Bu gizem, uzun, zorlu yaşamsal sürecin sonunda düşünüş ve davranışlarımızı etkileyen birçok deneyim ve tecrübelerden oluşmaktadır.
Çevremizdeki oluşumlardan istifade edebilmeyi öğrenerek, hayatımıza ne şekilde yön verebileceğimize kılavuzdur.
Düşünüş ve davranışlarımızı sağlıklı sürdürebilmenin önemini kavrayarak, çözümsüzlüklerin kendimizde oluşan sadece geçici kurgular olduğunu anımsayabilme kabiliyetine sahip olabilmektir.
Benliğimizde olup-bitenlerin varlığından haberdar bile olmaksızın yaşamımızı idame edebilme gayretinde olan bizlerin nihai uyanışa şahid olabilmektir gayemiz…
Yaşamımızda her şeyin sürekli ve doğru olacağı kanaatiyle yaşayamayacağımızın bilincinde olarak ne şekilde üstesinden gelebileceğimizin keşfidir aslen anlatılanlar.
Her canlının evrende bir hikayesi olur, mesele bu hikayeleri nasıl yönlendireceğimize karar vererek, içimizdeki o azmi, hırsı dışarı çıkarabileceğimizdir.
Bütünleşmeyen ruh daima serkeş olacaktır.
İçimizdeki kaynağın gücünü keşfedebilme erdemliliği bizde saklıdır.
Her şey bizde biter…
Kişisel Gelişim ve Motivasyon
Dış nesnesi olmayan belirli davranış türlerine bağımlılıklar, insanı zamanla baskılayarak travmatik sorunlara sebeb olurlar.
Meselen mükemmeliyetçilik tutkusu yaşayanlarda kendileri gibi olmayanlara karşı bakış açıları daha farkındalıklı olup anlaşılabilinirlikleri zordur.
Oysa ki kimilerinde bu ve benzeri davranışsallıklar normal dışı gibi algılansa da imtiyazlı işlevlerde bu büyük başarıdır.
Lakin her yaşam alanında bunu uygulayabilme isteği iletişimsizliklere sebeb vererek sorunlar oluşturur.
İçimizdeki dışa vurmayı bekleyen duygusal, hayalci, şevkli, bireyci, sosyal, deneyimli mizacımızı seviyesinde, başkalarını rahatsız etmeden erişebilmemizdir as olan…
Her bir karakter, kendine özgü bir sistem oluşturur.
Bazılarında uyumlu bazılarında uyumsuzluğa sebeb olan rolleri, kendimize kabullenemeyiz bir an; mutluluğu öncelikle kendinde sonra çevresinde keşfederek üstesinden gelinebileneceğini öğreniriz zamanla...
Sağlıklı manevi yaşam sağlayabilme ancak bireyin kendine öncelik vermesinden başlar.
Kendine saygı, diğer canlılara saygı, doğaya saygı, yaşama saygıyla oluşur.
Ünlü terapist Virginia Satir (1967) kendi öngördüğünce özgürlüğü; “Şimdi ve burada olanı duyma ve görme, kendi düşündüğünü olduğu gibi ifade edebilme, kendi duygularını olduğu gibi ifade edebilme, olmak istediği yönde gelişerek kendi özünü gerçekleştirebilme ve kendi arzularına göre bir şeyi isteme ya da reddetme özgürlüğü” olarak tanımlar.
Zamane sorunlar maalesef hep geciktirilmesi alışkanlık hali aldığından ileride geri dönüşü olmayan çözümsüzlükler oluşturmakta.
Bizlere düşen; üşenmeden var olanı, erken tedavi etmemizdir; teşhis ve tedavimizde geç kalmamız sadece biz değil çevremizdekilere de zarar verecektir.
Karşımızdakilere vereceğimiz empatiksel saygı ve sevgi, kendilerine ne kadar değer verdiğimizin ispatı olacaktır.
Güvenli ve huzurlu yaşamımız, içimizdekileri kabullenerek yaşamımıza uyumlu hale getirmekten geçer.
.
Volkan Yaşar Berber, dikGAZETE.com