?>

Filik Keçisi

Ramazan Topraklı

3 yıl önce

FİLİK KEÇİSİ

Ankara keçisi” olarak tescillenen Filik keçisinin esas yeri Yalvaç, Afyon, Eskişehir ve Ankara bölgesi olmalıdır. 

Filik ve Firik aynıdır; Firik adı, (r)- (l) dönüşümü ile Filik olmuştur. 

Süleyman Göncer, Afyon İli Tarihi (1971), s. 64’de özetle, “Tiftik keçisinin adı olan Filik = Firik, bir Türk ulusunun ongunu ve adı idi. Bir kere Firiklerin Anadolu’da yerleştikleri bölge Filik keçisinin yayıldığı yerdir. Ortaçağda Selçuk Türklerini meydana getiren Oğuzlar arasında Firikli Türkmen ulusu da vardı. Aynı Firikli ulusundan bir bölük Emirdağ ilçesinde Sakaya’nın kaynaklarından biri olan Pörnek yakınında Ulus adlarını koruyarak Firikli (şimdi Adayazı) köyüne yerleştiler. Bu yerleşim tam 2800 sene sonra yani Milâdi 17. Asırda olmuştu” der.

1501 yılına ait bir arşiv belgesinde Kemer Boğazı’nın adı Firigos Boğazı, 1530 tarih, 438 Nu. MVAD I, s.64’de Firenkeş okunan mezra Kemer Boğazındaki Firigos Mezrasıdır. Hâlen Barla altında göl kıyısındaki bir yerin adı Firigoslar Mevkiidir ve Eğirdir An. Yazarı Nuri Güngör’e göre Eğirdir merkezde Firikler sülâlesi vardır.

Bir mecliste beraber bulunduğumuz bir sırada Eğirdir BB Ömer Şengöl, Eğirdir’de yetişen ve 20’si bir kilo kadar gelen, küçük, orta boy bir elma çeşidi için Ferik elma deyince, ataları 1925 mübadelesi ile Eğridir’den göçmüş olan Heci İlyas, bu elmanın adını Fyrikia olarak yazdı. Demek ki Ferik elma, Küçük Firikya’da yetişen bir elma çeşidi idi ve elmanın küçüklüğüyle Küçük Firikya adı uyum içindeydi.

Firik kıralı üçüncü Midas’ın yaşadığı Kelene (Kelainai) şehri Kemer Boğazı’ndadır ve her yanı dik bayır olan Kelene Hisarı (Arrianos, 1945: 66), Yenice Sivrisi (Yenicesivrisi) denilen yerdir.

Bizim 30-40, Eğirler köyünden ata dostu Mustafa Danacı’nın da 50-60 civarında  “filik keçisi” olurdu. Babam Mustafa ile Eğirlerli Mustafa dayı, filik keçilerinin yüñü olan tiftiği satmak için Afyon piyasasını takip ederlerdi. Çünkü Afyon’da filik keçisi çok olurdu. 

Yalvaç’ta filik yüñünün fiyatını öğrendikten sonra aynı zamanda asker arkadaşı olan bu ikilinin Afyon’a kadar gittiklerini hatırlarım. 

Nasıl gittikleri hususunda yanılmamak için oğlu Ankara Siyasal mezunu Mevlüt Danacı’ya sordum. Önce yaya Yalvaç’ın Yarıkkaya köyüne gider, gece orada yatır, ertesi gün erkenden kalkar, yine yaya Sultandağları üzerinden Çay’a, oradan da bir vasıtayla Afyon’a giderler, filik yüñünün fiyatını öğrenir ve yine aynı yoldan, aynı şekilde geri dönerlerdi. 

O günün parasıyla 50-100 lira kazanmak için bu zahmete katlanırlardı.

Yalvaç-Çay arasındaki bu kısa yoldan, I. Haçlı Savaşının ardından 1098 yılında -Barla önündeki İzmir ve Efes’te, Barak ve Tanrıvermiş beylere tâbi Türkmenleri yenen- Jan Dukas geçmiş, Bolvadin’e yeni gelmiş bulunan Türkmenlere baskın vererek onları katletmişti (bk. Anna Kommmnena, Aleksiad/Alexiad).

Tiftik kelimesinin kökeni olan tiftmek, Arapça, yüñ ditmek demektir. 

Tiftimek ise kumaşın tüylenmesine denir. 

Filik, D. Mehmet Doğan’a ait Büyük Türkçe Sözlükte “iyi cins tiftik” manasınadır. 

Kanaatimce Filik keçisine yüñünden dolayı tiftik denilmiştir.

Ferik, Türkçe ütmek, Arapça avuç içinde buğdayın kabuğunu çıkarmak demektir. 

