Allah, yahudi ve hristiyanı dost edinmeyin diye emrederken, biz yahudi ve hristiyanın da bizatihi düşman olup mücadele ettiği güçleri dost edindik, emirlerine uyduk.
Dünden beri, akın akın yayınladıkladıkları habere bakın.
Bir sürü gemi kıyılarda, bizi tahliye etmek için bekliyormuş.
Eve tıktıkları insanları, üzerine depremle korkutmaktan daha akıllıca bir iş olamazdı.
Yeter; gerçekten yorulduk.
Çocuklarımız bu hasta zihniyet yüzünden travmalarla büyüyor.
Yapmayın!..
Bizler Müslümanız, lütfen sadece bunu hatırlayın bari!
Ben bu olan biten karşısında kelam bulamıyorum yazacak.
Ben bu günler için uyarınca, izah edince, anlatmaya çalışınca dar zihinleri nedeniyle anlayamayıp;
- Moralimizi bozuyooo!..
- Umutsuzluğa düşüyooz!..
- Sinir bozucuuu!..
- Komplo bunlar yea!.. diye bana saldıranlar nasıl moralleriniz?
İyi mi böyle?
Umut durumları nasıl?
Sinirleriniz ne durumda?
Komplo muymuş yazdıklarım?
Hadi itiraf edeyim; cidden ben de bu kadarını beklemiyordum.
AZ BİLE YAZMIŞIM!
Ben kardeşlerimi, böyle günlere hazırlamaya çalışıyordum.
Baştan bilin, bilin de uymayın!..
Bilin de itaat etmeyin diye yazıyordum.
81 milyondan, bizim gibi düşünen 1 milyon kişi olsa yeterdi.
Ama insanlar, onlara sahtelikler vaad eden, evinin köşe bucak resimleri altına süslü kelamlar yazanlara inanmayı seçti ve sonucu görüyorsunuz.
En basit misalle;
2018 yılından beri şahitsiniz ki;
- Yapay etler gelecek, reddedin!
- Hayvanlarınıza sahip çıkın! diye bas bas bağırıyorum.
O günlerde komplocuydum ama bugün ne diyorlar?
- Hayvanlar doğayı kirletiyor!..
- Hayvanlarda c.0.vid virüsü çıktı!..
- Hayvanlar tehlikeli!.. Hoop yapay ete geçiş..
Ne kadar da kolay geliyor bunlara.
Biz MÜSLÜMANIZ! Bize nasıl olur da besmelesiz, kanı olmayan, genetiği değişmiş helal olamayacak bir eti, yiyecek diye sunabilirler?
Yeri-göğü inletmemiz lazımdı.
Ama onlar evvela bizi bu kıvama getirdi.
Bu kıvama gelmeyen bir avuç insan olarak bağırıyoruz işte, sağırlar ülkesinde…
***
Allah, vatandaşlarımızı türlü bunalım ve buhranlardan, intihar etme düşüncelerinden muhafaza eylesin.
Her sancı, yeni bir doğum müjdeler.
Ümitvar olalım, durmamız gerektiği yerde duralım.
“Sümeyye” isek, o mızrağın karşısında durup, kanımızla toprağı sulayacağız.
“Hanne” isek, karnımızdakileri daha doğmadan bu davaya adayacağız.
“İmran” isek asrın firavunlarından “Musa”mızı sandukalar içinde saklayacağız.
“Bilal” isek, çöl kumunda kayalar altında ezilsek de, bir “Ebubekir” yetişecek sabredeceğız.
Yeter ki saflarımızdan ayrılmadan, layık şekilde sabredelim.
Artık başka bir kelam edemiyorum. Ama hüsnü zannlarımızı yerle bir edip, bizi bu zor günlerde bu meydanda yalnız bırakan bazı önde gelen isimlere de nacizane tek bir kelamım var;
-Hak sillesinin sedası yoktur, bir vurdu mu devası yoktur!
.
Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com