Fetö Kültür Merkezi kucağında
Tanışmazdık; yeni bir kültür merkezi kurduklarını, yapılanması ve neler yapılabilirliği hakkında danışmak üzere benimle istişare yapmak istediklerini söyledi telefonla.
Yapılanma deyince, kardeşim mimar Tayfun’u da kattım projeye.Arabasıyla Yıldız’dan aldı beni, annemin Barbaros Bulvarı üstündeki evin karşı caddesinde durduk.
“Ben bir koşu gidip çağırayım” deyince; neredeyse küçümser bir edayla aramızdaki araç telefonunu işaret etti.
Bu camiaların en sevmediğim huyu, bu modernite tutkusu ve sizi devamlı pohpohlamaları…
- İlk ve son defa söylüyorum!.. Ben sizin bildiğiniz ünlülerden değilim.
Uğraştı didindi, bağlantıyı kuramayınca klasik usule teslim oldu.
Bir koşu, karşıya geçip çağırdım kardeşimi.FKM’de yapılacak bir şey kalmamış ancak bir sahne spotu bile akıl edilmemişti.
Sn. Ayvacı, ‘Hipnotontist’ti, yani Hipnozla acı vermeden diş çekiyordu.
Aynı salonda 600 kişiyi uyuttuğuna şahidim ben ve birkaç çıkıntı hariç!
Kendisi bu sürece “Derin Uyanıklık hali” diyor.
Çeşitli skeçlerden Necati Tuncer ve Macit Koper’in yazılarından oluşan bir gösteri.
Müdür, devamlı provayı izlemek istiyor bir de ‘Mütevelli’ gelecekmiş. Belki orada muhabbet ettiğimiz muhteremlerden biri ancak bize tanıştırılmıyor; Mafyavari bir tutum mu ne?
Genel provaya kadar ertelettim teftiş=sansür kurulu seyrini…
Müdür, müdür yardımcısı ve gizli mütevelli izlediler bizi;sus ve pus kompozisyonunda.
⁃ Ulvi bey ağzınıza sağlık! Yalnız o karakol sahnesini çıkarsak?
⁃ Niye ki; işkenceye karşı değil miyiz!.. Vallahi yarın bir seyirciye sunalım, olursa tepkilere bir bakalım… Hem bu herhangi bir ülkede geçiyor! Türkiye’de değil!
⁃ Olsun bizim ülkede de karakol var!
⁃ Valla ben de bilmiyorum yarın seyirci nasıl karşılayacak? Bir tepkileri alalım ona göre karar veririz…
Ertesi gün, galada bindirilmiş kıtalar ayakta alkışladılar. Mesele kapandı mı sanırsınız?
Haayıırr!..
Birkaç gün sonra bir telefon;
- Ulvi bey… ... ben, … … … okulu müdürüyüm (HANGİ OKUL ANLAMADIM) oyununuzu seyrettik, çok beğendik… Bizim okulda da sergilensin isterdik.
- Ancak Milli Eğitim oyunumuzu okullarda sergilememize izin vermez.
- Milli Eğitim bize karışamaz!
- Çok afedersiniz siz hangi okuldan arıyorsunuz?
- Polis Koleji’nden, ben okul başkanı Emniyet Müdürü Falanca!
Ve öncü olarak ben ziyaret ettim Müdürü.
“Müdür bey ben hiçbir zaman oyunumdan çıkarma yapmam Ancak burası özelliği olan bir kurum… Sizi rahatsız edebilecek söz veya sahneler varsa çıkaralım” dedim.
-Yoo olduğu gibi oynayın; yalnız aramızda tek-tük kerkenezler var, o başlangıçtaki ‘Selamünaleyküm’ü söylemeseniz iyi olur!
Öyle de yaptık.
İki seansta yaklaşık bin polis, üniformaları üstünde ve neşeleri açıkta izlediler oyunu!
.
Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com