?>

İkinci bir Abydos

Ramazan Topraklı

2 yıl önce

İKİNCİ BİR ABYDOS

Özet

Makalenin amacı, bir tarihî coğrafya çalışmasıdır. Türklerin, 1113 baharı yağmaladıkları İznik Gölü dolayları, Prousa, Apollonias, Lopadion, Kyzikos, Poimanenon ile bu sırada zikredilen Barenos, İbidos, Angelokomites, Skamandros, Empelos, Abydos, Edremit ve Khliara ile İznik valisi Kamytzes’in Türkleri izlediği yol ve esir düştüğü Aorata ile İmparatorun geçtiği İznik, Malagina, Basilika, Olimpos, Alethina, Akrokos ve Akrokos ile Alaşehir arasındaki geniş ovayı tespit etmek. Yâni Anna’nın verdiği olayları araziyle yüzleştirmektir.

Açar Kelimeler: Tarihî Coğrafya, Yüzleştirme, Anna Komnena, Bilge Umar, Abydos, İznik, Aorata, Akrokos

Giriş

1097’de I. Haçlı seferi vukûbuldu, Bursa-İznik, Eskişehir, Bolvadin, Yalvaç ve hatta kısa bir süreliğine Konya bile elden çıktı. Haçlılar ele geçirdikleri yerleri Bizans’a verdiler.

Jan Dukas’ın ele geçirdiği yerlere kıyasla Eğirdir, Barla, Lampe (İznik), Efes ve Gelendost havalisinin önceden Türklerde olduğu anlaşılmaktadır. 1097’de Türkler, Yalvaç ve Çay’ın şarkına atıldılar.

1105’de Türkmenler Lampe ovasına geldiler. 1107’de Sultan Kılıçaslan öldü. Bunu fırsat bilen İmparator, 1108’de antlaşmaları nakzederek Lampe’deki Türkmenleri çok vahşiyane katletti. Bu olay üzerine Kapadokya Emiri Hasan Gazi, 1109’da Bizans’a saldırdıysa da mağlup oldu.

1110’da Doğu’dan gelen Sultan Şahinşah ve emirleri, elden çıkan bu yerleri tekrar ele geçirmeğe çalışıyorlardı.

Bilge Umar, Anna’nın Sewter’e ait İngilizce çevirisini esas alır ve bazı yerlerin asıl adlarını değil, doğru kabul ettiği adları kullanır; böylece okuyucu ve araştırmacı yanlış yönlendirilir.

Filadelfiya için Alaşehir, İznik için Bursa-İznik, Akrokos için Eğrigöz, Khoma için Gümüşsu, Hellespont için Çanakkale Boğazı, Khersonnesos için Gelibolu der.

Çalışmada görüleceği gibi Filadelfiya- Yalvaç, İznik- Lampe, Akrokos- Eğirdir, Khoma (Suble)- Garip, Deniz- Eğirdir Gölü, Kıyı- Eski Eğirdir Gölü kıyısı, Hellespont- Kemer Boğazı, Khersonnesos- Boğaz’daki Ada Tepe, s. 339’da Lampe ovasına komutan (vali) atanan Kamitzes için, s.459’da İznik Dükası Kamytzes denilir.

Usûl olarak önce Anna’nın metnini Bilge Umar çevirisinden özetleyecek; sonra da yorumlayacağım. 

Anna Komnena, 1996: 458-462: İmparator Aleksios’un Türklere karşı seferi (yıl 1113).

İmparator Kibotos'a varınca, bir ulak gelip ona, 40 000 adamın başında bulunan güçlü Beylerin, birliklerini bölmüş bulunduklarını; kiminin İznik ile yakın yöreleri talan etmekte olduğunu; Monolykos ile (?)'nın ise kıyı bölgesini yakıp yıktığını haber verdi. İznik Gölü dolaylarını ve keza Prousa ile Apollonias'ı talan etmiş olan birlikler, bunların yakınında bir yerlerde ordugâh kurmuşlardı ve ganimetlerini oraya yığdıktan sonra, daha ileriye doğru yol almayı sürdürerek, Lopadion’u ve komşu yerleri yağmalamışlardı. Hatta Kyzikos'a bile uzanmışlardı.

