Halkının onurunu ayaklar altından kaldıran lider: İlham Aliyev

Fuad Safarov

4 yıl önce

MOSKOVA

Yıllar önceydi. Bir Rus televizyon kanalı, Azerbaycan'ın ulusal lideri Haydar Aliyev hakkında belgesel film sunuyordu. 

Filmde, merhum lider Haydar Aliyev'in hayatı, siyasi mücadele ve faaliyetleri anlatılıyordu. 

Filmde, Haydar Aliyev'in oğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de duygularını paylaşıyordu. 

Rus muhabirin, “Bazen siyasi kararlar alırken, babanızın yanınızda olmasını ve tavsiyelerini almak..” diye başlayan sorusu üzerine İlham Aliyev'in gözleri doldu ve “Evet bazen bu boşluğu hissediyorum..” dedi ve sözlerini tamamlayamadı.

Baba Haydar Aliyev, sözün asıl anlamında 20. yüzyıla imzasını atan dünya liderlerinden biri. 

Sovyet Gizli Servisi KGB'de üst düzey yöneticilik yapan Haydar Aliyev, daha sonra Sovyetler Birliği Başbakan Birinci Yardımcısı görevinde bulunmuştu. 

Batı istihbaratı, “baba Aliyev 1980'lı yıllarda Sovyetler'in başına geçecek” diye çok büyük endişe içindeydi. 

Sovyetler'in dağılmasının ardından Cumhurbaşkanı olarak bağımsız Azerbaycan'ın devlet olarak kurulması ve güçlendirilmesinde muazzam rolü oldu.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, elbette babasının zengin devlet yöneticiliği tecrübelerinden yararlanmıştı. 

Dünyanın en prestijli diplomasi okullarından Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (MGİMO) mezunu, daha sonra aynı eğitim kurumda akademisyenlik yapan İlham Aliyev, bugün ülkesini zafere taşıyan bir Başkomutan. 

Bu, Azerbaycan için sıradan bir zafer değil. 

Yaklaşık 30 yıllık bir mücadele. 

1988 yılında Ermenistan, Azerbaycan halkına karşı savaş başlattı.

Sovyetler dağılınca Ermenistan, bölgedeki Rus birliklerinin yardımıyla Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ bölgesini ve ayrıca da çevresindeki 7 bölgeyi işgal etti. 

Azerbaycan, güçlü ordu olmadan bu sorununu çözemeyeceğini anladı. 

Baba Aliyev, Türkiye'nin yardımıyla milli orduyu kurmaya başladı. 

Daha sonra bu mücadeleyi oğlu devam ettirdi.

Azerbaycan, petrolden kazandığı gelirinin önemli kısmını orduya harcıyordu. 

Diplomasi alanında da başarılar sağlayan İlham Aliyev, Ermenistan'dan toprakların iade edilmesini talep ediyordu.

Ermenistan ise 27 yıldır Azerbaycan'ı oyalıyor ve “Görüşmeler için görüşmeler” yapıyordu. Ayrıca Ermenistan yöneticileri, Azerbaycan'ı “Bu sefer yeni topraklarınızı alırız” diye tehdit ediyor, alay ediyordu. 

Topraklarının yüzde 20'si işgal altında olan Azerbaycan halkının onuru 27 yıldır adeta ayaklar altındaydı. 

10 milyon nüfuslu ülke içindeki yaklaşık 1 milyon mültecinin durumu, yürekleri parçalıyordu. 

Azerbaycan halkı, bu haksızlıkları kaldıramıyordu.

Toprağınız işgal altında” damgasıyla yaşamak inanın çok ağır bir duygu!

İnsan kendini dövülmüş, hakaret edilmiş gibi hissediyordu…

Fakat..

Fakat olmadı..

İlham Aliyev, halkını seferber etmeyi başardı.

Aliyev, Ermenistan'ın son yıllardaki aşırı küstah davranış ve adımlarını da izliyordu. 

Ve 27 Eylül 2020'de Karabağ bölgesinde savaş patladı. Başkomutan Aliyev yönetimindeki Azerbaycan halkı, ayağa kalktı ve Ermeni işgaline son vermek için silahına sarıldı. 

Baba Aliyev ve oğlu İlham Aliyev'in devletçilik alanında yaptığı çalışmalar öz meyvesini verdi. 

Azerbaycan, 44 gün içinde Ermenistan ordusunu yerle bir etti.

Ermenistan şok içindeydi. 

Bugün de öyle; o şoktan hâlâ kurtulabilmiş değil.

Aliyev, savaştan önce Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı sert şekilde uyarıyordu. 

Savaş günlerinde ve sonrasında ise Aliyev, Paşinyan başta olmak üzere Erivan yönetimini bozguna uğrattı. 

Daha önce “Davos” gibi uluslararası etkinliklerde Aliyev ile tartışmaya çalışan Paşinyan'ın bu sefer, ağzı-dili kurumuş ve eli ayağı titriyordu. Çünkü Başkomutan Aliyev liderliğindeki Azerbaycan ordusu, işgalcilerin kafasını ezmişti. 

Azerbaycan, öz topraklarını işgalden kurtardı. 

Halkın onuru ayaklar altından kaldırıldı. 

Azerbaycan halkı, tüm dünyaya nasıl savaşıldığını ve topraklarını işgalden nasıl kurtardığını göstere göstere kanıtladı. 

Tabii, başta İlham Aliyev olmak üzere, tüm Azerbaycan halkı, bu savaş sürecindeki önemli destek ve katkılarından dolayı Türkiye’ye şükranlarını iletmeyi de unutmuyor.

Azerbaycan’ın savaş cepheleri ile Başkent Bakü başta olmak üzere, tüm bölgelerinde Ay Yıldızlı Al Bayrak ile Gök Mavili Al Yeşil Ay Yıldızlı Bayrak birlikte dalgalanıyor.

Sonuç olarak;

Dünya, gerçekten de son günlerde, çok önceden beri var olan muazzam Türkiye-Azerbaycan kardeşlik dayanışmasını izlemekte.

.

Fuad Safarov, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI