?>

Hakkaniyetli erkeklerden adalet ve merhamet yüklü sözler…

Sevim Korkmaz

5 yıl önce

- Kadınlara ancak kerim olanlar ikram eder kötü olanlar da ihanet eder. -Hz. Muhammed (sav)-

Biz kadınlar için en anlamlı duruş, en büyük kazanım böyle düşünen ve düşüncelerini ifade eden Beyefendilerin hakkaniyetli yaklaşımları.

Gönül isterdi ki "kadınlar" adında bir sure indiren Allah'a iman etmiş ve O'nun kadınlar hususunda çok hassasiyet gösteren elçisi Hz. Muhammed'in (sav) ümmeti olan bizler, "Dünya Kadınlar Günü" ile hak arama ve hâlimizi arz etmeye ihtiyaç duymayalım. Ama maalesef her dönemde kadınlar için toplumsal düzenleme yapılması elzem olmuş.

Bu yazıya katkı sağlayan Kıymetli Hocalarımıza sonsuz teşekkürler...

- Biz İstanbul'u fethederken Bizans'ta meleklerin erkek mi kadın mı olduğu şeklinde cinsiyeti tartışılıyordu. 

Şimdi o tartışanlar bilgi ötesi çağa geçtiler, biz ise kadınlar evde otursun/oturmalı diyen ve adeta “kadının çalışması bütün kötülüklerin anasıdır” ilkesine iman etmiş, hurufi tabiatlı ilahiyat dekanlarının, medreseli selefi kılıklı sufilerin ve ‘çıkla’ selefilerin serhuş naralarını dinliyoruz.” -İbrahim Maraş-

*

- Geleneksel yaklaşımların mağdur ettiği kadınların haklarını savunmak yerine, savunanları ötekileştirmek ve hatta yumruk sıkıp diş bilemek İslamın öngörüsü olamaz. 

Hz. Ömer'in şu sözü, Kur’an ve Sünnet’i doğru anlamanın ta kendisi olmalı: 

"Hz. Peygamber hayatta ilken eşlerimize sert söz söylemekten çekiniyorduk. Ola ki Allah'ın gayretine dokunur da ayet iner ve İlahi azarlamaya muhatap oluruz diye korkuyorduk. Hz. Peygamber dünyadan göçtükten sonra bu hassasiyetimiz kayboldu." 

Anlaşılan o ki; o hassasiyetten bize fazla bir şey kalmamış. Kur'an'ın resmi, sünnetin isminden başka!.. -Tuncer Namlı-

*

- Kurucu ilke: Kadın da erkek de "aynı öz"den(4/1) yaratılmış; biricik özgün varlıklardır; yaratılış itibariyle biri diğerinden daha üstün değildir.

Fark yaratmak isteyen sorumluluk bilinciyle, ilkeleriyle, aklıyla, emeğiyle ve ürettikleriyle daha üstün/ belirleyici olabilir. -Hasan Onat-

*

- Bir fitne rüzgarı estiriyorlar, nefsimizi bu rüzgarda şişirmemek lazım.

Bu fitne-fesat rüzgarından ekmek yiyen birkaç kişi var; Müslüman erkekler düşmüşler onların peşine yuvarlanıyorlar. 

Müslüman erkeklerin ayağa kalkması, kadına şiddetin önünde duvar olması lazım. 

Eşini dövmeye niyetlenen erkeklerin Müslüman erkeklerden ödü patlaması lazım. 

“Müslümanlar kadınlara çok değer veriyor, Müslümanların yanında kadına kötü davranırsanız ananızdan emdiğiniz sütü burunuzdan getiriler” diye herkesin ayağını denk alması lazım. 

Müslüman erkeklerin “6284 sayılı kanun yetmez daha sert, daha keskin, daha detaylı kanunlar istiyoruz” diye Türkiye’yi ayağa kaldırmaları lazım.... 

Müslüman erkeklere, hocalara, kanaat önderlerine söylüyorum; elinizde ne iş varsa bırakın dövülen, hor görülen, aşağılanan, itilen, kakılan kadınları koruyun, öldürülenler için adalet talep edin. -Erem Şentürk-

*

- Bizim toplumumuzdaki kadına yönelik şiddetin de daha çok alkol ve madde kullanımı, kadını -boşanmış olsa bile- ömür boyu mal/mülk olarak görme anlayışı, feoadal kültür, Kur’an’a aykırı -yanlış- dini yorumlar, ekonomik sorunlar vb… olduğunu söyleyecek misiniz?

.

Mesela Doğu-G.Doğu da namus/töre cinayeti adı altında işlenen cinayetlerin çoğunlukla Şafii hukukunun yanlış yorumlanması ve feodal kültür nedeniyle işlenen cinayetler olduğunu… Çünkü, Şafii mezhebinde erişkin bir kadının özgür iradesi ile evlenemediğini, mutlaka veli izni de gerektiğini, velisinin izni olmadan evlenen kadınların zina işlemiş kabul edildiğini, aile meclisi kararı ile öldürülüp adına da namus/töre cinayeti dendiğini…  

Mesela İslami hassasiyet algısı ile “din/aile elden gidiyor” vaveylası koparan bir çok erkeğin Kur’an’a aykırı davrandığını, boşadığı eski karısının başka bir evlilik yapmasına mani olduğunu, hatta bir çok erkeğin bu nedenle eski karısını öldürdüğünü…

Allah’ın/Kur’an’ın, boşanan bir kadına iddet müddeti biter bitmez, yani 3 ay sonra başka bir erkek ile evlilik yapma hakkı tanıdığını, buna kimsenin mani olamayacağını, boşadığı eski karısını bile ömür boyu malı/mülkü gibi görmenin dine/Kur’ana aykırı olduğunu… 

.

Da söyleyecek miyiz? -Zeki Bayraktar-

*

- Modernizm erkekliği öldürüyor. 

Bir tür otçul erkek sistemi yerleştirmeye çalışıyor. 

Otçul hayvanların aile sistemi malum. Bir güçlü erkek bütün kadınları sahiplenir. 

Modernizm'in tam da yapmak istediği bu. Aile kurmayı, birkaç seçkinin altından kalkabileceği bir lüks haline getirmek. 

Bu sistemde, sadece güçlü erkek özgürdür ve kraldır. 

Haremdeki kadınlar, sıra bekleyen erkekler o tepedekinin emrine ram olmuştur. 

Aile kutsallığını, vahşi bireylerin tekil eylemlerini vitrine koyarak yitirmenin bedelini maddi-manevi bağımlı, ruhu emilmiş, hareket için emir bekleyen zombi nesille ödeyeceğiz. 

Burada sorumluluk ve fedakarlık herkesin görevi. 

Erkekler kadınları, kadınlar erkekleri suçlayarak sadece enerjilerini tüketirler. 

Klasik kadın ve erkek rolleri bitti. 

“Ben çalışan kadın istiyorum” deyip, ondan annesinin açma böreğini bekleyen erkekler, “ben evin arabanın en güzelini istiyorum erkeğim de yanımdan ayrılmasın” diyen kadınlar imkansıza talip olduklarını görmeli. 

Adalet eksenli, mutluluğu önceleyen, aklı ötelemeyen bir anlayış/fıkıh filizlendirimeli. -Ahmet Bayraktar-

.

Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI