?>

Fikir üreticileri aranıyor!

Muhammed Işık

6 yıl önce

Bilinçaltımızı birileri bir şekilde yönetmeye çalışıyor.

Güncel konuları takip ettiğimizde zihnimizde yer eden konu başlıklarını bir yere not ettiğimizde bu durum daha iyi ortaya çıkıyor. 

Bizler bu duruma seyirci kalırsak akıntıya kapılıp gitmemiz içten bile değil! 

Kavramlaştırılan şeyler ile aklımızın bulanıklaştırılmaya çalışıldığını söyleyebilirim.

Müslümanlar için mevzuyu biraz özelleştirecek olursak “muhafazakâr” ve “modern” kavramlarının birbirine ters olup olmadığının bilinç düzeyinde anlam bulduğu konusunda ciddi şüphelerim var.

Kafalarımız çok karışık.

Dile getirmeye çalıştığımız şeylerle beklentilerimiz çoğu kez çelişiyor. 

Fikir dünyamız, güncelleme sorunu yaşıyor.

Bu sebeple günü, gerektiği gibi eksen kaymasına uğramadan yaşamak kimileri için oldukça zor oluyor. 

Şartlar - koşullar gelişme gösteriyor lakin düşüncelerimiz değişmiyor. 

İstisnasız kabul edeceğimiz şeyler günün şartlarında değişime uğrayabiliyor.

Farklı rotalara, eksenlere kabul edeceğimiz şeyler dağılabiliyor.

Öz çekim” ile kendimize çekidüzen vermemiz bu sebeple gerekli hale geliyor.

Kamu kurumları, günlük siyasal akımlara, göstergelere göre rotasını değiştiremez. 

Devlet aklı” dediğimiz şey kişilere, siyasal partilere ve günlük siyasete göre eksen tayin edemez. 

Saplantı haline gelen ideolojik ön koşullar ile Devlet Aklı aynı kefeye konamaz. 

Siyasal liderler (Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Recep Tayyip Erdoğan) hiçbir ayrıma tabi tutmadan devlete hizmet etmiş ve etmekte olan siyasetçilerdir. 

Devlet; hiçbir kişiye, zümreye, partiye muhtaç değildir. 

Siyasetçileri bir şekilde devletin muhtaç olduğu kişiler olarak lanse etmek büyük hatadır. 

Siyasetçiler, kamu gücünü kullanarak doğru ve yanlış kararlar alabilir. 

Kamu faydasına olan işlerini alkışlarken, zararına olan işlerini ise eleştiririz. 

Kavram kargaşasından devleti, kamuyu uzak tutmamız gerekiyor. 

Siyasetçilerin ideolojik fikir ve eylemleri ile devleti, kamuyu aynı kefeye koyamayız. 

Sağ veya sol siyasetçilerin iktidara gelmesiyle devletin sağ veya sol siyasal akımlara kayması düşünülemez. 

Devlet gibi kamu yöneticilerinin de siyasal akımlara göre devleti idare etmesi doğru bir davranış değildir.

Sağ (sol) siyaset ülkeyi yönetirken, sol (sağ) görüşlü kamu idarecilerinin kamuda pasif hale getirilmesi kabul edilemez. 

Siyasetçiler gibi düşünürlerin, siyasal akımlardan etkilenip saplantılı fikirler üretmesi de etik olamaz.

Kendimizi geliştirmek için eskilere takılıp kalma hastalığından kurtulmamız lazımdır.

Rol model olarak Fatih Sultan Mehmet’i seçen bir siyasetçinin sabah - akşam Fatih’i gündeme getirmesinin ülkeye ve o kişiye zerre faydası yoktur. 

Model alınan kişinin yaptıkları ve yapmaya çalıştıklarını hedefleyenler, ülkeye ve millete faydalı iş yapmış olurlar. Kendine rol model olarak Necip Fazıl’ı, Cemil Meriç’i, Yedi Güzel Adamı, Mehmet Akif Ersoy’u, Aziz Nesin’i vs. alan yazarlar, model aldığı kişiye ait kitapları okuyarak topluma bir fayda sağlayamaz. 

Örneğin Orhan Gencebay’ı örnek model olarak alan bir müzisyen, yaptığı bestelerle onu geçmeyi hedeflemedikten sonra taklitten öte bir iş yapmış olmaz. 

Mustafa Kemal Atatürk, siyaset yapmak isteyenler için çok iyi bir örnek olsa da ne yazık ki Atatürkçülük yapmaktan öte onun fikir ve gayretlerini, hedeflerini aşmaya çaba harcayan bir siyasetçi olmamıştır. 

Yeni bir “Necip Fazıl, Orhan Gencebay, Mustafa Kemal Atatürk” çıkartmaya hevesi, böyle bir gayreti olan yok gibi bir şey.

Fikir dünyası geçmişte kalmış, bir türlü günceli yakalayamayan ve böyle bir derdi de olmayanların devlete ve millete faydalı olması düşünülemez.

“Günümüz Müslümanı nasıl yaşamalı?” diye bir endişesi olmayan insanların, geçmiş Müslümanları övmesi, anması veya hatırlaması, içi boş ceviz kabuğunun güzel görünmesi gibidir.

Günümüz sorunlarını nasıl çözeceğiz?” sorusu sorulduğunda “Eflatun’dan” mevzuyu açıp, geçmişe dair fikirleri papağan gibi dile getiren ve yeni bir fikir üretme gayreti içinde olmayanlara diyecek sözümüz yok. 

Evet, İbn-i Arabi de okuyacağız Platon da. Bu konuda bir sıkıntımız yok. 

Güncel fikirlerimiz olması için geçmiş tecrübelerden elbette ki yararlanacağız. 

Lakin, geçmiş saplantılarımız bizi ileriye götürmedi, götürmüyor da! 

İslam ahlâkını günümüz şartlarına göre eğip bükmeden yazacak fikir adamları neredesiniz?

Sağımız, solumuz, kıyımız, köşemiz küflenmiş fikirlerin esareti altında. 

Bu temizliği yapabilen “er yürekliler”, geleceği inşa edecek olan gözü pek, zihni açık mert insanlardır.

.

Muhammed Işık, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @leyli_serd , @dikgazete

YAZARIN DİĞER YAZILARI