Ben ne Almanlar gibi üstün ırka ne de Yahudiler gibi seçilmiş ırka inanmıyorum. Ecmain tayfası gibi "üstünlük ancak takva iledir" görüşü nezdimde muteber değil. "Takva" perdesi arkasına gizlenen nice sümsüğün memlekette ne haltlar yediği ortada. Üstünlük, evrensel insanlık ve etik değerlerin birey ve toplum hayatında cem olması ile mümkün. Yoksa gerisi boş laf!
"Afganistan" adlandırması İngilizlerin işi…
Yeryüzünde Afgan adını taşıyan bir kavim, millet yok. Türk ülkesini ve ülküsünü unutturmak isteyen İngilizlerin süfli amaçları için yaptıkları bir yer adlandırması var.
Farsça figān veya afgān فگان/أفگان "acıyla bağırma, ağlama, feryat" sözcüğünden alıntıdır. Farsça afgan "Peştun"dan ödünç alınmıştır. İngiliz kaynaklarında Güney Türkistan, "æfˈɡænɪˌstæn" olarak geçer.
Güney Türkistan Kuzey Afganistan'da, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan sınırında bulunan bir bölgenin adı. 19. yüzyılda Afganistan'da İngiliz uşağı Abdurrahman Han tarafından kaldırılana kadar Türkistan Eyaleti adında bir vilayet vardı ve merkezi Mezar-ı Şerif'e dayanıyordu ve Belh, Kunduz, Cüzcan, Sar-ı Pol ve Faryab'ın modern vilayetlerini kapsıyordu.
Uzun bacaklı sarı çıyanların Turan coğrafyasında el attıkları Güney Türkistan'da ki İngilizler oraya Afganistan diyor, yerli işbirlikçi bulmakta zorlannadıkları söylenebilir.
1880-1901 arasında hüküm süren Afganistan emiri Abdurrahman Han da onlardan biri. Bu satılmış aşağılık herif kendi saltanatı uğruna, İngilizlerin onu emir olarak tanımalarına karşılık, dış ilişkilerinde İngilizlere denetleme hakkı tanımıştı. Afganistan'ın Rusya ile olan kuzeybatı sınırını belirleyen anlaşmaya o imza attı.
Abdurrahman Han, Hindistan Şirketinin Dışişleri Bakanlığı ile İngiltere'nin Tahran Büyükelçiliğini yapmış Sir Mortimer Durand başkanlığındaki bir İngiliz heyeti ile 1893'te Kabil yakınlarında yapılan görüşmeler sonucunda varılan anlaşmayla Abdurrahman, Durand hattını sınır kabul ederek, doğu sınırındaki kabileler üzerindeki babadan oğula geçen bazı haklarından vazgeçti. Hindistan'daki İngilizlerle ve Çarlık Rusyası ile ilişkilerinde dengeyi korudu.
Abdurrahman Han'dan sonra yerine gelen Habibullah Han sıkı İngiliz dostuydu. İngiliz çıkarlarına hizmeti karşılıksız kalmadı ve 1896 yılında St Michael and St George Şövalye Nişanına, 1907 yılında da Banyo Nişanına layık görüldü. Umarım cehennemde cayır cayır yanıyordur. 1839-1842 yılları arasında I. İngiliz-Afgan Savaşı'nda East India Company Afganistan'ı kısa bir süreliğine ele geçirdi; ancak III. İngiliz-Afgan Savaşı'nın ardından, 1919'da ülke yabancı hakimiyetinden kurtuldu ve nihayetinde Emanullah Han hükümdarlığında bir monarşiye dönüştü.
Afganistan 1919'da bağımsızlığını ilan edene ve İngilizler bir daha geri dönmemek üzere bu topraklardan ayrılana kadar İngilizler ile Afganlar arasında üç savaş yaşandı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün dostluğuna değer veren Emanullah Han, ülkesinin İngiltere / Birleşik Krallık'ın etkisinden kurtarılarak bağımsızlığa kavuşmasına önderlik etmiş ve 1919-1929 yılları arasında Afganistan Emirliği'nde bulunmuştu.
