Şu an Türkiye gündeminin en önemli konusu “Anayasa Referandumu”. Anayasada yapılması düşünülen değişiklik halka sorulacak, halkın düşüncesi alınacak. Tasarı komisyonlardan geçerek Meclis’te, halka sorulmak üzere onaylandı.
Oy verenlerin yarıdan fazlası bu değişikliğe “Evet” derse Anayasamız değiştirilecek. Eğer, evetler yarıdan az çıkarsa, “aynı tas aynı hamam” yolumuza devam edeceğiz. Yani hiçbir şey değişmemiş olacak ve mevcut kısırdöngü devam edecek.
Türk siyasetinde neredeyse her şey polemik konusu.
Bir deli, bir kuyuya bir taş atmaya görsün… Tüm aklı evvellerimiz, bilumum demogoglarımız anında olay mahallindedirler. Birçok şeyi çarpıtmanın bir yolunu bulurlar. Ak kara, kara ak olur çoğu zaman.
İşte yine bir referandum (danışma) süreci ve ortalığın durumu.
Bir yanda değişimciler (deliler) diğer tarafta aklı evveller (statükocular) ve uluslararası ortakları…
Değişimciler diyor ki; Cumhurbaşkanının yetkileri artırılsın ve sorumlu olsun, yürütme meclisin olsun, iktidar halkın olsun, vesayet odaklarının iktidar üzerindeki tahakküm edici gücü kırılsın, karar alma süreçleri daha sağlıklı yönetilsin ve hızlı olsun, çift başlılık ortadan kalksın, şu anki durumuyla noterden farksız olan cumhurbaşkanlığı aktif hale getirilsin, vs…
Statükocuların ne dedikleri veya ne diyecekleri belli!.. Bu önemli değil. Ancak niçin öyle dedikleri önemli!.. Bu konuda derinlemesine düşünmek gerekiyor!..
Peki halk olarak bize düşen nedir? Ne yapmalıyız? Evet mi? Hayır mı? Söz milletin, yani bizim.
Öncelikle objektif olmalı, neye evet veya hayır dediğimizi iyi bilmeliyiz. Türkiye’miz için anayasa değişikliğinin bir ihtiyaç olup olmadığını iyi tahlil etmeli ve üzerinde düşünmeliyiz.
Küçük bir hatırlatma ve mantıksal bir çıkarım.
Türkiye gelişmekte olan ülkeler kategorisinde bulunan bir ülke. Yani gelişiyor. Gelişen bir şey aynı zamanda değişiyor demektir.
O halde hayır diyerek ya değişimin karşısında olacağız ya da evet diyerek değişimin önünü açacağız ki ülke gelişsin.
Yeter söz milletin, yani karar bizim.
Bu anayasa değişikliği Türkiye’nin, basit bir açılım ihtiyacını giderme konusu olmayıp aynı zamanda yeniden yapılanmasını sağlayacak önemli bir girişimdir. Bu bakımdan bu hamle, hem iç politika hem de dış politika açısından son derece önemlidir.
Dış dünyaca yakından takip edilmesi boşuna değil.
Referandumdan çıkacak güçlü bir ”evet” ile, demokrasimiz güçlenecek, ülkemizin maddi ve manevi olarak daha fazla gelişmesi sağlanacaktır.
:
Orhan Beyoğlu, dikGAZETE.com