Deniz yanından giriştikleri bir saldırı üzerine kenti ele geçirmişlerdi; çünkü kentin valisi utanç içinde kaçmıştı. Ardından ileri gelen Beyler, Kontogmen ve Emir Muhammed, Lentiana yolundan, Poimanenon’a kadar ilerlemiş, oradan hem bol ganimet, hem de (s.459) çok sayıda tutsak getirmişlerdi.

Monolykos ise yöre halkının Barenos dediği, birçok diğer derenin, Skamandros, Angelokomites deresinin ve Empelos'un da çıktığı, İbidos adı verilen bir dağdan akıp gelen çayı aştı, kıyıya saptı. Parion ve Çanakkale Boğazı kıyısındaki Abydos üzerinden gitti, Edremit'ten ve Khliara'dan geçti.

İmparator, İznik Dukası Kamytzes'e, Barbarları izlemesini buyurdu. Beriki, İznik’ten çıktı; Kontogmen, Emir Muhammed ve yoldaşlarına Aorata yakınında ulaştı. Kamytzes çatışmada esir oldu. (s.460) İmparator, bir başka yoldan gitti; İznik, Malagina, Basilika, Olympos’u (s. 461) geçti, sonra Alethina'ya indi ve Akrokos'a vardı. Karme’li Türklere baskın verdi. Öncülüğe Gabras ile Monastras'ı koydu; artçılığı ise, Tzipoureles ile Ampelas'a verdi.

Emir Muhammed, Karme'li Müslümanların uğradığı felaketi öğrenince, Asya'daki (s.462) Türkmenlerle bağlaşıklık kurdu, İmparatoru takibe koyuldu. Muhammed’in adamları, İmparatoru, arkadan izliyorlardı; O ise Karme'li Türkleri kovalıyordu, böylece ikisinin arasında kalmıştı. (…).

Ampelas ve Tzipourel öldürüldü. Kamytzes ise, kargaşadan yararlanıp, Alaşehir ile Eğrigöz arasındaki ovada ordugâh kurmuş bulunan İmparatorun yanına geldi. Bu ova, üzerinde bir değil, birkaç ordunun konaklamasına yetecek kadar genişti (Anna, 1996, s.462).

Bilge Umar, Lopadion- Ulubad, Kyzikos- Kapıdağı, Prousa- Bursa, Deniz- Marmara, İbidos- Kaz Dağı’nın kuzeyindeki dağ, Abydos- Çanakkale Boğazı Anadolu kıyısı Nara Burnu, Edremit- Edremit, Khliara- Kırkağaç, Aorata- yeri henüz belli değil (s.459). Malagina- Osmaneli kasabası yakını, Basilika- Ramsay'a (s.229) göre, şimdiki İnönü yakınlarında bir köy, bu varsayım yanlış. Olimpos- Bursa-Uludağ (s.460).

Alethina- Ramsay’in (s.229) Kütahya ile Eskişehir arasında sandığı bir kasaba. Bu varsayım da yanlış. İmparator Emet'e gittiğine göre, Domaniç-Emet arasında olmalı. Belki Tavşanlı yakınları. Akrokos- Emet’in batısındaki Eğrigöz Dağı; Emet yöresi (s.461).

Karme- Ramsay, s.229, Soma yakınındaki Germe der: Anna'nın Karme dediği Germe. Oysa Türkler, biraz sonra geçecek olan "Karme'li Müslümanlar" deyişinin anlattığı üzere, Karme'ye uğrayarak oradan gelmiş değillerdi; oralı idiler. Batı Anadolu’daki Türkler, Anna'dan öğrendik ki, o yörelerden (bebeklerin kaynar kazanlara atılması gibi yöntemlerle) çıkarılmışlardı.

Soma'nın yakınındaki Khliara, biraz önce gördüğümüz üzere, Emir Muhammed'in yağmaladığı Rum kentleri arasında idi. Bu nedenlerle Karme, Soma yakınındaki Germe değildir. Bu Türkler, Pisidia ile Galatia sınırında (Senirkent yöresi?) bulunduğu sanılan Karma köyünden (Ramsay, s.461) gelmiş olabilirler (s.461).

Akrokos ile Alaşehir arasındaki ova- Simav, Gediz (kasabası) veya Uşak çevresindeki ova olabilir (s.462) gibi birçok hatalı yorum yapar. 