Ankara - Kabil hattında Turan'ın inşası…
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin aldığı ilk kararlardan biri Kabil’de temsilcilik açmak olmuş, bu çerçevede Afgan asıllı bir Türk subayı olan Abdurrahman Samadan, Kabil’e temsilci atanmış ve iki ülke arasında diplomatik ilişkiler 1921 tarihli Türkiye - Afganistan İttifak Muahedenamesiyle başlatılmıştı.
Türk Büyükelçiliği Kabil’de açılan ilk diplomatik misyondur. Türkiye’nin Afganistan politikasında dört unsur ön planda; Afganistan’ın birlik ve bütünlüğünün korunması, güvenlik ve istikrarının sağlanması, ülkede halk desteğini ve katılımı ön planda tutan geniş tabanlı siyasi yapının güçlenmesi ve Afganistan’ın terörden ve aşırı akımlardan arındırılarak, halkın huzur ve refaha kavuşturulması.
Abdurrahman Samadan sonrası Kabil’e kim ve neden büyükelçi atandı dersiniz? Arabistan’da vazife yaptığı dönemde İngiliz ordusuna ve isyancı Araplara kök söktüren Medine Muhafızı Fahrettin Paşa! Türkiye, bu hamlesi ile Hindistan üzerinden Afganistan’a ve oradan da Tahran ve Bakü’ye inmek isteyen İngiltere’nin önünü Kabil’de kesti.
İngiliz istihbaratının, Müslümanların gözünde küçük düşürerek etkisizleştirmek amacıyla Sebataist ilan ettiği Mustafa Kemal Paşa, 20 Ağustos 1920’de Afganistan’a gönderdiği ilk Türk temsilcisi Abdurrahman Bey’le Emanullah Han’a gönderdiği mektupta “İngilizlere karşı birlikte savaşalım” önerisinde bulunmuştu.
Fahrettin Paşa başkanlığında Türk elçilik heyeti 19 Mart 1922 günü Ankara’dan hareket etti. Trabzon, Batum, Tiflis, Bakü yoluyla 25 Mayıs’ta Afganistan’ın Herat kentine ulaştı, burada büyük bir törenle karşılandı. O tarihte Afganistan’da 200 kadar Türk subayı görev yapmakta, İngiliz ordusuna karşı savaşan Afgan ordusunu eğitmekte sevk ve idare etmekteydi. Mustafa Kemal Paşa’nın Afganistan’a büyük önem verdiği görülüyor.
Medine eski Muhafızı Fahrettin (Türkkan) Paşa, Kabil’e Elçi olarak atanması ve 26 Haziran 1922-12 Mayıs 1926 tarihleri arasında görev yapması bunu göstertmektedir.
Fahrettin Paşa’yı takiben Atatürk zamanında Kabil’de, Nebil Bey (Batı) 17 Mayıs 1926-30 Haziran 1928 (Elçi), Yusuf Hikmet Bayur (Atatürk’ün Özel Kalem Müdürü) 30 Haziran 1928-1 Ağustos 1931 ve Mahmut Şevket Esendal 19 Kasım 1933-31 Ekim 1941 tarihleri arasında Büyükelçi olarak görev yapmışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Afganistan’ı tahkimatı sayesinde İngilizler, Hindistan üzerinden Orta Asya’ya yayılamadığı gibi Tahran ve Bakü’ye de ulaşamadılar. Uzun sözün kısası Ankara, bu coğrafyada her dönem varlığını hissettirdi, "ben buradayım" dedi.
Günümüzde durum…
Modern bir komünist imparatorluk olan Sovyetler Birliği'nin tabutuna son çivi Afganistan'da çakıldı zehabına kapılanlar, aslında bu tabuta Turan coğrafyasının sığdırıldığının farkında dahi olmadılar.
