Habermas’ın “kamusal alan” ve “iletişimsel eylem” kavramları, demokrasi kavramını anlamlandırmada önemli bir yere sahiptir.
Habermas (1974), iletişimsel eylem teorisine göre, toplum alanlarını iki ana bölüme ayırmıştır; özel ve kamusal alan.
Kamusal alan kuramı ile kamuoyunu ve sosyal kimliği şekillendiren alana gönderme yapmıştır.
Habermas'ın iletişimsel eylem teorisinin temelinde, bilgi ve eylemi şekillendiren iki farklı rasyonalite kavramı vardır.
Habermas, bu iki rasyonalite kavramını (iletişimsel rasyonalite ve stratejik / araçsal rasyonalite) farklılıkları üzerinden ele almıştır.
Araçsal rasyonalite, bireyin özel olarak tanımlanmış hedeflerini başarıyla gerçekleştirmesini sağlayacak eylemleri yönetir.
Bu eylemler, hayati olaylara etkili bir şekilde yanıt vermek için gereken araçsal eylemlerdir. Bu eylemlere bir örnek olarak çalışma verimliliği gösterilebilir.
Habermas'ın ilgilendiği ikinci rasyonalite kavramı iletişimsel rasyonalite kavramıdır.
İletişimsel rasyonalite, karşılıklı olarak birbirini anlamayı amaçlayan bireylerin eylemlerinin temelini oluşturan rasyonalite olarak tanımlanabilir.
İletişimsel akılcılığın amacı, bireylerin yaşam yorumlarını uyumlaştırmaya ve uzlaştırmaya çalışmaktır.
Öte yandan, Habermas'a göre, kamusal alanın ve demokrasinin inşasında iletişimsel eylem olarak anlaşılan dilin rolü, toplumda kritik yere sahiptir.
Her şeyden önce, Habermas'a göre, bir olay ya da şey, halka açık olarak kabul edildiğinde “herkese açık” anlamına gelir.
Habermas’ın çalışmalarında dil önemli bir yere sahiptir.
Habermas’a göre modern toplumlarda iletişim, gittikçe daha önemli hale gelmiştir, bu nedenle geleneksel normlar ve kutsal metinler gibi kutsal otoriteler artık tartışılmaz değildir.
Normlar ve otoriteler, gündelik konuşmada değerlendirilirken, modern insan, söylemsel olarak toplumu kendi üretmeye başlamıştır.
Demokrasi açısından ele alındığında, dil, eylemi koordine etmek için bir araçtır.
Habermas'a göre, dil aracılığıyla koordinasyon biçimi, konuşmacıların “anlayışa ulaşma” yönünde bir duruş sergilemesini gerektirir.
Bu anlamda, demokrasi vatandaşların her birinin birbirini anlamasını gerektirdiğinden, demokrasinin işlemesi için dili bu şekilde kullanmanın çok önemli olduğu söylenebilir; böylece vatandaşlar, farklılıklarına tahammül ederler ve bir uzlaşmaya varabilirler.
.
Dr. Begüm Burak, dikGAZETE.com
Kaynak:
Habermas, Jurgen. (1974). The Public Sphere: An Encyclopedia Article, New German Critique, Autumn (3), 49-55.
Habermas, J. (1984). The Theory of Communicative Action, Vol. I: Reason and the Rationalization of Society. London: Heinemann.
Habermas, J. (1987). The Theory of Communicative Action, Vol. II: Lifeworld and System. Cambridge: Polity Press.
Habermas, J. (1990). The Philosophical Discourse of Modernity: Twelve Lectures. Cambridge: Polity Press.