Sosyal sorumluluk, karşılık beklemeksizin yapılan ortak paylaşımdır.
Bu paylaşımın kapsamı maddi ve manevi boyutlarıyla ortaya farkındalık koyuyor.
Sorumluk içerisinde engellilerin yeri ayrı bir önem taşır.
Dünyalık beklentilerden uzak, gönüllü olarak üstlenilen sorumluluklar, konuya muhatap kişi ve kurumlara karşılıklı olumlu etkileşim oluşturmaktadır.
Toplumun örgütlerinden aileden başlayıp, şirketler ve devlet yelpazesine kadar uzanan her aşamasına hassasiyetle yaklaşılması gerekiyor.
Uygulama içerisinde yer alan muhataplar, "sosyalsorumluluk" adı altında bir arada yer almalarının memnuniyetine ulaşırlar.
Neticeleri ise, maddi ve manevi açıdan kazanıma dönüşür.
"Komşusu aç iken tok yatan, bizden değildir” diye buyuran Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ümmeti olarak, spor camiasının engelli bireyler üzerindeki sosyal sorumluluk örnekleri, mü’min olmamızın ölçülerinden birisidir.
Sporun içerisinde cereyan eden sosyal sorumlulukların örnek alınıp, benzer uygulamaların yaygınlaşması için, kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir.
Bu durum, toplumda da engellilik hususunda farkındalık oluşturacaktır.
Sosyal içerikli uygulamalar sayesinde, engelli bireyin potansiyellerini kullanmasına imkân tanınmış ve sosyal hayata katılımı gerçekleştirilecektir…
Haber kaynakları (Anadolu Ajansı) aracılığıyla akışı sağlanan bilgiler, gerçekleştirilen sosyal sorumluklar, muhataplarının kısa süreli de olsa hatırlanmanın mutluluğunu yaşatacak.
Örnek olmasıyla, bu hususta istekli kişi, kurum ve kuruluşların adım atması sağlanacaktır.
İşte; sosyal sorumluluk içeren o projelerden bir kaçı;
Süper Lig’de şampiyonluk mücadelesi veren Beşiktaş, İstikbal Mobilya Konyaspor’u 4-1 yendi, maçta doğuştan yürüme engelli Buket Durmuş’u unutmadı.
Siyah-beyazlı takımın taraftarı 35 yıl sonra protezle yürümeye başlayan Durmuş, Kayseri karşılaşmasını Beşiktaş Kulübünün daveti üzerine locadan izlemenin yanı sıra, desteklediği takımın ilk golünün anonsunu yapmanın mutluluğunu yaşadı.
Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu ile teknik direktör Ünal Karaman’ın down sendromlu ve otizmli çocukları Kasım ayı içerisinde ziyareti, özel öğrencilerle sohbet etmesi ve onlara hediyeler takdim etmeleri, anlamlı bir başka aktivite.
Bu organizasyon bize Aşık Veysel’in "Ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın" mısralarını hatırlattı.
Sıkı sıkıya bağlı olduğumuz "Nasıl hatırlanmak istiyorsan, öyle iz bırak" özdeyişimizde verilen mesaj gibi, belki şu an Ünal Karaman, Trabzonspor’da yok, fakat özel çocukları ziyarette bulunmaları, isimlerin olumlu şekilde hatırlanmasını vesile kılıyor.
Bir başka dikkat çeken haber, Mersin’de yaşayan down sendromlu güreşçi Fatih Emir Özkan’ın, Dünya Yıldızlar Şampiyonası’nda yaptığı gösteri maçı.
Mersin Güreş Eğitim Merkezi’nde spora başlayan 10 yaşındaki özel sporcunun, dünya ve olimpiyat şampiyonu Taha Akgül’le gösterisi, maçın daha ötesine geçen ve önemli mesajlar içeren bir aktivite/aktiviteler, bizim olduğu gibi, dileriz tüm kamuoyunun da dikkatini çeker...
Sosyal sorumluluk konusunu içeren ve engelli bireylerin katılımıyla “spor" adı altında gerçekleşen bu üç örnek, insan olmanın bir gereği olarak yapmamız gerekenler konusunda, üstlenmemiz gereken görev sorumluluklarını bize hatırlattı.
Ülke nüfusunun önemli bir kesimini oluşturan özel kitleye (yüzde 13) yapılacak olan her türlü destek, insanlığımızın bize yüklediği sorumluluk.
Her bir dokunuş, özel çocukların hayatlarını daha kaliteli şekilde sürdürmesi demek.
Bugün bu konuda örneklere şahitlik, ne yapmamız gerektiği hususunda bilgi sahibi olmamız, bahanelerin ortadan kalkması, insani ve vicdani sorumluluğu yüklenmemiz manasına gelir…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com