Türkler, Afganistan nüfusunun dörtte birini oluşturuyor. Güney Türkistan’da, yani Afganistan’ın kuzeyinde, sayıları on milyona yakın Özbek ve Türkmen, Hazara ve Kırgız Türkleri meskun.
Maalesef ABD/İngiltere destekli Afgan hükümeti Türklere ait olan toprakları Taliban’a vermek niyetinde. Gizli saklı değil bunu kör göze parmak dercesine aleni yapıyorlar. Şu ana kadar 30’dan fazla ilçe işgal edilmiş durumda. Siyasi gözlemciler Çin Halk Cumhuriyeti'nin bölgede huzur ortamının oluşmasını istemediğini söylüyor.
Haklı olabilirler çünkü Pakistan, Malezya, Afganistan gibi ülkeler önce ekonomik yönden Çin'e bağımlı hale getirilmekte, sonra siyasi olarak Çin buralarda ekonomik ve siyasi varlığını hissettirmektedir.
Afgan hükümeti bölgede Türklerin varlığından rahatsızlık duyduğu söylenebilir. Nitekim Güney Türkistan halkının en büyük düşmanı gerici yobaz Taliban terör örgütü silahlarını ABD'den, Çin'den, İran'dan, Rusya'dan ve Pakistan'dan temin etmekte.
Türk düşmanı ülkelerin desteği ile piyon olarak kullanılan Taliban, DAEŞ, IŞİD, El Kaide gibi terör örgütlerine istihbarat ve maddi destek sağlayan Pakistan arasında tam bir konsensüs mevcut. Afgan hükümeti de Türklerin nüfusunun fazla olduğu bölgeleri kendi kontrolüne geçirmeye çalışıyor.
Afganistan'ın kuzeyinde Güney Türkistan'da Taliban'a karşı savaşan Türkmen komutan Nabi Geçi, Afgan ordusunun savaşmadan kaçtığını ve kendilerini savunmasız bıraktığını söylemesine ne demeli? Tam bir tavşan kaç tazı tut oyunu.
Türk kamuoyunu uyu yavrum ninni ile avunurken Afgan hükümetinin göz yumması sonucunda Taliban denilen eli kanlı terör örgütü Türklere saldırmakta, topraklarını işgal etmekte, akla hayale gelmeyecek işkenceler uygulamaktadır. Oysa Güney Türkistan'ın varlık mücadelesi 300 Milyonluk Türk Dünyası’nın onurudur. Türkiye’de sözde Türkçü siyasi parti liderlerinin bu durumu görmezlikten gelmesi tam bir facia değildir de nedir?
Şehit Kaşif Kozinoğlu'nun ektiği tohumlar ağaç oldu…
Çin, Pakistan ve Afganistan destekli Taliban terör örgütü Güney Türkistan bölgesinde nüfusu 15 milyonu bulan Türkler’e saldırıyor. Ama orada bir direniş hareketi bu yobaz güruhuna kök söktürüyor. İşgalci hiç bir "büyük güç"ün barınamadığı Türk yurdu Güney Türkistan'ın yeni genç bir komutanı var.
Askeri eğitimini Türkiye’de alan Yarmuhammed Dostum, babası Raşit Dostum’un izinde. Güney Türkistan'dan gelen haberlere göre Cüzcan'ın merkezi Şibirgan'dan Taliban kovuldu.
Kim bu Raşit Dostum?
1953’te Afganistan’ın kuzeyindeki Şibergan şehrinde doğdu. Sovyetler'in Afganistan’da açtığı bir doğalgaz tesisinde işçiydi. Kısa sürede tesis içinde örgütlü işçi sendikasının başkanı oldu. Bu dönemde Afganistan içinde Sovyet yanlısı bir rejim vardı ve muhalifler bu yönetime karşı savaşıyordu.
