Tarih boyunca caiz emanetlere her millet sahip çıkmıştır. Geçmişten günümüze yaşananlardan ibret almamamız, akıllılar zümresinden uzak olmamıza sebep olması aşikare olmuş oluyor.
Teyakkuzu arifane biçare daim uyanık ve temkinli olabilmemiz ancak ve ancak tarihimizi ve diğer milletlerin tarihlerini iyi bilmemizden gelir.
Her atılımın Dini, Siyasi ve Ekonomik sonuçlarını iyi tetkik edilebilmesi, sonuca başarıyla ulaşılmasını sağlar. Bir takım tabuları yıkarak yol alabilmek için dirayetle üzerine gidilerek zorlu ve uzun projeleri hayata geçirme erdemliliğine sahip ekip oluşturulmalıdır.
Toplumların tarih ile bağlarının kopartılarak, hafızalarının yok edilmeye çalışılmasıyla halkın yabancılaştırılması öngörülerek yalancı medenileşme tavırlarına ilgi sağlanılması hedeflenmiştir.
Bu sayede, yaşayan ölüler misali muhakeme yeteneğinden uzak, sadece kendi iç dünyasıyla ilgilenen, çevresinde olan bitenlere duyarsız toplumlarla soyut yaşam sunulmaya çalışılarak mamafih üretmeyen, istişare etmeyen zihinlerdir gayeleri...
Geleceği inşa etmenin tek yolu geçmişi, sahih ve somut kaynakları bilmekten gelir ki, dış güçler ve mihraklarının servis ettiği hazin ve şaşırtıcı projelere istemeksizin destek verenleri alkışlayanların elbet sonu hüsran olacaktır.
Osmanlı Devleti’nin çökertildiği zamandan itibaren büyük bir boşluğa terk edilen Türk halkının çabası ve dirayeti, mamafih Hak din İslam sahibinin kudretidir yaşananlar.
Ayasofyaları hak ettiği gibi tarihe yeniden kazandırmayı esas alarak devamının getirilmesi elzemdir.
Son zamanlarda, tarihte yaşananları muhakeme edecek olursak elbette oynanan oyunlar derin ve tehlikeli olduğu kadar ilginç gelişmeler göstermiştir.
Batı dünyasının “Batı’dan kopuyor ne yapacaksanız acele edin…” tavrıyla, hayal dünyalarında yap-boz oynayanlar bir kez daha hayal kırıklığına uğramanın yanında, Türk halkının dirilişinin gücüne vardılar.
“Yeni Dünya Düzeni”nde yeni ve sağlam denge kurmayı başaran iktidar, fi zamanından beri, türlü tezgah ve oyunları geri çevirmekle kalmayıp, misliyle karşılık vererek, aklın erdemliliğini kanıtlamıştır.
Türk halkı, ne kadar kararlı olduğunu bir kez daha dünyaya ispatlamıştır.
Emperyalist devletlerin rekabetlerinin yoğunlaştığı coğrafyamızda, politikalarına alet olmadan emir alan değil emir eden ülke seviyesine gelebilmek için bir çok fedakarlıklar yapanlar liyakatıyla karşılığını almışlardır.
Önemli mevkilerdeki işbirlikçilerin tek tek deşifre olunarak, stratejik kararlarla alaşağı edilişini yaşadığımız dönemde, tarihçilerimize de var olanı yalın yazmak düşer kanımca…
Coğrafyamızın tam bir huzura kavuşabilmesi için her olayda dirayetli ve akılcı tavır alarak uzmanlarımızın büyük ve tehlike olarak güçlenenlere fırsat verilmeden önlemlerini alabilme kabiliyeti olmalıdır.
Tarihten beri süregelen uğursuz ve gaddarlıklar zincirine birini daha eklemeye çalışanlar, İslamiyet’in irfan ve bağımsızlık ruhuna karşı duramamaktadırlar.
Son yedi yüzyılı kapsayan yüzlerce oryantalisti deşifre eden “Tarihte Kayıp Oryantalistler” adlı eserimde de sahih ve doğru kaynaklarla belirttiğim gibi ortak düşmanımızı en açık biçimde ele almaya çalıştım.
Kimilerine göre, ileri bir siyaset felsefesi gibi görünse de yaşananlar, Batı emperyalizminin sömürgesi altındaki diğer ezilmiş uluslara bir cesaret örneği bir direniş simgesidir.
Emperyalizme karşı verilmiş gibi gösterilen tarihimizdeki bir çok olaylar, aslen hakikatı olmadığı gibi ince kurgudur.
Olaylar hakkındaki değerlendirmelerin asli belgelerinin gün yüzüne çıkartılması temennisiyle..
.
Volkan Yaşar Berber, dikGAZETE.com
Araştırmacı Yazar-Tarihçi