Hindistan Türklere borçludur: Putin, Modi ile ne konuşacak?
MOSKOVA
Narendra Modi’nin 8-9 Temmuz'da bir günlüğüne Moskova'ya uçacağına artık kesin gözüyle bakılıyor. Bu elbette hem Moskova hem de Yeni Delhi için birçok olumlu durumun habercisi niteliğinde. Her şeyden önce Hindistan'ın niyeti, Washington'a Hindistan'ın dış politikasındaki “önceliklerini” net olarak göstermek gibi dursa da masada “somut” birçok gündem olacağını şimdiden öngörebiliyoruz.
Belli ki Hindistan kendi politikalarının çok yönlü olduğunu artık dünyaya daha “keskin” gösterme arzusunda.
Bu “keskin” duruş bize Hindistan’ın geçmiş tarihinde Türklerin izini hatırlatmaktadır. Bazı kesimler, Türkiye ile Hindistan arasında pek “kayda değer” ilişkiler olmadığını atıp-tutarken Hindistan’ın bugünkü dünya siyasetinde de Türk izi aramayı düşünmek istemedikleri gibi, Türklerin de Hindistan’a kültürel bir miras bıraktığını pek dillendirmezler. Öyle ki, Hindistan’da zamanında kurulan hükümet sistemi ve ülkede yönetimsel alanlardaki devlet anlayışını kazandıran Türklerdir. Edebi dünyayı, sanatsal ifadeyi, bilişsel gelişmeyi, herkesin kendi dinine göre yaşayabilmesini ve halkın maneviyatının yükselmesine öncülük eden yine Türklerdir.
Hülasa; Türk medeniyeti, Hindistan tarihinde önemli bir etkiye sahiptir. Yakın tarihte Türkiye’nin Hindistan üzerindeki bu etkisinin en önemli şahsiyeti, özellikle Mustafa Kemal Atatürk’tür. Mustafa Kemal’in Asya’da adım-adım yürüttüğü dış siyasetinde o dönemde Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerinin de yükselişe geçtiğinin altını çizmek gerekir.
Sözün özü; bugünkü Rusya ve Türkiye ilişkileri, aslında Mustafa Kemal’den yarım kalan ilişkilerin devamı niteliğindedir.
Vladimir Putin ve Narendra Modi arasındaki görüşmelerin gündemi henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. Pek de paylaşılacak gibi durmuyor.
Hintli Tribune gazetesi, Narendra Modi'nin “Moskova ile bağları güçlendirmeye hevesli olduğunu” söylemiş ve bu fikri manşete taşımış. Hintli gazete, Narendra Modi'nin Moskova ziyaretinin “hızla değişen dünya düzeninde yeni ortaklıklar arayışındaki Hindistan ve Rusya arasındaki etkileşimi vurgulayacağını” belirtmiş.
Yani biz bunu şöyle anlamalıyız: ABD belirsiz beklentilerle dünyanın birçok bölgesinde entrikalar çevirirken Rusya, Hindistan'a kendisiyle dostluğunun doğrudan faydalarını uygulamalı olarak “yerinde” gösterecek!
Ukrayna-Rus savaşından sonra Batı'nın Rus enerji kaynaklarına yaptırım uygulamaya başlamasının ardından Hindistan'ın çok iyi fiyatlarla Rus ham petrolü alışı hızla artmıştı. Yani, Rusya’nın Hindistan'a sattığı ham petrol hacmi yükselerek ilerliyor.
2024 yılı Mart ayındaki sevkiyatlar Şubat ayına göre yüzde 6 artarak günde 1,7 milyon varile ulaşmış. Ve en ilginci, garip görünse de Rusya ve Hindistan, Rusya'ya yönelik yaptırımlar sayesinde (!) aynı anda tüm “olumsuzlukları lehe çevirerek” ticari fayda sağlamış iki ülke.
Hülasa; Hindistan, önemli miktarda Rus petrolünü rafine ederek bugün Avrupa'ya yüksek kârla satıyor. Ukrayna'daki savaş başladığından beri Avrupa rafinerilerinin doğrudan Rus petrolü alması yasaklanmış olmasına rağmen, Hindistan’ın bu ticaretleri yürütebiliyor olması gerçekten insanda merak uyandırıyor.
İki ülkenin “kazan kazan” yürüttüğü bu ticaret, petrol ürünleri ile de sınırlı değil; Rusya, Hindistan ile silah ticareti de yapıyor. Rusya’nın Hindistan’a ihraç ettiği silahlar Batı ülkeleri silahlarından hem ucuz hem de Hindistan ordusunda kullanıldığından, ordu için daha “alışılagelmiş” kabul ediliyor. Yani, Hindistan’ın bu alanda Rusya ile ticaretini durduracağını uzun bir süre düşünmüyorum. Aksine, bu durum Putin-Narendra Modi’nin görüşmesi kapsamında masada değerlendirilebilecek başlıklardan biri gibi duruyor. Tabii bir de insansız hava araçlarının ülkeler arası ticaretleri ve uzayda iş birliği söz konusu…
Diğer taraftan Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya başlattığı sınır ötesi operasyon ile birlikte Hindistan Rusya’yla olan ilişkilerini daha temkinli ve titiz yürüteceğini duyurmuştu. Yine de Hindistan, ABD'nin Rusya’yla yürüttüğü bu ilişki sürecinin nasıl geliştiğini yakından izlediğinin de açıkça farkında. Yani herkes her şeyi iyi biliyor.
Başka bir deyişle Hindistan, tüm olacakları göz ardı ederek Moskova ile ilişkilerini geliştirmeye devam edecek.
Putin-Modi görüşmesi de bunun önemli bir adımı. Zira, Hindistan, Rusya'nın Ukrayna’ya olan tutumunu da artık pek eleştirmiyor, aksine bu hususta Rusya’nın yanında pozisyonunu koruyor. Bilindiği üzere, İsviçre'deki "küresel zirve”de Hindistan, Çin ve diğer küresel güney ülkeleriyle birlikte ortak bir bildiriye imza atmayı reddederek Amerika'nın tüm dünyayı Moskova'ya karşı birleştirme planını bozmuştu.
Bu planların bozulmasında “oyun kurabilen” Türkiye’nin bölgede etkisi oldukça yüksektir. Öyle ki, kökleri derinliklere dayanan Türk-Hint ilişkileri, tarihsel ve kültürel bağlarla birbirlerine kenetlenmiş durumdadır.
Türkiye ve Rusya, Asya’da kartların yeniden dağıtıldığı şu günlerde bölgenin tekrar dizayn edilmesinde etkin rol oynarken, Modi’nin yakında Rusya’ya yapacağı ziyaretin de pek manidar olduğu şimdiden görülmelidir. Nitekim, tarihsel ve kültürel bağların yoğun yaşandığı Hindistan-Türkiye ilişkilerinde, Rusya’ya Hindistan adına “gerektiğinde” verilecek en büyük referans Türkiye’dir. Bu bakımdan, Hindistan, Türklere tarihte de olduğu gibi, bugün bir kez daha borçludur, vesselam.
.
Hasan Enes Karahan, dikGAZETE.com