Bir tarihî coğrafya çalışması

Türkler, 1097’de Haçlılar’a, sonra Bizans’a mağlup olmuş, Çay ve Yalvaç’ın şarkına atılmış, Lampe’deki Türkmenler, ardından Hasan Gazi’nin birlikleri katledilmişlerdi. Bizans, İmparator Aleksios (1181-1118) zamanı yavaş yavaş toparlandı, oğlu Jan ile torunu Manuel zamanında eski gücüne kavuştu ve 1120’de Uluborlu kalesini de aldı. Hâl böyleyken Türkler, sık sık Bursa, İznik, Kyzikos, Çanakkale, Edremit, Alaşehir ve İzmir’e kadar nasıl gider ve nasıl savaşırlar? Başka bir Edremit, başka bir İzmir, başka bir Alaşehir olamaz mı? 1098’de Lampe yöresi valiliğine atanan Kamitzes’in, 1113 yılında İznik valisi olması ne demekti? Bilge Umar, 1098’de Türkmenlerin Bolvadin’e çekilirken takip ettikleri yol, Jan Dukas’ın takip ettiği yoldan daha kısa diye Anna’ya niçin itiraz eder? Remsi (Ramsay), Hasan Gazi’nin İzmir üzerine gönderdiği birliğin, Menderes nehrini geçmesi söz konusu olamaz diye Anna’ya niçin itiraz eder? 1390’da fethedilen bir şehrin adı, 179 yıl evvel 1211 yılında nasıl Türkçe bir ad (Alaşehir) alır? Denizli (Laodikya), 1075’te fethedilirken, ondan 170 km daha doğuda bulunan bir Isparta, nasıl olur da, Denizli’den 129 yıl sonra (1204’te) fethedilir?   Anna Komnena yanılır da, Remsi ve Bilge Umar yanılamaz mı? Bursa-İznik ile Manisa-Alaşehir arası gibi çok uzun bir mesafede Türk ordusu nasıl cirit atar? Bizans’a üç yıl esir olan Çaka, Selçuklu emiri değil mi de, İzmir’de bir beylik kurar? (Anna, 1996: 270). Kılıcarslan, 1095’te Çaka Beyi öldürdükten sonra İmparatorla, “Türkler Adalara, Bizans ise Asya’ya saldırmayacak” diye bir antlaşma yaptı. Türkler, bütün Asya’yı almış da, geriye bir Ege’deki Adalar mı kalmıştı? Sorular böyle uzar gider. Tarihçi, bu ve benzer soruları kendine hiç sormadı; sorduysa da cevaplamadı.

Cevap

Asya denilen yer, Küçük Asya veya Anadolu değil, Bizans’ın Eğirdir Gölü ile Çarşamba çayı arasında kalan Asya (Anatolia) Eyaleti, adalar, Eski Eğirdir Gölü’ndeki iki-üç ada, Deniz, Eski Eğirdir Gölü’dür.

Bugünkü Eğirdir Gölü, 500 yıl önce Hoyran ve Eğirdir adında iki ayrı göldü ve iki göl arasında suları Hoyran’dan Eğirdir’e veya kuzeyden güneye akan, ağzı kaynağına yakın Menderes, el-Battal, Euros, Ebros, Sangarios gibi birçok adı  kaydedilen 14-15 bm uzunlukta bir ırmak vardı.

Bu ırmağa, Marsyas adlı kısa bir nehirle, Orgas adlı uzun bir ırmak dökülürdü. Marsyas’ın Aisepos, Bigadiç ve Angelokomites; Orgas’ın ise Mauropotamos, Barinos, Sinaos gibi adları vardı.

Bir dağın, bir ovanın, bir ırmağın veya bir şehrin birden çok adı olduğu gibi, aynı adı taşıyan farklı dağlar, ırmaklar ve şehirler vardı. Olimpos birçok, Rhyndakos iki yerde.

Eski Tralleis, Yeni Truva, Sart, Pithekas, Andronikopolis, Paleologopolis Barla idi. Selçuklu tarihinde sık zikredilen Laodikya veya Lâdik Eğirdir; Antakya, Filâdelfiya veya Alaşehir ise Yalvaç’tı.

Hellespont Çanakkale, Firikya Hellespont ise Kemer Boğazı idi. Remsi (Ramsay), Firikya Hellespont’taki bütün isimleri, Balıkesir ve Çanakkale’ye taşımıştı. Çanakkale Abydos ve Firikya Hellepont’taki Abydos olmak üzere iki Abydos vardı.

Şarkîkaraağaç, Eğirdir ve Uluborlu arasında kalan bölgenin Küçük Firikya, Firikya Epiktetos, Yukarı Firikya, Mukaddes Firikya, Hexapolis, Firikya Paroureio, Firikya Katakekaumene gibi adları vardı.

Denizli-Honas’tan hariç, Gelendost-Eğirdir arası ile Hüyük-Göçeri köyünde iki Honas ile Dalaman’dan gayri, Konya-Derebucak’ta Dalayman var. Bursa-İznik ve Mysia İznik olmak üzere iki İznik var.

Mysia İznik, Küçük Firikya’da bulunduğu için Mikra İznik de denildi. Mikra-İznik ile arasında 20 bm bulunan Hoyran Gölü kıyısındaki Poimanenon, Mysia'da tanınmış bir şehirdir (Resmi, 1960: 260). 

Anna’nın zikrettiği olay ve isimleri araziyle yüzleştirmek

Eğirdir (Laodikya) bölgesi beyi Monolykos (Alp Kara) ve (x), kıyı (Eski Eğirdir Gölü kıyıları) bölgesini yakıp yıkmış; Kyzikos’u (Afşar-Kızık) almış; Barinos’u (Yalvaç çayı, Orgas) aşmış; Abydos (Kemer Boğazı’nın şarkı olan Kemer Damları) ve kıyıyı (Hoyran Gölü kıyısı) takiple Edremit (Aş. Tırtar), devamla Khliara’dan (Yk. Tırtar) geçmişti (bk.Har.1).

Emir Muhammed ve Kontogmen (Kundan Bey) ise, Lentiana (Gelendost yanı) yolunu takiple Kemer Boğazı’ndaki Yenice Köyü Köprüsünü geçmiş ve Lopadion (Boğaz’ın batı yakasında bir kale) ile Poimanenon’a (Kayaağzı Pınarları yanı) gelmişlerdi. Diğer Türkler ise Hoyran (Kundanlı) ovası ve Hoyran Gölü’nün (İznik Gölü: Askania Gölü) kuzeyinden İznik (Senirkent-İlegüp/Uluğbey) ve Uluborlu önlerine gelerek, Apollonia ve Prousa yöresini yağmalamışlardı.

Emir Muhammed ve Kundan Beyle ve muhtemelen Monolykos’la da birleşip, Hoyran Gölü’nün doğu sahilini takiple Edremit ve Khliara üzerinden Şarkîkaraağaç tarafına çekilmişlerdi.

Kundan Bey, Kundanlı ovası, Alp Kara ise Eğirdir bölgesinin beyleri oldukları için Khliara’dan sonra Kundan Bey bölgesinde kalmış, Alp Kara ise tarihi yolları takiple Yalvaç-Akçahisar üzerinden Afşar (Gelendost) Kızık (Kyzikos) bölgesine dönmüş olmalıydı.

İznik valisi Kamitzes ise İmparator buyruğuna uyarak İznik’ten (İlegüp) çıkmış, Hoyran Gölü’nün kuzey sahili, Kundan Bey (bölgesi), Yalvaç ve Sultan Dağları eteklerini takiple Aorata’ya (Şarkîkaraağaç-Õras k.) gelmiş ve Emir Muhammed’e esir düşmüştü.

Bu arada İmparator, İznik’e gelmiş ve Akrokos’taki Karme’li Türklere baskın yapmayı düşündüğü için, alttaki gibi Türklerin hesap edemeyeceği bir yoldan yürüyecekti (bk.Har.1).

İznik’ten yola çıkan İmparator, Malagina (Senirkent-Yassıören k.), Basilika (Ayazmana k.), Olimpos’u (Mysia Olimpos: Barla veya Gelincik Dağı) aştı; Alethina’ya (Atabey düzlüğü) indi ve Akrokos’a (Eğirdir) vardı. Karme’li (Yalvaç Gele-germi köyü: Karme) Türklere (Konya Türkleri) baskın verdi, onları katletti, sazlığa saklananların çıkması için sazlığı yaktı.

