GAZZE’NİN ETRAFINDA “TAYYİP”LER İKTİDAR OLSAYDI!..
Gazze’de katliam tüm hızıyla devam ediyor.
Haliyle mü’minler ve vicdan sahibi tüm insanlar; “Dünyada 2 milyar Müslüman var, 8-10 milyonluk bir Yahudi çetesiyle nasıl baş edemiyor?” diye kahrolarak soruyor veya hayret ediyor.
Halbuki;
Ne dünyada düşündüğümüz gibi 2 milyar Müslüman var, ne de 8-10 milyon Yahudi…
KÜRESEL YAHUDİ HAKİMİYETİ…
Kastım bahaneler üretmek değil,
Kastım nasıl bir dünyada yaşadığımızı arz etmek içindir. Aksi halde mevzuyu anlamak mümkün olmaz.
Bir defa Rahmetli M. Şevket Eygi’nin dediği gibi; dünyada tek bir Yahudi devleti yok.
Gazze’deki katliam sürerken Dünya süper güçlerinin İsrail’in etrafında nasıl saf tuttuklarını gördük.
Başta ABD, İngiltere, Fransa olmak üzere birçok ülkenin ABD ve küresel çeteye yaranmak için donanmalarını Doğu Akdeniz’e nasıl sevk ettiklerini…
Almanya vb. ülkelerin de “Aman İsrail’in mühimmatı eksilmesin!” diye sanayi çarklarını nasıl fıldır fıldır çevirdiklerini gördük; görüyoruz.
(Halbuki Almanya ekonomisi resesyona girmiş bundan dolayı tasarruf için aldığı tedbirler arasında bir kısım yurtdışı temsilciliğini kapatma hesapları yapan bir ülke... Kendi halkı sıkıntıda ama İsrail’e yardım etmek zorunda çünkü eli mahkum)
INSTAGRAM-COLA-STARBUCKS…
Cephede durum bu vaziyette iken Medya dünyasında da global bir Yahudi hakimiyeti olduğunu artık bilmeyen kalmadı.
Nitekim sosyal medyada Şehit İsmail Heniyye’yi paylaşmak isteyenlerin nasıl engellendiğini gördük.
Bundan dolayı hükumet Instagram’a yasak koyunca,
Yahudilerden önce bizim ‘yerlilerin’ nasıl isyan ettiğini de gördük.
Demek ki, sadece dünyada değil, ülkemizde de farkında olmadığımız bir Yahudi hakimiyeti var. Öyle olmasaydı colalar keyifle içilip starbuckslar lebaleb dolu olur muydu?
MİNAREYİ ÇALAN KILIFINI HAZIRLAMIŞ!..
Gelelim asıl meseleye:
Bugün yaşadığımız Gazze faciası, sebep değil sonuçtur.
Siyonist Yahudilerin en az 200 yıldır yaptıkları plan, desise ve hazırlıkların bir sonucudur bu!
Yani;
İlk önce Gazze’nin çevresindeki ülkelerin başında bulunan “Tayyip”leri devirdiler daha sonra İsrail kuruldu ve bugün katliam karşında çaresiz kalabiliyoruz.
Mevzu uzamasın diye kısa kısa yazayım:
SULTAN A. HAMİD’TEN KRAL FAYSAL’A, MURSİ’YE VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A!..
Yahudilerin bölgeye çöreklenmesi Sultan A. Hamid’i devirdikleri gün başladı.
Sonra;
Filistin – Suriye savunma hattımız çökünce İngilizler 1917’de Kudüs’e girdi.
İngilizlerin Filistin’de kurduğu manda yönetimi, İsrail’in kuruluşunu tamamlaması içindi.
1947’de manda yönetimi, görevini Siyonist çetelere teslim etti.
Bu çeteler 1948’de İsrail’in kuruluşunu ilan etti.
Birkaç saat sonra ABD, İsrail’i tanıdı,
Bir gün sonra da SSCB (kısaca Rusya diyebiliriz) tanıdı.
Halbuki o yıllarda ABD ile SSCB’yi tüm dünya birbirine kanlı düşman sanıyordu (Aslında tam burada Lenin’in Yahudi para ve altınları ile İsviçre’den St. Petersburg’a gidip komünist devrimi nasıl başlattığını anlatmak var ama mevzu dışına çıkmış oluruz.)
