?>

Evs ve Hazreç arasındaki çatışma! Savaşan iki tarafa da silah satmanın şehveti…

Suat Gün

2 yıl önce

EVS VE HAZREÇ ARASINDAKİ ÇATIŞMA!

SAVAŞAN İKİ TARAFA DA SİLAH SATMANIN ŞEHVETİ 

Yahudiler, Dünya tarihinin ticaret yapan en önemli milletidir. İlk çağlarda Akdeniz ticareti, Akdeniz'in bütün kıyılarında bulunan Fenike liman şehirleri üzerinden yapılırdı, Yahudiler bu ticaretin ana aktörüydü.

Bu ticaret, daha sonra Çin'e bağlanan İpek Yolu’nun kurulmasıyla uzanarak devam etti.

Çin, ticaret kervanlarının ülke içlerine kolay ulaşması için devasa uzunlukta surlar yaptı.

Çin Seddi adını verdiğimiz bu muazzam surlar, üzerinden iki atlı arabanın yan yana geçeceği genişlikteydi.

Ticareti korumak için, bu surlar; kulelere yerleştirilmiş askerlerce emniyet altına alındı.

Dünya ticaret tarihi, Yahudilerin uzmanlaşmış tecrübesi altında şekillendi.

Yahudilerin ticaret ağı kurma tecrübesi, daha sonraki yüzyıllarda paranın ticari meta olarak kullanılması tecrübesiyle birleşti.

Paranın nakli, borç verme, takas gibi işlemlerden komisyon alarak kendi aralarında bir haline getirildi.

İşin/ticaretin kolay yapılmasını sağlayan bu ağ, Yahudilere elde nakit para tutmanın avantajlarını sağladı.

Borç verme, paranın gelir getirici bir fonksiyon kazanarak doğurması, zaruri bir ihtiyacı karşılaması şeklinde verilen paranın faiz adını verdiğimiz işleme dönüşerek kat kat artması, alacağın, borçluyu ezecek şekilde teminat altına alınmasıyla devam etti.

Bazı kaynak ve hammaddeleri elde tutarak tekel yaratma, ihtikâr ve depolama, borsayı kontrol ederek nispi fiyatlarla oynama, paraya, mala, para üzerinden para kazanmanın yollarını açtı; daha sonraki süreçte savaşan devletlere yardım etmek, borçlandırmak Yahudi ticaretinin ana gelir kaynağı haline geldi, hem de çok kârlı gelir kaynağı haline geldi.

Muazzam kârlar elde etmek için savaşı kışkırtmak, savaştırmak, savaşan her iki tarafa silah satmak Yahudi tüccarlara şehvet seviyesinde tutku (iptila) yarattı.

Savaşlar, savaşanlara yıkım getirirken Yahudi tüccarlara görülmemiş seviyede kazanç yollarını açtı.

Bu durum Hz. Peygamber devrinden bu yana böyle devam etmektedir.

Devlete-devletlere borç veren taraf daima garantili alacağa kavuşur.

Her savaşta sadece silah satan taraf kazanır, bunu da Yahudiler çok iyi biliyorlar, onun için her zaman silah satan taraf Yahudiler olur.

Efendimiz (s.a.v) Medine’ye hicret etmeden önce, 40 yıl boyunca orada Yahudi kabileler iki gurup oluşturmuşlardır.

Bir gurup Avs aşiretine silah satıyordu. Diğer gurup ise Hazrec aşiretine silah satıyordu. Böylece 40 yıl boyunca iki aşireti birbirine saldırtıp, üzerlerinden para kazanmayı sağlıyorlardı.

Mekke’de Kureyş, Taif’te Sakif kabilesi, siyasi birliği ve tek otoriteyi sağlarken, Medine’de başta “Evs ve Hazreç” ile bu iki Arap kabilesinin müttefikleri Yahudi kabileler “Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kurayza” arasındaki bitmez tükenmez savaş ve çekişmeler, siyasi birliğin sağlanmasına bir türlü imkân vermiyordu.

Yahudi Kaynuka oğullarının çoğunluğu, Arap olan Hazreçlilerin müttefiki, Nadiroğulları ve Kurayza oğullarının çoğunluğu da Arap kabilesi Evslilerin müttefiki idiler. Aslında bütün bu Yahudi kabileleri, masa altından birbirleriyle müttefikti.

Bu süreç, tarih boyunca böyle devam etti.

Her yerde Yahudiler savaşan taraflara yardım ettiler, muazzam kazançlar sağladılar.

Osmanlı tarihinde Kırım Savaşı esnasında alınan borçlar, İngiltere’den alınmış zannedilir ama esas alacaklı, Rothschield’lerdir.

Bu borç, katlanarak artmış, Duyunu Umumiye’ye dönüşerek devam etmiş, ödenmesi 1954’e kadar sürmüştür.

