürt halkının yaşadığı Türkiye, Irak, Suriye ve İran’daki kimlik arayışını istismar eden PKK Çatı Terör Örgütünün, Suriye’deki siyasi/sivil yapılanmasının üst düzey yöneticilerinin açıklamalarını; Ortadoğu’da yeni bir projenin ilanı olarak okuyabiliriz.

Aslında bu proje çok da yeni değil.

Siyonistlerin, Tevrat’taki vatanlarına kavuşma arzusu yani Arzı Mevud/ Tanrı tarafından Vadedilmiş Topraklarda Eretz Yisrael’i/ Siyon devletini kurmaları için PKK, kullanışlı bir aparata dönüşüyor.

Trump’ın Suriye’den çekilme beyanı üzerine buradaki sözde müttefiki Suriye Demokratik Güçleri (SDG)/ Doğu ve Kuzey Suriye Özerk Yönetiminin (PKK-PYD) askeri gücü; İsrail ile işbirliği için çağrı üzerine çağrı yapıyor.

İsrail’in stratejik güvenliği için PKK’ya ne gibi söz verilmiş olabilir?

İsrail, Trump’ın eliyle başta Suudi Arabistan olmak üzere güneyindeki Körfez Arapları ile İbrahim Anlaşmasını imzalamıştı. İbrahim Anlaşması, güncel olsa da Gazze’den sonra İsrail özellikle kuzeyden Türkiye tarafından tehdit algılamaya başladı.

Suriye’de Esed rejiminin devrilmesi ile Ortadoğu’da yeni bir süreç başlamış oldu.

Türkiye’nin terör gerekçesi ile Suriye topraklarında güvenliği tesis etmesi, uluslararası toplantılarda yaklaşık on dört yıldır Esed rejimine karşı Suriye halkının yanında duruşu tabii ki yeni Suriye yönetimi için danışılabilir bir ülke konumunda olmasını sağladı.

Suriye halkı, Esed rejimine karşı ciddi bir mücadele verirken; PKK, baskı ve hile ile ele geçirdiği topraklarda rejime karşı mücadeleden kaçındı.

PKK aynı zamanda rejime karşı mücadele eden Kürt hareketinin elini de zayıflattı. PKK, Amerika ile ortak hareket ederken aynı zamanda Esed rejimi ile saldırmazlık anlaşması yapması da düşündürücüdür. Tarafların bu şekilde hareket etmesi; Rusya ve İran’ın bilgisi dahilinde gerçekleşti.

Filistin toprakları üzerinde tedhiş ve tehdit ile bir terör devleti kuran İsrail; her ne kadar Esed rejimini düşman olarak konumlandırsa da işgal ettiği Suriye’ye ait Golan tepeleri üzerinde tampon bölge oluşturdu. Golan tepeleri, İsrail için ileri stratejik savunma alanı.

Yeni Suriye yönetiminin Türkiye ile ortak hareket etme iradesini beyan etmesi elbette hem PKK hem de İsrail’i tedirgin etti.

İsrail medyasına beyanat veren PKK’nın Suriye’deki temsilcilerine göre; Türkiye’nin Irak, Ürdün, Lübnan ve Suriye ile yakın diyaloğu, İsrail için açık tehdit oluşturuyor.

PKK/ PYD Yönetimindeki özerk bölge eğer desteklenirse; Türkiye’nin İsrail’e erişimi engellenir. Özerk bölge, İsrail için doğal koridor vazifesi görebilir.

İran’ın Şii Hilali tehdidinin göreceli büyüklüğüne rağmen; Türkiye, İsrail için önlenemez bir tehdide dönüştü.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güçlü bir iç desteğe sahip iken küresel sistemde sözü dinlenen bir lider olarak kabul görüyor. Sistemi revize eden AK Parti Hükümeti, özellikle Doğu Akdeniz’de hakimiyetini pekiştiriyor.

Türkiye’nin Müslüman Kardeşler ile ilişkisi ve Şam yönetimine açık desteği; Kudüs’e giden yolun açıldığı anlamına geliyor.

İran’ın Şii Hilali/ Direniş Ekseni çökerken bir diğer eksen Türkiye; Arap halkları nezdinde yükselişte.

PKK’nın baskısı ile PYD’nin yönetimi altındaki halkın, İsrail’le yakınlaşması, bölgesel siyaseti İsrail lehine dengeleyebilir.

Çanakkale ve İstanbul Boğazının uluslararası denetime açık olması ve ticaretin devamı için gemilerin serbest geçişi; İsrail’in istikrarı ve avantajlı bir geleceğe kavuşması adına zorunluluktur.