Kısa bir süre sonra CHP iktidarının olduğu Türkiye de İsrail’i tanıdı.
İsrail kuruldu ama…
Tam bir Arap denizi ortasında ada gibi bir ülke konumunda. Bu durumda ne yapmalı diye düşünmeye başladılar.
İşte, çevre ülkelerdeki “Tayyip”lerin tasfiye süreci de o zaman başladı.
Yetmedi.
Türkiye ile Arap ülkelerinin İsrail’e karşı beraber hareket etmemeleri için
Türklerin kafasına Arap düşmanlığı, Arapların kafasına da Türk düşmanlığını soktular. Ellerindeki sinema sektörü, basın-yayın ve şimdiki sosyal medya aracılığı ile bunu yapmaları çok kolay oldu.
NETİCE…
Netice olarak;
İsrail’in çevresindeki İslam ülkelerinin başına ne zaman bir “Tayyip” geçse onu bir şekilde hile ve kumpaslarla devirip İsrail’in önünü açtılar.
Mısır’da Mursi:
Daha iktidarının birinci yılını doldurmadan devirip, hapiste şehit ettiler.
Yerine gelen Sisi ise;
Gazze’de bu kadar açlık ve yokluğa rağmen ‘İsrail korkusundan’ Refah sınır kapısını bile açamıyor.
S. Arabistan’da Kral Faysal:
Amerika’dan dönen yeğeni tarafından vurularak şehit edildi.
Böylece Kudüs mücadelesini canıyla ödedi. Bu İşin içinde İsrail ve ABD’nin olduğunu söylemeye gerek yok.
Suriye’de Şükri El-Kuvvetli:
Türkiye ile birleşmek için çok uğraştı.
Onu devirip şimdiki Baas iktidarının yolunu açtılar. Beyrut’a yerleşti.., Suikasta uğradı ama “kalp krizinden öldü” dediler.
Rahmetli Kral Faysal araya girmese cenazesi Şam’a bile getirilemeyecekti (Baasçılar cenazesinin Suriye’ye gelmesine bile tahammül etmediler. Aslında tahammül etmeyen, ölüsünü bile cezalandırmak isteyen İsrail’di. Baas rejiminin İsrail’e Golan Tepeleri’ni terk etmesi ve şu anda Halep, Şam havalimanları ile İran büyükelçiliği bombalandığı halde neden cevap verilemediğini Şükri El- Kuvvetli’nin devrilip yerine Baas rejiminin iktidara getirilme sebebi hakkında yeterince fikir verir sanırım)
Bu arada İsrail…
Yani küresel Siyonist çete sadece “Tayyip”leri değil Batılılar gibi laik olan Irak lideri Saddam’ı…
Veya...
Yine kendileri gibi sapık fikirlere sahip olan Kaddafi’yi bile sırf İsrail’e düşman oldukları için devirip öldürdüler.
Geriye ne kaldı?
Kimin idare ettiği belli olmayan karmakarışık bir Lübnan… Ki, bu onlar için her zaman rahat yutulacak bir lokma...
İngiliz kontrolünde bir Ürdün…
Ve yine İngiliz kontrolünde suya sabuna dokunmayan bir Umman kaldı.
Bunlardan da İsrail’e zarar gelmeyeceğini söylemeye gerek yok.
Netice olarak;
Eğer dün tedbir alınsaydı bugün GAZZE için canımız bu kadar yanmazdı.
Bugün de bu topraklarda Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a sahip çıkıp eğer kıymetini bilmezsek,
Yarın bu iktidar, GAZZE alev alev yanarken,
Rusya, Ukrayna’ya güneyden girmiş, kuzeyden de Ukrayna Rusya’ya girmişken,
Yani 3. Dünya Savaşı adım adım yaklaştığı bir demde
Olimpiyatlar için Paris’e…
Avrupa Kupası için de özel uçaklarla Almanya’ya gidip “vur oynasın çal patlasın” diyerek on milyonlarca € harcayan, gamsız, kedersiz, vicdan tellerinden birinin dahi titremediği bir ekibin eline geçer.
Ondan sonra ne tür Gazze faciaları yaşarız bilemem!
Hafazanallah…
.
Emin Batur, dikGAZETE.com