Amerika Birleşik Devletleri’ni kuran İsrail lobisi, içeride köleciliğe dayalı bir sömürge düzeni kurmuş, Afrika’dan gelen zenci köleleri kullanarak büyük tarım işletmeleri üzerinden büyük kazançlar sağlamışlardır.

Londra bankerlerinin, sermayelerini ABD’ye kaydırmasından sonra demiryolu işletmeciliği, madencilik özellikle petrol üretimi İsrail lobisinin tekeli haline gelmiş, kamu kurumlarının para ihtiyacı, iç borçlanma senetleri Yahudi sermayesi tarafından sağlanmıştır.

Güney-Kuzey Savaşı’ndan sonra Yahudi sermayesi, ABD’ye tamamen hâkim olmuş, 1913 yılında Amerikan Merkez Bankası’nı (FED) ele geçirerek bu hâkimiyet tamamlanmıştır.

Bundan sonraki süreçte, tıpkı Fenikeliler döneminde Akdeniz’e hâkimiyet, Akdeniz ticaretini elde tutmak gibi bir ticari kurularak bütün okyanuslara hâkim olan bir deniz hâkimiyeti şebekesi kuruldu.

Böylece dünyanın 4 büyük okyanusu (Atlas, Hint, Büyük ve Güney) 8 büyük filo ile kuşatıldı.

Dünya ticareti tamamen İsrail lobisinin egemenliği altına girdi.

İstedikleri ülkelere abluka, ambargo, ticaret yasağı uygulayabiliyor, böylece kendilerine direnen her ülke ve devleti dize getirmenin bir yolunu buluyorlardı.

Son 50 yılda geliştirdikleri ‘SWIFT’ sistemi, para naklinin temel aracı haline geldi, Dünya’daki bütün bankalar arasındaki ticaret, borçlanma senetleri ve akreditif işlemleri, ülke içi döviz nakli SWIFT üzerinden yapılmaktadır.

SWIFT ağı, “twitter” ve “whatsapp” gibi anlık haberleşme sistemine sahip olup, ticareti kolaylaştırmakta, işleticisi olan Yahudi sermayesine muazzam kârlar sağlamakta, çökertmek istedikleri ülke ve ekonomilere kısıtlama getirerek, siyasi ve iktisadi tavize zorlama imkânı vermektedir.

Eğer bu sistem olmazsa parayı nasıl göndereceksiniz?

Alıcı ve satıcı karşı karşıya nasıl gelecek; sorun haline gelmektedir. Mesela 1 milyar dolar denen para, 100’lük banknotlar ile bir TIR dolusu paradır. Alış-veriş paralarının çanta ile veya TIR ile gönderilmesi büyük problemdir.

Yahudi sermayesi, borçlanma senedi olarak çıkarttığı kâğıt kupürleri yani ABD dolarını, dünya rezerv para birimi haline getirmiştir.

Karşılığı yoktur.

Bütün devletler, merkez bankalarındarezerv para” olarak dolar tutarak, Yahudi sermayesine kaynak tahsis etmektedir. (1)

SWIFT ağı, kişinin mallarına ve parasına el koymak, varlıklarını dondurmak gibi entrika hizmetlerinde sıkça kullanılmaktadır. (2)

İsrail çıkarlarına göre alış-verişi tanzim etmek, bütün dünyada rahatsızlık uyandırmıştır. Alternatif arayışları sürmektedir. (3)

İki tarafı savaştırarak, her iki devlete de borç vermek ve silah satmak, 20. Yüzyıldaki temel politikası haline gelmiştir.

Waterlo Savaşı’ndaki Yahudi kurnazlığı bilinmektedir.

Rothschieldler’inİngiltere savaşı kaybetti” haberi, Londra borsasını çökertmiş, bu esnada dip fiyatlardan hisse senetlerini toplayan İsrail sermayesi, üç gün sonra İngiltere’nin savaşı kazandığı haberi ile hisse senetlerinin zirve yapmasıyla görülmemiş spekülatif kazançlar sağlamıştır. (4)

Bundan sonra İngiliz Merkez bankasına ve borsaya egemen olan Yahudi sermayesi, İngiliz askeri gücünü ve sömürge varlığını kullanarak küresel ölçüde yayılmıştır.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının çıkartılmasında ve tarafların tahrik edilmesinde Yahudi sermayesinin tesiri, göz ardı edilmemelidir.

Nitekim geçtiğimiz günlerde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Hitler de Yahudi idi” diyerek bu gerçeği ortaya koymuştur.

Saddam’ı iktidara getirerek kriz alanı yaratan ve Irak ile İran’ı 8 sene savaştıran İsrail lobisi, her iki tarafa da silah sattı.

Sözde savaşı durdurmak için her iki tarafa da ambargo uygulayan ABD’nin, kendi Savunma Bakanı Donald Rumsfeld aracılığıyla her iki tarafa da silah sattığı, seneler sonra ortaya çıktı.

Bu durum, bu savaşın kendi tezgâhları olduğunu ortaya koydu.

Fransa'dan iki tır silah yola çıkıyordu; biri Irak’a diğeri de İran’a silah taşıyordu.

Bugün çıkarttıkları Ukrayna- Rusya savaşında aynı tezgâh aynı dümen tekrar edilmektedir.

Başlangıçta Rusya’yı tahrik ederek saldırttılar, Rusları suçlu duruma düşürerek, Ukrayna’ya destek verdiler.

İki tarafa da silah satan sistemin temelini kurdular.

İki tarafın halkı savaşarak ezilmekte, cephelerde ölmekte, insanların kanı pahasına kirli paralar kazanmaktadırlar. Ukrayna’nın başında Yahudi Zelensky, Rusya’nın başında kendini Rus olarak tanıtan öteki Yahudi Putin bulunmaktadır.

Paralı Rus ordusu Wagner’in (5) başında gene bir hırsız Yahudi olan Yevgeni Prigojin bulunmakta, Putin’in korunması özel görevini yapmaktadır.

Ama denklem nasıl kurulmuştur?!

Hiçbir kirli , başında ve içinde Yahudi olmadan kurulamaz!

Bundan sonraki yazımızda Wagner Grubu ve Yevgeni Prigojin’i anlatacağız.

.

Suat Gün, dikGAZETE.com

(1) Washington, FED, Küresel Yahudi sermayesi para biriminin uluslararası bir hesap birimi, değer deposu ve değişim aracı olarak baskın rolünü korumak ve geliştirmek için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Amerikan doları, tüm dünyada ticaretin, bankacılığın, ticaretin ve finansın can damarı haline getirilmiştir. Ayrıca, dolar bir fiat para birimi olmasına rağmen, ABD’nin güçlü bir nükleer cephaneliğinin tehdidini de kapsayan vurucu yetenekler tarafından desteklendiği unutulmamalıdır.

(2) 2012 ve 2016 yılları arasında nükleer programına yönelik yaptırımlardan ötürü İran’ın SWIFT ile bağlantısı kesildi. Kuzey Kore için de böyle bir karar alınmıştı.

(3) SWIFT’e alternatif sistemler nelerdir?

Çin, Bankalararası Ödeme Sistemi ile kendi ödeme aracını kurmuştur. CIPS (Cross-Border Interbank Payment System): olarak bilinen bu sistem SWIFT sisteminin alternatifi bir transfer sistemidir.

Yine Rusya öncülüğünde kurulmuş SPFS (Sistema Peredachi Finansovykh Soobscheniy/System for Transfer of Financial Messages) Rus bankalarından oluşan sisteme 400’den fazla kurum üye olmuştur. Bu da yine SWIFT sistemine alternatif bir finansal kurumlar arası iletişim sistemidir. Özellikle ABD’nin İran’a yaptırımları sonrası SWIFT’e alternatif sistemlere ilgi daha da artmıştır.

Fransa ve İngiltere öncülüğünde Instex adlı bir sistem 2019 yılında hayata geçirilmiştir. Aslında sistemin kurulma sebebi Fransa ve İngiltere’deki firmaların ve devletlerin İran yaptırımlarından sıkılıp bu ülke ile ticaret yapma isteğinden kaynaklanıyor. Bir nevi doların rezerv para birimi niteliğine bir başkaldırı diyebiliriz.

Para hacimleri nispeten düşük ise; “Western Union, money gram,paypal, bıtcom” gibi yöntemler de kullanılmaktadır. Eğer bu aracılarda da işlem komisyonu yüksek çıkıyorsa temel olarak kara para aklamak veya daha düşük komüsyon ile para nakletmek isteyen insanların kullandığı kuyumcu aracılığı ile para transferi yöntemi de bulunmaktadır.

Maalesef Türk ve İslam dünyası arasında Bankalar Arası Para Nakil Alternatif Sistemi (BAPNAS) kurulmamıştır. Bu sistemi acilen kurmak lazımdır.

(4) Kripto para ve süpekülasyon İsrail lobisinin yeni temel silahı olarak her zaman hazır ve nazırdır. Bütün ülkelerin öz varlıklarını ele geçirmek için özelleştirme ve verimlilik teorisi ile bütün insanlığı nasıl aldattı iseler günümüzde kripto para üzerinden entrika çevirmeyi hedefliyorlar.

(5) PMC Wagner (Rusça: ЧВК Вагнера) olarak da bilinen Wagner Grubu (Rusça: Группа Вагнера / Gruppa Vagnera), bir Rus paramiliter örgütüdür. Çeşitli şekillerde özel bir askeri şirket, bir paralı asker ağı veya Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in fiili bir özel ordusu olarak tanımlanıyor. https://tr.wikipedia.org/wiki/Wagner_Grubu

.

YAZARIN DİĞER YAZILARI