İran faktörü, Rusya-Ukrayna savaşını bitirecek!
MOSKOVA
Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı Özel Askeri Operasyon, diğer adıyla “savaş”ın artık sonlarına yaklaştık. Tabir yerindeyse, kötü günleri geride bıraktık; artık önümüzde daha kötü günler var!
Ülkemizde bu savaşın başlamasına ihtimal vermeyen ve Rusya’yı Batı kaynaklarıyla değerlendiren Türk akademisyenler, yakın bir döneme kadar İsrail ve İran arasında ne yaşanmışsa; “tiyatrodan ibarettir”, demişlerdi. Bunun bir tiyatro olmadığını, her ne kadar anlatmaya çalışmış olsak da İran Cumhurbaşkanı Reisi suikastının “uygulamalı” tatbik edilmesiyle “gerçeği” hep birlikte gözlemledik.
İran’ın bir süre önce İsrail’i bombalamasına ilişkin 16.04.2022’de yaptığımız bir “Twitter/X” analizinde İran-İsrail meselesini Rusya-Ukrayna meselesine benzetmiş ve şu notların altını çizmiştik:
İran’ın değişken politikaları olduğu doğrudur; ancak İran, diliyle “uyarıp”, eliyle düzeltmeye çalışmış, olmayınca, dozu artırmıştır.
Savaşı sürdürme arzusu yoktur. “Tiyatro” değildir. Bu “uyarı”nın benzeri sözlü-elle-operasyonla Rusya tarafından Ukrayna’da yapılmıştır. İki operasyonda da yalnızca “amaç ve gaye” hesaplanmış, dolayısıyla gereken yapılmıştır. Rusya, İran’ı “açık-kapalı” destekler. Esad örneği açıktır.
Rusya’nın Ukrayna’ya operasyon başlattığında bugün Türkiye’de “İran” nasıl “küçük düşürülüyorsa” o gün de (yani Şubat 2022’de) Rusya aynı ölçüde Batı tarafından Türk kamuoyunda küçük düşürülmeye çalışılmıştır; Rusya’nın “başarısız” olduğu haberleri yapılmıştır; ama sonra görüşler değişmiştir. Bugün bu yaşanıyor.
Rusya-Ukrayna savaşının uzamasının en büyük faktörlerinden biri özellikle Rusya Savunma Bakanlığı ve diğer Rus kurumlarındaki görev değişiklikleriyle doğrudan bağlantılıdır.
Şöyle ki; Rusya’nın aklıselim Devlet kanadı olaya el koyarak, savaşın uzamasının “işine geldiği” birtakım yapılanmalardan ülkeyi arındırmaktadır. İdeolojik manada bu süreci olumlu yönde destekleyenler arasındaki en önemli ve kıymetli isim kuşkusuz eski Rus İstihbarat eski Başkanı ve Rusya Milli Güvenlik Kurulu eski Sekreteri Nikolay Patruşev’dir.
Kardeşi kardeşe, Türk’ü Kürt’e-Kürt’ü Türk’e kırdıran ve Rusya-Ukrayna arasına yıllardır “mayın döşeyen” İsrail’in, İran’daki çıkarları da malumumuz...
İsrail, 2006 yılında Ukrayna’da “kışkırtma” çalışmalarına başlamış ve her ne kadar Şubat 2022’de savaşı başlatarak Rusya’yı Ukrayna’ya iterek “başarı” kaydetmiş olsa da bugün durum biraz farklı…
2022 yılı ortalarında Rusya’nın kendine “dert ettirildiği” Ukrayna meselesinde, ordularını Suriye’den geri çekme zorunda bıraktırılan Rusya’yı artık Orta Doğu’da daha aktif göreceğimiz günler geliyor.
Rusya’nın İran ile olan ilişkileri ise ivme kazanarak, Çin’in müdahil olmasıyla yeniden dizayn edilecektir.
Hülasa; Türkiye-Çin ilişkileri şimdiden (!) pek kıymetli hal almalıdır; ki Türkiye’de “Çin uzmanı” olmaması hala vahim bir durumdur. Temennimiz, son 20 yılda Rusya’yı Batı kaynaklarından okuyan Türk toplumunun; önümüzdeki 20 yılda da Çin’i de Batı üzerinden okumamasıdır.
Zira, Dünya yeniden tasarlanıyor, kartlar birkaç yıl önce tekrar dağıtıldı. Çıkar amaçlı olarak, “Rusya ‘nükleer’ kullanır mı” sorusuyla toplumları “zehirleyenler”, yakın gelecekte İsrail-Filistin ve Hindistan-Pakistan arasında “nükleer savaşlar” çıkma ihtimalini bugün pek konuşturmuyorlar.
Ayrıca dünyada tanınmış birçok ülke liderinin yakın dönemde koltuklarını bir başkalarına vereceğine şahitlik edeceğiz. Ermenistan, Azerbaycan liderleri de söz konusu… Bu esnada Ukrayna lideri Zelenskiy’nin de artık o koltukta pek uzun süre oturamayacağını şimdiden söylemek mümkün. Bu da yakında Rusya-Ukrayna arasında buzların eriyeceğinin başka bir sinyali. Haliyle, savaşın bitmesi, Türk müteahhit şirketleri için biçilmiş kaftan; nitekim Ukrayna’nın yeniden inşasının gündem olacağı günlere girdik, duyduk-duymadık demeyin!
İran’ın içindeki bazı yapılanmaların bir an önce “aklıselim” hareket ederek tavır sergilemesi ve Türkiye’yi görmezden gelmeyi ivedilikle bırakması, İran’ın da milli bekası açısından pek önemlidir.
Her ne şekliyle olursa olsun, artık her şeyin ayyuka çıktığı ya da çıkacağı bir döneme girilmiştir.
İsteyen istediğini yapabilir.
Ünlü şairin de dediği gibi; madem ki akıldan imdat yok, madem ki akıl bir maşrapa su gibi alacağı kadar alıyor, yerin dibine batsın o maşrapa su!
Bırakın ruh, tecrübesini yapsın…
.
Hasan Enes Karahan, dikGAZETE.com