“İsrail, jeopolitik olarak güçlendirilmelidir”, “İsrail, Ortadoğu güvenliğinin mimarisinde rol almalıdır” bu tip haberler, son günlerde İsrail medyasında bir hayli yer bulmakta.

Suriye’nin yeraltı zenginlikleri ve sulanabilir tarım arazisi üzerinde siyasi organizasyonunu güçlendiren PYD, federasyon istemekte ayrıca da SDG/ YPG güçlerinin de özel statüsü gözetilerek bir bütün olarak Suriye Ordusu içerisinde yer almasını istemektedir.

PKK, İslami bir kimliği olan Yeni Suriye yönetiminden ideolojik olarak da rahatsızlık duymaktadır. PKK, Suriye’de mevcudiyetini sürdürebilmek için Amerika’nın Suriye’den çekilmesini istememektedir.

PKK’ya göre; Ortadoğu’daki krizin çözümü, İsrail ve Yahudi halkının katılımı ile gerçekleşebilir. PKK, İsrail’e açık çek vererek; Suriye içerisine davet etmektedir.

PYD’nin yeni Suriye yönetimi ile ilgili temel kaygısı seküler laiklikten uzaklaşan bir sistemin ayak seslerini işitiyor olması. Avrupa’ya karşı şikayetinde haklı pozisyonda olabilmek için; “kadın hakları”nı da bahane etmektedir.

Ortadoğu kime teslim edilecek?

DEAŞ/ İŞİD üzerinden planlanan oyunun bir ucunda İsrail diğer ucunda PKK/ PYD yer alıyor. DEAŞ’ın bölgede güçlü olduğu iddiasını öne süren PYD; Amerika’nın çekilmesiyle doğacak boşluğu İsrail’in doldurmasını beklemekte. Hatta Fransa bile bölgeye davet edildi.

PKK’nın İsrail ile olan yakınlaşmasına karşı, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), Ahmet Şara'nın ülke başkanlığı görevine atanması münasebetiyle; yayınladığı mesajla Şara’yı tebrik etmesi dikkate değer. ENKS; Suriye’de PKK’nın yer almadığı bir diğer Kürt Muhalefet cephesi.

PKK ve İsrail’in ortak çıkarlar etrafında bütünleşmesine karşı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle; “Türkiye ve Suriye dayanışma içerisinde hareket ederek terörün olmadığı bir huzur ve güven iklimini ortak coğrafyamızda tam manasıyla hakim kılabilir”

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ise yaptığı açıklamada; “Suriye ve Türkiye, sürdürülebilir güvenlik ve istikrarı sağlamayı amaçlamaktadır. Suriye’nin kuzeydoğusunda toprak bütünlüğünü engelleyen tehditleri ele aldık. İsrail'in, Suriye'nin güneyindeki tampon bölgeden çekilmesi ve 1974'teki anlaşmanın hayata geçmesi için uluslararası baskının önemini ele aldık” derken, yeni yönetimin, PKK ve İsrail ile ilgili düşüncesini net olarak açıkladı.

İsrail, Ortadoğu’nun çıbanbaşıdır. İsrail’in önü kesilmelidir.

Türkiye ve Suriye’nin ortak çıkarları ve ortak sınırları kesişmektedir. Suriye’nin kurtuluşunda her iki ülkenin asker ve mücahitlerinin kanı birbirine karıştı.

İki Cumhurbaşkanının asil ve latif davranışı; bölge halkları ve onların liderlerine bir mesaj olarak çoktan ulaştı.

Devlet idare etmenin ileriyi görme sanatı olduğunu her iki liderin duruş ve tutumunda görmekteyiz.

Türkiye, Suriye’de ikinci bir hataya imza atmadı.

Yeni Dünya Düzeni; Amerika’nın Düzeni.

Bloklaşma Batı/ Doğu ekseninden Kuzey/ Güney’e yön değiştirdi.

Türkiye, Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Mısır acilen ortak ittifak anlaşması imzalayıp; iş birliğine gitmelidir.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com 

https://www.jpost.com/opinion/article-840350?s=09

https://www.jpost.com/middle-east/article-840032#840032

https://www.dikgazete.com/haber/cumhurbaskani-erdogan-suriye-ile-dayanisma-icinde-terorun-olmadigi-huzur-iklimini-ortak-cografyamizda-hakim-kilacagiz-932067.html

https://www.dikgazete.com/haber/suriye-cumhurbaskani-sara-turkiye-ile-iliskileri-derin-bir-stratejik-isbirligine-donusturme-arzusundayiz-932066.html

YAZARIN DİĞER YAZILARI