Bu savaşta kendilerine mücahit denilen Suudi (CIA) etkisindeki gruplar, ülke kuzeyindeki Türkmen, Özbek ve Taciklere karşı tavır alınca, Dostum kuzeyden topladığı milislerle çatışmalar içine girdi.
Sovyetlerin Afganistan’dan çekilmesinden sonra iktidarda bulunan Necibullah hükümetiyle işbirliğini sürdürdü. Mezar-ı Şerif başta olmak üzere Kuzey Afganistan’daki yedi eyaletin yönetimini ele aldı.
Afganistan’ın Talipler tarafından işgal edildiği bir dönemde merkezi Necibullah Yönetimine destek veren ve başarılı görevlerde bulunan Dostum’a Generallik Unvanı verilmiştir.
Dostum; Ahmet Şah Mesut’la birlikte başkent Kabil’i Rus işgalinden kurtaran adamdır. Ahmed Şah Mesud ve Cafer Nadiri ile ittifak kurarak Kabil’e giren Dostum, bu vesileyle geçici olarak Rabbani’nin hükümetine katıldı. Bu ittifak daha sonra “Kuzey İttifakı” olarak anılacaktı.
Kabil’de Hikmetyar’a bağlı Hizb-i İslami ile yaşanan çatışmalarda Dostum’un güçleri de önemli rol oynadı. 1996 yılının sonlarında Dostum’un tank ve uçaklarla desteklenen 50 bin adamı olduğu ifade ediliyordu.
Dostum, Mesud ve Halili üçlüsü Taliban’a karşı Kuzey İttifakı’nı teşkil etti. Burhaneddin Rabbani, bu ittifakın en önemli lideri konumundaydı. Ağırlıklı olarak Tacik ve Özbeklerden oluşan ittifak ABD, Rusya, Hindistan, İran, Türkiye, Özbekistan gibi birçok ülkeden doğrudan destek aldı.
Abdurreşid Dostum’un Türkiye ile sıkı ilişkiler kurduğu biliniyordu. Dostum’un Ahmet Şah Mesut gibi ölümle tanışan bir başka arkadaşı da Kaşif Kozinoğlu.
Raşit Dostum; merhum Kaşif Kozinoğlu’nun Orta Asya’da coğrafyasındaki omuz omuza faaliyet gösterdiği bir kaç kişiden biri. Yıllarca Silahlı Kuvvetler ve MİT’te görev yapan ve "Oda TV soruşturması"nda tutuklanan Kozinoğlu, Suriye, Bosna Hersek, Azerbaycan ve Afganistan’da çalıştı. MİT’in, Afganistan ve Çin’i de içine alan Asya Bölgesi Sorumlusuydu. Tutuklanmadan önce Afganistan’daydı.
Milli İstihbarat Teşkilatı bünyesinde “Hayalet” diye bilinen Kaşif Kozinoğlu, MİT’in Asya’dan sorumlu Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısıydı. Son zamanlarda en uzman olduğu alan, İslam dünyasının başına büyük musibetler getiren El Kaide yapılanmasıydı.
CIA’nın Türk asıllı casusu Ruzi Nazar’ın itiraf ettiği gibi Usame Bin Ladin’in El Kaidesi ‘Made İn USA’me yani bir Amerikan projesiydi. Merhum Kozinoğlu sadece Türk gizli servisinde değil muadili olan diğer yabancı istihbarat teşkilatları tarafından da “Ladin’i yakalayacak adam” olarak biliniyordu.
El Kaide’yi çökertmesine USA’me Bin Ladin’i yakalamasına izin vermediler, uyduruk iddialarla suçladılar, Türkiye’ye çağırdılar ve Silivri Cezaevinde şehit ettiler. Kaşif Kozinoğlu, Afganistan’dan ayrıldıktan sonra USA’me Bin Ladin, 2 Mayıs 2011’de Pakistan’ın Abbottabad şehrinde sözde ele geçirildi, konuşmaması ve ABD’nin kirli çamaşırlarını ortaya dökmemesi için infaz edildi.
Belki zorlama ya da haddi aşan bir ifade olabilir ama Raşit Dostum’un misyonu, yanındaki isimler ve uzun süreli Ankara’daki ikametlerine bakılırsa kendisi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ‘Orta Asya Beylerbeyi’dir. İngilizler buna "koloni valisi" diyor.
Biliyorsunuz; "Beylerbeyi", Osmanlı Devleti döneminde bir eyaletin yönetiminden sorumlu olan kişiydi. Osmanlı Devleti’nin ilk döneminde sadece 1 beylerbeyi vardı. Padişah Anadolu’dayken Rumeli bölgesini yöneten kişiye “Rumeli Beylerbeyi” denmişti. Rumeli Beylerbeyliği I. Murat döneminde kurulmuştur.
Sonradan Yıldırım Bayezit döneminde ise “Anadolu Beylerbeyliği” kuruldu. Buna ileriki dönemlerde yapılan fetihlerle yeni eyaletler katıldı. Son dönemlerde 40’ı aşkın beylerbeyliği ve bunları yöneten beylerbeyleri bulunmaktaydı.
“-İyice tırlattın, şimdi de kalktın ABD ve Britanya medyasının katil ilan ettiği Raşit Dostum’u, Türkiye’nin Orta Asya Beylerbeyi ilan ettin? Delilin var mı elinde belgen var mı? Yoksa bu söylediklerin hayal ürünü mü ?” diye itiraz edenlere karşı derim ki; “Evet delilim de belgem de var!
Siz Şehit Kaşif Kozinoğlu’nun kendi kafasıyla mı Raşit Dostum’un yanında yer aldığını sanıyorsunuz?
Kozinoğlu’nun görevlendirilme emri en büyük delilimdir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bir dönem kullandığı makam arabasını Raşit Dostum'a hediye etti ki, bunun sembolik anlamı yok mu?”
Türkiye ile ilişkiler kuran Raşit Dostum, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın açtığı imkânlarla bütün dünyada tanınmıştı. 9 çocuklu Dostum, oğullarından birinin adını Mustafa Kemal koyacak kadar Türkiye hayranı.
Raşit Dostum’un oğlu Teğmen Yar Muhammed Dostum; Mayıs 2016’da Türk Kara Kuvvetlerinden mezun. Türkiye’nin Dostum'la ittifakı yerinde ve reel politik bir tercihtir.
Evet Güney Türkistan özgürlük mücadelesi kanlı bir şekilde sürüyor. Son gelen haberlerde kayıplar var. Mesela Güney Türkistan'ın Kunar vilayetine bağlı Gaziabad ilçesinde Taliban tarafından öldürulen Türk savaşçıların ele geçirilen Humvee’nin camındaki Türk bayrağı dikkat çekti.
Güney Türkistan için son söz Uluğ Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'e “Efendiler! Türk devleti Afganistan’a yardım edecektir. Bu yardımların karşılığında göreceksiniz, bir gün orada müstakil bir Türk devletinin kuruluşuna şahit olacağız.”
Kaşif Kozinoğlu merhumun tüm sevenlerine Güney Türkistan'dan selamı var!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://www.etimolojiturkce.com/arama/afgan
https://www.merriam-webster.com/dictionary/Afghan
https://www.veyisgungor.com/algemeen/guney-turkistan-turkleri/
https://hrcmedya.com/makale-detay/guney-turkistan-soykirimini-durdurun-219.html
https://www.google.com/amp/s/www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43616902.amp
https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/-afganistan-isgali-olumcul-hatanin-38-yil-donumu/1016149#
https://t.co/S67VevlT63
https://t.co/edyWP73vZa
https://t.co/PwswobBUf5