15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsü. Yaşananlar o kadar derin bir yapıyı kapsıyordu ki, bugün olmuş ‘temizlik’ devam ediyor. Ülkemizin birlik, beraberlik ve özgürlüğüne suikast yapanlara karşı gerçekleşen temizliğin bir kolu da futbola sıçramış durumda...
İÇERİĞİNDE HAİNLİK VAR….
Terörist darbe girişimi sorasında, ortaya çıkan ayrıntılara bakıldığında, planın içeriğinde, gözü dönmüşlük ve hainlik var. Plan, İslam’ın en önemli ve son kalesi olarak Türkiye’nin üzerinde yapılmış olması apaçık belli. Allah’ın (cc) yardımı, Rabbimizin halkımıza nasip ettiği milli şuuru ile Elhamdülillah, bunda başarılı olmadılar...
Bu saatten sonra, dirayetli, bir o kadar uyanık olmak zorundayız. Dikkat edin, o hainlerin çoğunluğu tutuklandı, elebaşlarından birçoğu da firarda. 15 Temmuz’dan sonra, daha fazla önem taşıyan Dede Korkut’un “Kahpe içerden olunca/ kapı kilit tutmaz oğul!” sözünü, hafızamızın bir köşesine, silinmeyecek şekilde yer etmemiz kaçınılmaz.
FENERBAHÇE… GALATASARAY… BEŞİKTAŞ…. TRABZONSPOR...
Ülkemize yapılan her hangi bir hain saldırı sonrasında, hemen hemen her vatandaşın gönlünde sempati, bağ oluşturan, dahası taraftarı olduğu Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor Kulüpleri, tepkilerini dile getirmiyor mu? Evet. Peki, sonrasında yaşananlara ne demeli!..
İşte size örnek? Fenerbahçe Kulübü Başkanı, düzenlediği basın toplantısı veya katıldığı televizyon programında geçmişi deşiyor! Söylemlerde adı geçen Galatasaray, Trabzonspor, Bursaspor camiaları da, açıklamalara adı karıştığı için cevap hakkı doğuyor!..
Dikkat edin, şu haklı, bu haklı demiyoruz!
Çünkü, ortaya konan suçlamaların tamamı ‘yargı’ ile alakalı. Biz bu satırları yazarken, 2847 hakim ve savcının açığa alındığını öğreniyoruz.
Adalet, geç de olsa yerini buluyor. Kafalarda soru işareti ise, ‘2010-2011 Sezonunda yaşandığı söylenen şike olaylarına bakan hakim ve savcılar. Şimdi onlar nerede? Geçmiş döneme ait mahkeme kararları ne kadar adil?
KULÜP BAŞKAN VE YÖNETİCİLERİ BU HASTALIKTAN VAZ GEÇMELİ...
Asıl problem, soruların net karşılık bulamaması! Belirsizlik, her daim kaosu da beraberinde getirir.
Kulüp Başkan ve Yöneticileri, zaman zaman (özellikle takımlarının başarı durumu kaygı uyandırdığında) toplantı düzenleme hastalığından vaz geçmek zorundalar. Asli görevlerine, takımlarının yönetim başarılarına odaklanmaları…
Diğer türlüsü, söz sözü, söz de dedikodu, o ise istenmeyen olayları tetikliyor.
TFF NEDEN SESSİZ!..
Eğer, yaşananların çözümü için hukuk gerekli ise, kamuoyuna mal olmuş takımların yöneticileri birbirlerini suçlayacağına, bıraksınlar onu ‘adil yargı’ halletsin! Sahi, bu yaşananlara futbolun patronu TFF neden sessiz kalır, anlamak çok gerçekten zor!..
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com