Akrokos (Akros = Uc, İkos = Uc, Akro+ikos > Akrokos), muhtemelen ülkenin ucundaki, Uc şehir anlamındaydı ve burası Eğirdir’di.

Lampsakos da benzer türemişti ve Çanakkale-Lâpseki ile ilgisi yoktu. Malûm olduğu gibi Lampe- İlegüp, Lampis ise İlgüp veya Senirkent ovası; Lampsakos= Lampis + ikos şeklinde türemişti ve Lampis’in ucundaki, yâni Hoyran Gölü kıyısındaki bir şehirdi (bk. Har.1).

Aleksios, Eğirdir’den sonra gölün doğu sahilinden, önde Yalvaç ve Kundanlı kumandanları Gabras ve Yarı Barbar Monastras, arkada Tzipoureles ile Ampelas, ortada ise kendisi olmak üzere Gelendost’a doğru yürürken, bir yandan da önden kaçan Karme’li (Gele-germi) Türkleri kovalıyordu.

Bu arada Emir Muhammed, Gelegermi’li Türklerin başına gelenleri öğrenmiş; Asya’daki (Asya Eyaleti) Türkmenleri de yanına alarak, Şarkîkaraağaç’tan Kelbianos ve Eğirdir’e doğru yola çıkmış; kısa olan Balcı köyü yolunu seçmişti.

Kanaatimce Bizans, gölün sona erdiği yerden itibaren Kemer Boğazı’na doğru dönmüş giderken, Emir Muhammed Bizans artçılarına saldırmıştı. İmparator, bu arada Eğirdir (Akrokos) ile Yalvaç (Alaşehir) arasında, birkaç ordunun birden konaklayabileceği geniş Kelbianos ovasındaydı. O, askeri, Georgios Lebounes’e bırakarak başkente döndü (bk.Har.1).

Şu bilgileri de vereyim:

Kundanlı (Hoyran) ovasının Türk kumandanı Kundan Bey (Kontogmen), Bizans kumandanı Yarı Barbar Monastras, Barla önündeki ovanın (Kelbianos) kumandanı ise Georgios Lebounes’tir.

29 Nisan 1091’deki Lebounion (Küçük Aslan) savaşı, Lebounes’in yerinde, yâni Kelbianos ovasında yapılmıştı.

Tarihçi, bu savaşın Enez’de yapıldığını sandı. Hâlbuki Ozolimne, Eski Eğirdir Gölü. Monastras ve Ouzas, bu savaşın kumandanlarıdır. Çaka Bey, mağlup Peçenekleri gemileriyle Ozolimne’deki (Eğirdir) adalara taşımıştı.

Adalı A. Refik Öngül’ün nakline göre Eğirdir-Yeşilada’yı bir yolla Eğirdir’e bağlamak istedikleri zaman, Adalı bir Âmâ -“Yol yapmayın, Ada, Manarga’dan bk olur” der. Neden, yol üzerindeki başka bir yer değil de, Manarga? Manarga (Dedeçam), Gelegermi’ye (Kozluçay) üç, Eğirdir’e 80 km uzakta, Kıral Yolu üzerinde Rabaz-ı Konya ve Konya Kapı denilen, Yalvaç ilçesinin bir köyü. Bu söz, geçmişin bir hatırası olamaz mı? (bk.Har.1).

Sonuç

Umarım her şeyi açıkladım. Abydos, Firikya Hellespont ve Kemer Damları denilen yere oturuyor.

Sultan Kılıcarslan, kayınpederi Çaka Beyi Aleksios’un hilesiyle burada veya yakınındaki Marsyas ırmağı kıyısında, yemek sırasında şehit etti.

Mezarı, Boğaz’ın yedi bm doğusundaki Koru Tepede, Müslümanlar Mezarlığı’ndadır.

İbidos, buranın üstündeki dağın adıdır ve muhtemelen Abydos’la ilgilidir. Kaikos Nehri (Empelos?) veya Kaikos (Caicus) vadisi ile Kyzikos (Afşar köyü) arasındaki bu dağlık yerin diğer adı Troad (Troas) olup, Sigriane, Athos, Remadi, Bozdağ, Galesion ve Çirişli gibi daha birçok adı kaydedilmiştir (Strabon ve Remsi, 1960: 168-177).

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

Har.1

YAZARIN DİĞER YAZILARI