"Etki-tepki" olayına inanıyorum ama her şeyin karşılıklı olmasına değil.
Her şey karşılıklı değildir; bazı şeyler karşılıksızdır!
Mesela sevmek gibi ya da hiç tanımadığın birine selam vermek, gülümsemek gibi ya da hayvanlara ekmek-su vermek ya da yaşlı birine yardım etmek; düşen bir çoçuğu kaldırmak, nazik olmak, kuyrukta sıra vermek gibi, gibi, gibi…
Büyüklere saygı göstermek de keza öyle; şimdiki gençliğin bi-haber olduğu bir şey!..
Çoğu şeyin karşılığı olmaz bu hayatta, bunu bilebilse insanlar belki bu kadar gergin olmayacaklar, bu kadar da kasmayacaklar kendilerini; belki bu kadar huzursuz da olmayacaklar.
“Karşılık" olup olmaması bir yana, daha da önemlisi her şeyin illa ki bir karşılığının olması gerekmediği gibi, gerçekte ne kadar bağlantılı olduğu üzerinde durulmayan bir şey daha var ki “Empati” derler ona da.
“Empati”nin şart ve gerekli olduğunu, ne olursa olsun, illa ki olması gerektiğinin de farkında değilmiş gibi nedense herkes…
Ya da benmerkezci olmak, egoist davranış ve tutumlar empatinin önüne geçmekte.
Başkasının ne hissettiğini, kendini onun yerine koyarak anlamaya çalışmayan, “Empati" yapamayan ya da bunu bilmeyen biri, ego ve hırsının etkisi altında olur otomatikman..
Açlık ve insanların diğer insanlara yaptığı yağma, gasp ve zulüm, sonra savaşlar… Bu kötülüklerin açıklaması bundan başka ne olabilir, bilemiyorum!..
Ülke ya da insanlığın “çıkarları" ve sosyo-kültürel yapılar dışında insanları birbirinden ayıran başka da bir şey yok bence!..
Aristo’dan bu yana “Empati” ile haşır-neşir Batı toplumlarının durumu bir yana, bizde bu “Empati meselesi”nin ayağa düşmesinden önce, “Hemhal olmak” ve “Muhabbet” vardı...
Hadi, bu ikisini geçtik, kardeşler, eşler, eski dostlar bile bir biri ile hemhal olamıyor, muhabbet kuramıyorsa “Empati” kuralım bari ve karşımızdakine biraz da öyle bakalım.
Ve her şeyin karşılığının olmamasının sebebine de şöyle bir yaklaşımda bulunalım;
Karşılık bekleyip, bir karşılık bulamadığın her şeyin karşılığı Allah’tadır.
.
Mine Tuna, dikGAZETE.com