Vikipedi, Filik keçisinin ana vatanının Anadolu olduğunu ve diğer ülkelere de Anadolu’dan gittiğini söyler. Bu gidişin ibretlik hikâyesi özetle şöyledir: 

Tiftik veya Ankara keçisi, Ankara'ya has bir keçi ırkı. Ataları, 13. yüzyılda Orta Asya'dan Anadolu'ya göçen Türkler tarafından, Hazar Denizi'nin doğusundan getirilmiş ve zamanla Ankara'ya özgü bir hayvan olmuştur” denir.

Ama benim yaptığım araştırmada Türkistan’da filik keçisinin izine rastlanılmamıştır. 

Amorion kentinin, Emirdağ Hisarlıkaya’da bulunduğunu söyleyen W. J. Hamilton (yıl 1836), Ankara’da binden fazla sof tezgâhı bulunduğunu söyler. Aynı yıllarda Anadolu’ya gelen Şarl Teksiyer (Charles Texier) eserinde Tiftik’e geniş yer verir.

1838’de ucuz ithal fabrika mallarının yurda girmeye başlamasıyla dokuma el tezgâhları bunlarla rekabet edememiş ve yavaş yavaş tarih sahnesinden çekilmek zorunda kalmışlardır.

Hint ordusunda bulunan Albay Henderson 1838’de bir teke ile 12 baş Ankara keçisini Güney Afrika'ya götürmüştür. 

Sonra Hollandalı tüccarlarca Anadolu’dan çok ucuza satın alınan filik keçilerinin, Güney Afrika’da kurulan pazarlarda güzel esir kızlar gibi satıldığı ve kontlar, dükler, saray mensupları, çiftlik sahipleri ve hatta antika meraklıları tarafından yüksek fiyatlarla kapışıldığı yazılır. 

Filik keçisi, ABD’ye ilk defa 1849'da götürülmüştür. 

Sultan Abdülmecit, zamanın Amerika Başkanı J. K. Polk'a hediye olarak iki teke ile yedi keçi göndermiştir. 

Abdülhamid’in 1881’de tiftik keçisi ihracını yasakladığı söylenirse de atı alan Üsküdar’ı geçmiştir. 

Şimdi tiftik yetiştiriciliğinde Güney Afrika ilk, ABD iki ve biz üçüncü sıradayız.

Biz bunları yazdığımız bir sırada Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürü Yusuf Kıraç Beyle tanıştım. Onun bana söylediğine göre, Firik keçisi, Anadolu’da Firiklerin yaşadığı bölgeye has bir keçidir. 

Gordiyon’da ve bir mağarada Firik keçisi resmine rastlanmıştır. 

Ne Güney Afrika’ya götürülen Firik keçileri, ne de Amerika Başkanına verildiği söylenen Firikler, Türk devletinin izniyle olmuştur. 

İngilizler 820’lerde, bu keçileri tabir caizse kaçırmışlardır, ama Güney Afrika ve Avustralya’daki firiklerin yünleri, tabiat şartları icabı değişikliğe uğramış, kalitesi bozulmuş ve Ankara ve Afyon civarında yetiştirilen Firik keçilerinin yünlerinin ayarını tutmamıştır. 

Yusuf Kıraç Bey, Firik keçileri hakkında ilmî bir makale üzerinde çalıştığını söyledi ki, heyecanla ve sabırsızlıkla onun makalesini bekliyorum. 

Artık bizim koyun yüñleri para etmiyor ve Türkiye’ye yüñler çok ucuza, Avustralya’dan geliyor. 

Üniversitelerin görevi, bu gibi mallarımızın değerlendirmesi için çalışmak değil midir?

İki Frig / Filik Tekesi ve Hayat Ağacı (Friglerin Gizemli Uygarlığı: 25.12.2007 – 13. 04.2008 Tarihli Faaliyetten alınmıştır)

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

Not:

Prof. Mehmet Özhanlı'nın açıklaması (Yalvaç-Antakya kazı Bşk.), yararlı olacağı için buraya alıyorum:

Frig uygarlığı MÖ 1200-700 yılları arası yönetimsel olarak yaşamış olsa da, MS 2. Yüzyıl Roma yazılarında hâlâ aktif olarak geçmektedir. Frigler, Tabates isimli halılarıyla meşhurlar. Tiftik ya da Ankara keçisi onlara aittir. Bir de Masias'ı unutmamak lâzım. Bölgeye sonradan gelenler, "var olan köklü geleneği" devam ettirmişlerdir. Tıpkı Neşet Ertaş'ın yaptığı gibi. Derler ki, müziği Batıya Frigler tanıttı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI