91 seçimleri yaklaşıyor; "Refah İstanbul”, bizden kampanyada kullanılacak açık havada oynanacak bir oyun istedi.
Oyundan önce de kısa bir konuşma öngörülüyordu.
Genelde izin vermezdik; ancak "91 Seçimleri" hayat-memat meselesiydi. -hep öyledir ya-
Zaten Rahmetli Ali Nar’ın "RUH PARAZİTİ VE PORSELEN DİŞLİ BÜROKRAT" adlı oyununun ismini Ali Nar’la Meydan/salon savaşları sonunda "İŞTE MEYDAN İŞTE ŞEYTAN" olarak çalışmaya başlamıştık... Uyarlama yapacaktık.
Parti tarafından Genel Merkez’e bir davet yapıldı.
Tepebaşı’ndan eski İstanbul İl Merkezi civarından iki otobüsle geceyarısı hareket ettik; yazarlar, çizerler, gazeteciler, gazetesizler…
Otobüs demek, Hoca’nın her seçim öncesi son C.tesi; "ALLAHIN İZNİYLE YARIN 550 MİLLETVEKİLİ İLE İKTİDARDAYIZ" DEMESİ KABİL BİR İYİMSERLİK…
Perperişan sabah ulaştık menzile.
Müslümana yakışır hayli yoksul bir kahvaltıdan sonra toplantı başladı.
Bir-iki nokta aklımda kaldı.
B.H’nin “Teşkilat bu konuda cahil.. Partililerimize ADİL DÜZEN’i anlatmamız gerek” demesi…
O zamanlar yeni, ileri girenlerden “H.K." bir anket yaptırmış; biraz da takdir bekleyerek sundu Hoca'ya…
Bir azar, bir aşağılama!.. "Sen nasıl soruda Refah Partisi’ni birinci sıraya koymazsın?"
-Hocam Anket formatı böyle.
“Yıkıl!..” dedi; hatta kağıtları da ya önüne sürdü ya yere attı.
Kocaadam, saçlar beyazlaşmaya başlamış; yıkıldı…
Ben yerin dibine geçtim.
Sıra bana geldi.
Masanın arkasına geçtim.
Merhum Hoca yanımda oturuyor…
Ayakta “Projemizi” anlattım; açık havada her kesime hitap edeceğimiz için oyun öncesi, direkt propaganda kokmayan, kapsayıcı ve kuşatıcı en önemlisi KISA bir konuşma yapılmasının önemini vurguladım…
Ve bir anımızı anlattım…
Hakan Sineması’nda özel bir gösteri oyundan önce rica ettiler "kısa bir-iki konuşma olacak" diye.
BİZİM(Mİ)KİLER’in adetidir; 19.00'da başladı, gece saat 21.30, biz hala oyuna başlayamamışız…
Refah’ın ileri gelenlerinden bir “MV" geldi mikrofona “Kardeşler biz konuşma adabını bilmiyoruz, lafı dağıtıyoruz, uzatıyoruz... Yetişkin bir insanın dikkat süresi 20 dakikadır…” diyip, 35 dakika konuştu.
Yukardaki son paragrafı nakledip şu sözlerle bitirdim; "BİRLİK SANAT; SANAT’IN EHLİ BİZİZ!.."
Ben kurtulalı Rabbim’e şükür 25 yıl oldu; toplantı sonrası, sigara bağımlıları aşağı katlarda bir odada toplandık.
Ehl-i Duman…
Üzerimde çok kötü bakışlar hissettim.
Gelen yöne döndüm.
Sözünü ettiğim Refah ileri geleni beni oyuyor gözleriyle.
Bi şeycikler demedim…
Adını vermemiştim; yine de vermiyorum çünkü tutumunda yalnız Ve tek değildi..
Genel Merkez’den dönüş yine İstanbul’a aynı eziyet=yolculukla…
Bir gün telefon geldi MM’den:
-Abi şimdi toplantıya giriyoruz; hemen metni faksla.
-Yakınız; taksiyle 5 dakika, metin uzun ben getireyim!
-Yok yok acele hemen faksla…
Faksladım; sonrası ne ses ne nefes.. Arıyor soruyoruz o ona paslıyor, o öbürküne ortalıyor. Sonunda sorumlu:
"Abi ben bakacaktım ama oğlanın okul kayıdı var" diyince üstelemedik.
Refah o seçim, MHP ile Seçim İttifakı yaptı.
Söylendiğine göre, toplantı sabaha karşı "İttifak Yapmayalım" kararıyla dağılmış.
Katılımcılar "İttifak" haberini sabah radyo haberlerinden öğrenmiş…
Hiç işine yaramadı Refah’ın…
Biz de oyuna kiraladığımız "FKM"de başladık.
Bizim işimize yaradı.
O gün bugün…
Hala sürüyor "THE CEMAAT"in değişik ortaklarıyla bize yaptığı zülümler.
Ahiretimi imar ediyorlar.
Onlar benim KIYMETLİLERİM.
.
-"Hayatta Oynamam" kitabımdan-Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @HayattaOynamam , @dikgazete